Yerel Haberler
Yozgat
Yozgat göçün başkenti oldu
21 Kasım 2025 Cuma - 10:29 Yozgat göçün başkenti oldu Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Yozgat, ülkenin en çok göç veren kenti unvanını aldı. Nüfusunun yüzde 39,5’ini kaybeden Yozgat’ın il nüfusu 2024 yılı itibariyle 413 bin 161 olarak açıklandı. Yozgat Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Mümtaz Levent Akkