Yerel Haberler
YEREL HABERLER
29 Aralık 2025 Pazartesi - 12:57 Müdür Çandıroğlu: "Van, projelerle eğitimde örnek bir şehir" Van Milli Eğitim Müdürü Bilal Yılmaz Çandıroğlu, Van’da eğitimin güçlü projelerle yürütüldüğünü belirterek, dijitalleşme ve kodlama alanlarında ilave çalışmaların planlandığını söyledi. Müdür Bilal Yılmaz Çandıroğlu, gazetecilerle bir araya gelerek kentte yürütülen eğitim projeleri ve hedeflenen çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu. Van’ın "doğunun incisi" olduğunu belirten Çandıroğlu, böyle bir şehirde görev yapmanın büyük bir sorumluluk ve şükür vesilesi olduğunu söyledi. Van genelinde 274 bin öğrenciye eğitim hizmeti verdiklerini ifade eden Çandıroğlu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yürüttüğü politika ve projelerin sahada güçlü şekilde uygulanmasının öncelikleri arasında yer aldığını vurguladı. Valilik öncülüğünde hayata geçirilen projelerin dikkat çekici olduğunu da dile getiren Çandıroğlu, özellikle Kitap Van Projesi’nin örnek bir uygulama olduğunu belirtti. Okullarda uzun süredir uygulanan okuma saati çalışmalarının bu projeyle daha da güçlendiğini kaydeden Çandıroğlu, öğrencilerin okudukları kitapları sistem üzerinden girerek yeni kitaplara ücretsiz şekilde ulaştığını ifade etti. Kitap Van Projesi’nin kapsamına dikkat çeken Çandıroğlu, "Birçok ülkeyi gezdim. Bu çapta ve bu organizasyon gücünde bir projeyi dünyada görmedim" dedi. Spor Van Projesi ile Destekleme ve Yetiştirme Kursları (DYK) ile öğrencilerin hem akademik hem de fiziksel gelişimlerinin desteklendiğini belirten Çandıroğlu, bu projelerin sahada aktif şekilde yürütüldüğünü söyledi. Günümüz ihtiyaçlarına da değinen Çandıroğlu, dijitalleşme ve kodlama alanlarında ilave çalışmaların planlandığını ifade ederek, sahadan gelen ihtiyaçlar doğrultusunda yeni projelerin hayata geçirileceğini kaydetti. Milli eğitim camiasında projelerin yürütülmesinde Ar-Ge biriminin önemli rol üstlendiğini vurgulayan Çandıroğlu, Türkiye genelinde birçok projeyi ilk uygulayan yöneticilerden biri olduğunu da söyleyerek, "Milli eğitim camiasında beni Ar-Ge’ci müdür olarak bilirler" ifadelerini kullandı.
Eskişehir’de ’Amatör Spor Haftası’ açılış programı düzenlendi
08 Ekim 2025 Çarşamba - 16:16 Eskişehir’de ’Amatör Spor Haftası’ açılış programı düzenlendi Eskişehir’de düzenlenen ’Amatör Spor Haftası’ açılış programında konuşan Vali Hüseyin Aksoy, "Geçtiğimiz yıla göre lisanslı sporcu sayımız yaklaşık 2 bin artışla 8 bine yaklaşmış durumda. İlimizde 273 amatör spor kulübü faaliyet göstermekte ve sporun her branşında başarı hedefiyle çalışmalar yürütülmektedir" dedi. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor Genel Müdürlüğü ve Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu tarafından her yaşta insanın fiziksel aktivite ve hareketli yaşama özendirmek, yeni sporcular kazandırmak amacıyla Amatör Spor Haftası etkinlikleri düzenlendi. Haftanın açılış programı, Yenikent Şehit Anıl Gül Spor Salonu’nda gerçekleştirildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda konuşma yapan Vali Hüseyin Aksoy, sporun toplum sağlığı için önemli olduğunu vurguladı. "Lisanslı sporcu sayımız yaklaşık 2 bin artışla 8 bine yaklaşmış durumda" Amatör spor kulüplerinin önemli görevler üstlenerek gençlerin fiziksel ve ruhsal gelişimine katkı sunduğunu belirten Vali Aksoy, "Eskişehir’de amatör sporların gelişmesi adına Gençlik ve Spor İl Müdürlüğümüz ile birlikte yürüttüğümüz çalışmalar olumlu sonuçlar veriyor. Geçtiğimiz yıla göre lisanslı sporcu sayımız yaklaşık 2 bin artışla 8 bine yaklaşmış durumda. İlimizde 273 amatör spor kulübü faaliyet göstermekte ve sporun her branşında başarı hedefiyle çalışmalar yürütülmektedir. Milli Eğitim Müdürlüğümüzle iş birliği içinde, öğrencilerimizin eğitim süreçlerinde en az bir spor, sanat ya da müzik dalıyla ilgilenmesini teşvik eden özel projeler uyguluyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığımızın destekleriyle ilimizde spor altyapısının güçlendirilmesine yönelik çalışmalarımız da devam ediyor. Okul bahçelerine halı saha, voleybol ve basketbol sahaları kazandırarak çocuklarımızın daha çok spor yapabilecekleri ortamlar oluşturuyoruz. Ayrıca, amatör spor kulüplerimizin faaliyetlerini daha iyi şartlarda sürdürebilmeleri için yeni spor tesisleri yapım çalışmalarımız sürmektedir. Bu vesileyle Amatör Spor Haftası’nı kutluyor, tüm sporcularımıza ve antrenörlerimize başarılar diliyorum" ifadelerini kullandı. Vali Aksoy, uluslararası düzeyde müsabakalarda başarı sağlayan sporculara konuşmasının ardından plaket takdiminde bulundu. Artistik Cimnastik, Judo, Zumba ve Halk Oyunları gösterileri ile devam eden programda sporcular izleyicilere unutulmaz anlar yaşattı.
Yunusemre’de bilim şenliği başladı
08 Ekim 2025 Çarşamba - 16:16 Yunusemre’de bilim şenliği başladı Öğrenciler ve gençleri bilimin eğlenceli dünyasıyla buluşturan "MANİFEST-Bilim ile Manisa’yı Aydınlat, Geleceği Şekillendir" temalı bilim şenliği, Atatürk Kent Parkı’nda başladı. Şenlik 11 Ekim Cumartesi gününe kadar devam edecek. Atatürk Kent Parkı’nda TÜBİTAK 4007 Bilim Şenlikleri Destekleme Programı kapsamında "MANİFEST - Bilim ile Manisa’yı Aydınlat, Geleceği Şekillendir" temalı bilim şenliği başladı. Manisa Büyükşehir Belediyesi, Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ), Yunusemre Belediyesi ve Manisa Ticaret ve Sanayi Odası’nın destekleriyle düzenlenen şenlik, 2025 yılı içerisinde Manisa merkezinde gerçekleştirilecek tek bilim şenliği olacak. Bilim Yunusemre tarafından 11 Ekim Cumartesi gününe kadar devam edecek organizasyonun açılışına Yunusemre Belediye Başkan Yardımcıları Hakan Gürtunca, Emine Özge Arslan ile Mehmet Mesut Doğan, Yunusemre İlçe Milli Eğitim Müdürü Yıldıray Demirtaş, Şehzadeler İlçe Milli Eğitim Müdürü Metin Gençay, Manisa CBÜ Proje Koordinasyon Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. İlker Çetin Keskin katıldı. Stantları teker teker gezen davetliler öğrencilerle sohbet etti. Her gün 10.00 - 16.00 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlayacak şenlikte, 54 bilim, teknoloji ve sanat atölyesi kuruldu. Şenlikte çocuklar ve gençler, bilimsel deneyler yaparak teknolojiyle vakit geçirerek ve sanatsal etkinliklere katılarak bilimin farklı yönlerini keşfedecek.
Terörizm ve organize suç arasındaki bağlantı Kamil Aydın başkanlığında masaya yatırıldı
08 Ekim 2025 Çarşamba - 16:14 Terörizm ve organize suç arasındaki bağlantı Kamil Aydın başkanlığında masaya yatırıldı Milliyetçi Hareket Partisi Erzurum milletvekili Prof. Dr. Kamil Aydın Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenterler Asamblesi, Birleşmiş Milletler Terörle Mücadele Ofisi ve Katar Devleti Şura Meclisi tarafından İstanbul’da düzenlenen "Terörle Mücadele ve Aşırıcılığın Önlenmesi Konulu Küresel Parlamenter Konferansı’na" katıldı. TBMM başkanı Numan Kurtulmuş ve Katar Devleti Şura Meclisi Başkanı Sayın Hassan Bin Abdulla Al-Ghanim başkanlığındaki heyetlerin ikili görüşmesine de katılan Aydın, uluslararası medya temsilcilerine konferans ile ilgili görüşlerini aktardı. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenterler Asamblesi (AGİTPA) Terörle Mücadele Özel komisyonu başkanı Aydın, "Terörizm ve Organize Suç Arasındaki Bağlantı" temalı oturumu yönetti. Konuşmasına dünyanın dört bir yanından gelen tüm katılımcılara teşekkür ederek başlayan Aydın, yalnızca denizleri ve kıtaları değil, aynı zamanda halkları ve kültürleri de birbirine bağlayan İstanbul’da ortak sorunlarımızı ve ortak sorumlulukları yansıtmanın önemini vurguladı. Birleşmiş Milletler Terörle Mücadele Ofisi, Katar Devleti Şura Meclisi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenterler Asamblesi (AGİTPA) Terörle Mücadele Özel komisyonu birlikteliğiyle düzenlenen toplantıda uzun yıllar boyunca terörizm, organize suç ve yolsuzluk ayrı ayrı sorunlar olarak ele alındığını belirten Kamil Aydın, bu olguların güvenliği zayıflatacak biçimde birbirleriyle kesiştiğini belirtti. "Terör örgütleri artık yasa dışı piyasalardan, kaçakçılıktan ve siber dolandırıcılıktan finansman sağlıyor. Organize suç şebekeleri ise teröristlerin gizlilik ve şiddet yöntemlerini benimsiyor. Bu yapıları ayakta tutan en önemli unsur ise yolsuzluk" diyen Aydın, parlamentoların bu tehditlere karşı öncü rol üstlenmesi gerektiğinin altını çizdi. Her iki yapının da devlet kurumlarının zayıflatılmasını kolaylaştırdığını ve bu tehdidin sonucu olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2195 ve 2482 sayılı kararlarını gösteren Aydın, Avrupa Konseyi’nin 2021 Yönergeleri ise hapishanelerin bile bu bağlantıların filizlenebileceği alanlar olabileceği konusunda uyardığını ileri sürdü. AGİT Parlamenter Asamblesi’nin 2025 tarihli "Yolsuzluk, Organize Suç ve Terörizm Arasındaki Bağlantı" konulu kararı da bu güçlerin kesiştiği yerde demokratik yönetişimin risk altında olduğunu ve parlamentoların bu zayıf noktaları tespit edip kapatmada öncülük etmesi gerektiğini açıkça vurgulayan Kamil Aydın, ulusal düzeyde parlamentoların bu faaliyetleri suç sayan ve bozan yasaları çıkarmak, bütçeleri ve kurumları denetlemek, şeffaflığın bekçiliğini yapmak gibi hayati bir rol oynadığını, ancak ulusal parlamentoların tek başına hareket edemeyeceğini vurguladı. Uzmanlardan güvenlik ve reform çağrısı Milliyetçi Hareket Partisi Erzurum milletvekili Prof. Dr Kamil Aydın’ın başkanlığını yaptığı oturumda uluslararası düzeyde tanınmış uzmanlar konuştu. Konuşmacılar, terör ve organize suç arasındaki bağın sadece güvenlik değil, aynı zamanda ekonomik istikrar ve demokratik yönetişim açısından da ciddi bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekerek uluslararası iş birliği, şeffaf yasama mekanizmaları ve parlamentolar arası koordinasyonun güçlendirilmesi yönünde ortak çağrıda bulundu. Oturumun açık tartışma kısmında terörist gruplar ve organize suç ağların yollarının nasıl kesiştiği ve bunun ulusal ve bölgesel güvenlik üzerindeki etkileri, etkili şekilde mücadele etmek için yasal ve kurumsal reformlara duyulan ihtiyaç ve ulusal parlamentolar ve meclislerin sınır ötesi düzeyde entegrasyonu gibi hayati konular masaya yatırıldı. Aydın: "Parlamentolar en güçlü savunma hattıdır" Kapanış konuşmasında ise terörizm, organize suç ve yolsuzluk arasındaki bağın güvenliğimiz için en acil tehditlerden biri olduğunu bir kez daha gösterdiğini belirten Aydın, parlamentoların yasama ve denetim rolleriyle bu tehditlerle mücadelede benzersiz bir konuma sahip olduğunu da ortaya koydu. Oturum, katılımcıların dayanışma ve ortak mücadele mesajlarıyla sona erdi. Konferansın ikinici günündeki oturumda ise "Teknoloji İnsanlığın Hizmetinde Olmalı, Şiddetin Aracı Haline Gelmemeli" diyen Aydın, teknolojinin terör örgütleri tarafından kötüye kullanılmasına karşı etkili yasal ve politik önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Aydın, konuşmasında yapay zekâ, şifreli teknolojiler ve çevrimiçi platformların terör amaçlı kullanımının giderek arttığına dikkat çekti. "Bugün karşı karşıya olduğumuz tehditler, tarihte eşi benzeri görülmemiş düzeydedir. Dronlar, otonom silahlar, yapay zekâ destekli propaganda ve deepfake teknolojisi, radikalleşmeyi hızlandıran yeni araçlar haline gelmiştir" dedi. ABD’ye yaptıkları resmi ziyarette, sosyal medya algoritmalarının gençleri şiddet içerikli paylaşımlara maruz bıraktığı örneklerle karşılaştıklarını belirten Aydın, "Instagram algoritmasının sadece 24 saat içinde binlerce çocuğu cinayet ve intihar videolarına yönlendirdiğini öğrendik. Bu durum, ticari algoritmaların nasıl farkında olmadan radikalleşmeyi körüklediğini gösteriyor" ifadelerini kullandı. Aydın, ideolojik temelden yoksun, sadece şiddeti amaç haline getiren yeni bir eğilime dikkat çekerek, bu tür saldırıların giderek genç yaşlara indiğini vurguladı. "13-14 yaşındaki çocukların dahi şiddet eğilimi göstermesi, mevcut stratejilerimizin yetersiz kaldığını ortaya koyuyor," diyen Aydın, Türkiye’de geçtiğimiz aylarda 16 yaşındaki bir gencin İzmir’de gerçekleştirdiği saldırıyı örnek gösterdi. AGİT’ten eğitim temelli yeni girişimler AGİT Parlamenter Asamblesi’nin güvenlik politikalarında bütüncül bir yaklaşım benimsediğini belirten Aydın, 2024 ve 2025 yıllarında alınan önemli kararları hatırlattı. 2024’te kabul edilen "Yapay Zekâ ve Terörle Mücadele" kararının, bu alandaki ilk uluslararası parlamenter belge olduğunu ifade eden Aydın, 2025’te Porto’da kabul edilen "Gençlerin Şiddet İçeren Aşırıcılığa Radikalleşmesinin Önlenmesi" kararının da bir paradigma değişimi oluşturduğunu söyledi. Bu çerçevede yeni bir proje hazırladıklarını belirten Aydın, "Lise Diyalogları" girişimiyle AGİT milletvekillerinin öğrencilerle bir araya gelerek aşırıcı anlatılara karşı farkındalık oluşturacağını açıkladı. "Gençlerin görüşlerini doğrudan duymak ve politikalarımıza yansıtmak istiyoruz. Kalıcı güvenlik, sadece kolluk gücüyle değil, eğitimle ve bilinçli toplumlarla mümkündür," dedi. "Güvenlik ve insan hakları birbirini tamamlar" Aydın, teknolojik tehditlerle mücadelede insan haklarının göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, "Kalıcı güvenlik, otoriter yöntemlerle değil, özgürlükleri koruyan dayanıklı toplumlarla sağlanır" dedi. Yapay zekâ ve yeni teknolojilerin düzenlenmesinde insan haklarına dayalı, esnek ve yeniliğe açık bir yaklaşımın zorunlu olduğunu belirten Aydın, parlamentolara bu konuda rehberlik etmeye devam edeceklerini söyledi. Konuşmasını "Güvenliğimiz, teknoloji ile güvenlik arasında seçim yapmamıza değil, insani değerlerin teknolojinin gelişimine yön vermesine bağlıdır" sözleriyle tamamlayan Aydın, 2026’da yapılacak BM Küresel Strateji Gözden Geçirmesi sürecinde parlamenterlerin daha etkin rol üstlenmesi gerektiğini vurguladı.
Eğitim Fakültesi’nde ’Öğrenci Motivasyonu Arttırma Teknikleri’ semineri düzenlendi
08 Ekim 2025 Çarşamba - 16:15 Eğitim Fakültesi’nde ’Öğrenci Motivasyonu Arttırma Teknikleri’ semineri düzenlendi Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından düzenlenen ’Öğrenci Motivasyonunu Artırma Teknikleri’ seminerinde konuşan Dr. Öğr. Üyesi Harun Serpil, "Önemli olan, içsel ve dışsal motivasyonun her ikisinin de var olmasıdır. Ancak esas olan, içsel motivasyonu gerçekleştirebilmektir" dedi. Seminer, Eğitim Fakültesi A Blok 315 No’lu Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Harun Serpil, seminerde konuşmacı olarak yer aldı. Yoğun ilgi gösterilen etkinliğe çok sayıda öğrenci katılım sağladı. "Motivasyon bir lokomotiftir" Seminerde konuşan Dr. Öğr. Üyesi Harun Serpil, "Motivasyon bir lokomotiftir ve onu başlatan şey güdülenmedir. Bugün eğitimci olarak bu konuları inceleyeceğiz. Motivasyon kaynaklarını içsel ve dışsal olarak ayırabiliriz. Dışsal motivasyonda kontrol bireyin çevresindeyken, içsel motivasyonda kontrol bireyin kendisindedir. Önemli olan, içsel ve dışsal motivasyonun her ikisinin de var olmasıdır. Ancak esas olan, içsel motivasyonu gerçekleştirebilmektir. Motivasyonu düşüren etmenler arasında yetersizlik duygusu da yer alır. Örneğin bir öğrenci beklenmedik bir soru sorduğunda, öğretmene karşı güvensizlik ve yetersizlik algısı oluşabilir. Bu nedenle alan bilgisi eğitimciler için oldukça önemlidir. Bir diğer etken ise saldırganlık davranışlarıdır" ifadelerini kullandı. "Ders içeriklerinin öğrencilerin ilgi alanlarına göre düzenlenmesi öğrenme isteğini artırır" Motivasyonu artırmanın yollarına da değinen Dr. Öğr. Üyesi Serpil, sözlerine şöyle devam etti: "Birkaç önemli faktör göz önünde bulundurulmalıdır. Bunlar arasında hedef belirleme, öğrencinin öğrenmesini etkileşimli hâle getirme, öğrenciye geri bildirim sağlama, olumlu ortam oluşturma, öğrenci ilgi alanlarını dikkate alarak ders içeriğini şekillendirme, büyüme zihniyetini derse entegre etme ve özdeğerlendirme alışkanlığını teşvik etme gibi unsurlar yer alır. Sürekli ve yapıcı geri bildirim, olumlu pekiştirme ve akran desteğiyle birlikte motivasyonu güçlendirir. Öğrencilerin çabalarının takdir edilmesi, öğrenme sürecine bağlılıklarını artırır." Seminerin sonunda Prof. Dr. Meral Güven, Dr. Öğr. Üyesi Harun Serpil’e adına hazırlanan Darüşşafaka Bağışı Belgesi ile teşekkür belgesi takdim etti.
Tarih ve tenis buluştu: "1. Zerzevan Cup" lansmanı tarihi Roma garnizonunda yapıldı
08 Ekim 2025 Çarşamba - 16:15 Tarih ve tenis buluştu: "1. Zerzevan Cup" lansmanı tarihi Roma garnizonunda yapıldı Diyarbakır’da düzenlenecek "1. Zerzevan Cup Tenis Turnuvası"nın lansmanı, Roma İmparatorluğu döneminde askeri garnizon olarak kullanılan Zerzevan Kalesi’ndeki gösteri maçıyla gerçekleştirildi. Diyarbakır Valiliği, Türkiye Tenis Federasyonu (TTF), DÜ, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) iş birliğinde Dicle Elektrik’in ana sponsorluğunda düzenlenecek olan 1. Zerzevan Cup Tenis Turnuvası’nın lansmanı, UNESCO Dünya Mirası aday listesinde yer alan Zerzevan Kalesi’nde yapıldı. Etkinlik kapsamında genç tenisçiler Arin Arda Tinda, Ahmet Arda Tuncer, Arden Tunç ve Ali Berken Bal özel bir gösteri maçı gerçekleştirdi. Programda konuşan Vali Murat Zorluoğlu, kentin 12 bin 500 yıllık tarihi derinliğine ve Zerzevan’ın stratejik önemine vurgu yaptı. Vali Zorluoğlu, turnuvanın iki temel amacı olduğunu belirterek, "Bizlere 3 bin yıl öncesinin Diyarbakır’ından seslenen, Asurlardan, Perslerden ve Romalılardan izler taşıyan Zerzevan Kalesi’nde önümüzdeki günlerde başlayacak 1. Zerzevan Cup Tenis Turnuvası dolayısıyla bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bu turnuvanın iki temel amacı var: Birincisi, kültür turizmi anlamında çok ciddi bir potansiyele sahip olan Diyarbakır’ımızın sporun tanıtıcı gücünden de faydalanarak tanıtımına katkı yapılmasıdır. İkinci maksadımız ise tenis sporunun Diyarbakır’da ve bölgede gelişmesi, daha fazla sporcunun bu alana kazandırılması ve burada ulusal ve uluslararası düzeyde önemli başarılar elde edecek genç sporcuların yetiştirilmesine bir zemin oluşturulmasıdır" dedi. Vali Zorluoğlu, Zerzevan Kalesi’nin yaklaşık 3 bin yıllık bir tarihe sahip olduğunu ve Roma döneminde en doğudaki askeri garnizon olarak kullanıldığını hatırlattı. "2026’da UNESCO dünya mirası olması beklenen Zerzevan, artık aynı zamanda uluslararası tenis turnuvalarına da ev sahipliği yapacak" diyen Zorluoğlu, Zerzevan Kalesi’nin UNESCO sürecine ilişkin ise şu bilgileri aktardı: "Kültür ve Turizm Bakanlığımızın 2026 yılı için UNESCO Dünya Kalıcı Kültür Mirası’na teklif ettiği bir destinasyon burası. İnşallah, 2026 yılının ilk altı ayı içerisinde bu süreç tamamlanacak ve Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri’nden sonra Zerzevan Kalesi ve Mithras tapınağı da UNESCO’nun kalıcı miras listesine girecektir. Bu, Diyarbakır’ın turizmi için gerçekten paha biçilemez bir değerdir." Vali Zorluoğlu, federasyon yetkilileriyle yaptıkları görüşmede Diyarbakır’da yeni bir tenis tesisi kurulması niyetini öğrendiklerini de belirterek, Valilik olarak arsa ve diğer imkanlar anlamında gerekli desteği sunacaklarını açıkladı. Türkiye Tenis Federasyonu (TTF) Başkanı Şafak Müderrisgil ise lansmanda yaptığı konuşmada, kalenin tarihi dokusuna hayran kaldığını ifade etti. Müderrisgil, "Diyarbakır’a daha önce gelmiş olsam da Zerzevan Kalesi’ne ilk kez geliyorum. Hiç bu kadar anlamlı ve değerli bir kortta bulunmadım" şeklinde konuştu. TTF’nin "Herkes için Tenis" mottosunu hatırlatan Müderrisoğlu, "Tenise dair var olan ’elit bir spordur’ algısını tamamen ortadan kaldırmak istiyoruz. Diyarbakır özelinde ise bu vizyonu hayata geçirmek için iş birliğine sonuna kadar hazırız" dedi. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, turnuvanın kentin ekonomik vizyonundaki yerini vurguladı. Kaya, bu başlangıcın kalıcı bir yapıya dönüştürülmesi gerektiğini belirterek, "Kurumlarımızın, yerel yönetimimizin, sivil toplumun ve en önemlisi kalıcı sponsorlar ile iş insanlarımızın bir araya geldiği bu bütünleşme sayesinde turnuvamızı kısa sürede uluslararası boyuta taşıyacak bir noktaya getireceğimize yürekten inanıyoruz" diye konuştu. Kaya, tenis sporunun artık turizmin önemli bir gelir kapısı olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: "Turizm artık deniz ve kumu aşan, kültür ve tarihin daha çok öne çıktığı bir anlayışa hâkimdir. Turistik harcamalarda deniz ve kum turizminin getirisini üçe, beşe katlayan bir sektörden bahsediyoruz. Bu anlamda tenis, kentimizin potansiyeline yakışan bir spor branşıdır. Doğru bir başlangıç, altyapı yatırımları ve gençlere verilecek nitelikli eğitimle biz kentimizi teniste bölgenin bir merkezi haline getirebiliriz." Ana sponsor Dicle Elektrik’in Genel Müdürü Yaşar Arvas ise kurumsal desteklerini yineleyerek, "Dicle Elektrik olarak böylesine anlamlı bir organizasyonun ana sponsoru olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Tüm sporcu arkadaşlara başarılar diliyor, Diyarbakır’ın sosyal ve sportif yaşamına değer katan bu tarz organizasyonları desteklemeye devam edeceğimizi belirtmek istiyorum" dedi. 1. Zerzevan Cup Tenis Turnuvası, 18-26 Ekim tarihleri arasında Diyarbakır’da gerçekleşecek. Organizasyonun hem kentin tanıtımına hem de spor turizminin gelişmesine önemli katkı sağlaması bekleniyor.
BBP Genel Başkanı Destici, ABD’nin Gazze Planı’nı değerlendirdi
08 Ekim 2025 Çarşamba - 16:07 BBP Genel Başkanı Destici, ABD’nin Gazze Planı’nı değerlendirdi Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "ABD Başkanı Trump tarafından kamuoyuna sunulan ve 20 maddelik plan olarak anılan barış planı önerisi kağıt üzerinde ateşkes, esir takası ve insani koridor vaatleri taşımaktadır. Ancak planın niyeti, uygulanma mekanizması ve sahadaki etkilerine dair ciddi şüphelerimiz bulunmaktadır" dedi. BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. PKK elebaşı Öcalan adına TBMM’de slogan atılmasına değinen Destici, "Maalesef bugün gelinen durumdan, bugün milletimize yaşatılanlardan, gazi Meclisimizin uğradığı saldırıdan dolayı büyük bir üzüntü içerisindeyiz. Yüreğinde vatan, millet, devlet sevgisi olan, bayrak sevgisi olan, ezan sevgisi olan hiçbirimizin kabul etmeyeceği bir süreç yaşanıyor. Ve bu sürecin bir tarafında bulunan PKK’nın elebaşı, onun siyasi uzantıları, onun terör örgütü uzantıları her türlü hadsizliği, pervasızlığı yapmaya devam ediyorlar. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Bu Meclisin büyüklüğüne, dokunulmazlığına, itibarına, gaziliğine, bu Meclis Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran meclistir. Bu Meclis, Kurtuluş Savaşı’nı yöneten meclistir. Bu Meclis, 15 Temmuz darbe gecesi darbeye karşı en dik duruşun gösterildiği noktalardan birisidir. Ve maalesef üzgünüz bir o kadar da hiddetliyiz, öfkeliyiz, kızgınız. Maalesef dün gazi Meclisimizde Türk milletinin bütün fertlerini rahatsız eden, bu ay yıldızlı albayrağın altında bir ve beraber yaşama iradesi ortaya koyan herkesi rahatsız eden bir çirkinlik, bir hadsizlik ve bir pervasızlık yaşanmıştır. 40 yıldan fazla bir süredir devleti yıkmaya, ülkeyi bölmeye, milleti parçalamaya çalışan emperyalist küresel ve bölgesel güçlerin desteği ve maşası olarak Türk milletine, Türk devletine, Türk vatanına saldıran, binlerce askerimizin, polisimizin, güvenlik korucumuzun kanını elinde bulunduran bir terör örgütünün elebaşı için sloganlar atılmıştır. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Bunu evvel emirde lanetliyoruz, kınıyoruz ve mutlaka ama mutlaka bunun hesabının sorulması gerektiğini açık yüreklikte ifade ediyoruz" ifadelerini kullandı. "Bu ülkede Kürt sorunu diye bir sorun yoktur" Öcalan’ın hiçbir sebeple affedilemeyeceğini söyleyen Destici, "Terör örgütü lideri ya da kadroları için af çıktı da bizim mi haberimiz olmadı? Ya da terörsüz Türkiye diye başlatılan, müzakeresiz, pazarlıksız, şartsız yürüyeceği açıklanan süreç noktalandı da PKK tüm unsurlarıyla silah bıraktı, kendini feshetti de bizim mi haberimiz olmadı? Velev ki bunlar olsa dahi PKK elebaşı, İmralı canisi, 40 bin kişinin katillerinin başı, bu katliamların sorumlusu yine de affedilemez. Bu sadece bir hadsizlik değil, doğrudan hukuka ve milli iradeye hakaret ve bu devlete ve bu millete meydan okumadır. Herkes şunu bilsin ki en çok da bu meydan okumayı gerçekleştiren zavallılar, kandırılmışlar, satılmışlar, hainler şunu bilsin ki bu meydan okumanın da hesabı sorulacaktır. Mecliste kurulan komisyonun adı bellidir, görevi bellidir, sınırları bellidir. Fakat PKK’nın siyasi uzantısı Mecliste kurulan komisyonun görevi dışında, sınırları dışında talepleri zorlamaktadır. Sanki o komisyon olmayan tırnak içinde ’Kürt sorunu’nu çözmek için kurulmuş bir komisyon gibi lanse edilmektedir. Daha önce de ifade ettim. Bu ülkede Kürt sorunu diye bir sorun yoktur. Bu mesele çözülmüştür. Ben Mecliste de bütün genel başkanların olduğu toplantıda bunu söyledim ve hepsine birden sordum; ’Siz Kürt sorunu derken neyi kastediyorsunuz? Demokratik bir sorundan mı bahsediyorsunuz? Yoksa bir statü sorunundan mı bahsediyorsunuz?’ Bu demokratik bir sorunsa bu çözülmüştür. Evet bu ülkede Kürtler vardır ve bizim kardeşimizdir. Zazalar vardır, bizim kardeşimizdir. Araplar vardır, bizim kardeşimizdir. Gürcüler vardır, bizim kardeşimizdir. Arnavutlar vardır, bizim kardeşimizdir. Boşnaklar vardır, bizim kardeşimizdir. Türkmenler, Yörükler vardır, bizim kardeşimizdir. Ama bunların hepsinin ortak bir adı vardır; o da Türk milletidir" dedi. "SDG’nin silah bırakması için adres İmralı değil, ABD’dir" Terörle mücadele sürecinin iyi niyetle yönetilebilmesinin mümkün olmadığını söyleyen Destici, "PKK silah bıraktı mı? Kendini feshetti mi? Feshetmedi. İran’daki de duruyor, Irak’taki de duruyor, Suriye’deki de duruyor. Peki hal böyleyken TBMM ya da devlet adına herhangi bir kurum ya da hükümet adına herhangi bir birim hangi adımı atacaktır ya da atabilecektir? Bu tür süreçler iyi niyetlerle devam etmez, ki karşımızda zaten iyi niyetli bir topluluk da yoktur. Suriye’nin kuzeyindeki SDG’nin silah bırakması ya da mevcut Suriye hükümetiyle entegre olması isteniyorsa adres İmralı değil, Washington’dur ve ABD’dir. Bu çok açık ve nettir. Çünkü ellerindeki silahlar Amerikan silahlarıdır. Bindikleri arabalar Amerikan arabalarıdır. Harcadıkları paralar Amerikan dolarıdır. Bütün varlıklarını onlara borçludurlar" açıklamasında bulundu. "Gazze’deki ateşkes planlarının sahadaki etkilerine dair ciddi şüphelerimiz bulunmaktadır" Sumud Filosu’nun büyük işler başardığını belirten Destici, ABD’nin Gazze için hazırladığı 20 maddelik barış planına ilişkin de şunları söyledi: "O kahramanlar gerçekten büyük bir iş başardılar. Hepsine bir kez daha şahsım, camiam adına şükranlarımı sunuyorum. Evet belki Gazze’ye ulaşamadılar ama Gazze’nin feryadına yetiştiler. Pek çoğu ülkemize ve ülkelerine döndüler. Ama hala İsrail’de tutsak olarak bulunanlar var. Bunların içerisinde bildiğim kadarıyla üç milletvekilimiz de var. O grubun da bir an önce Türkiye’ye getirilmesini ve bu zalimlerin, soykırımcıların elinden kurtarılmasını bekliyoruz. ABD Başkanı Trump tarafından kamuoyuna sunulan ve 20 maddelik plan olarak anılan barış planı önerisi kağıt üzerinde ateşkes, esir takası ve insani koridor vaatleri taşımaktadır. Ancak planın niyeti, uygulanma mekanizması ve sahadaki etkilerine dair ciddi şüphelerimiz bulunmaktadır. Bazı aktörlerin bu metni hızlıca olumlu karşılaması tek başına güven oluşturmaz. Bu planın, bu ve zulüm şartlarının oluşmasına sebep olan ABD Başkanı Trump ile İsrail Başbakanı Netenyahu’nun eş güdümlü ve eş zamanlı hazırlanıp son çare olarak dünya kamuoyuyla paylaşılması bile bizce başlı başına bir kuşku ve güvensizlik nedenidir." "Kalemi kırılan bir terörist başının bugün affı konuşulmaktadır" Terör eylemleri ve diğer büyük suçlarla alakalı verilen cezalara ilişkin konuşan Destici, "Ömür boyunca hapishanelerde çürümesi gereken, bu ülkenin mukadderatına defalarca ihanet etmiş, onlarca masum evladımıza, askerimize, polisimize, sivil vatandaşımıza kıymış insanlar ağırlaştırılmış müebbet almalarına rağmen 25-30 sene sonra salınmaktadırlar. Kalemi kırılan bir terörist başının bugün affı konuşulmaktadır. O gün idam cezası uygulansaydı bugün bu konuşulacak mıydı? Türkiye’nin böyle bir problemi olacak mıydı? İşte onun için buradan çok açık bir çağrıda bulunuyoruz. Biz hiçbir şekilde bahsettiğimiz suçlar dışında bir affa, özel olarak da devreye sokulmak istenen genel af fikrinin uygulanmasına da karşıyız" ifadelerini kullandı.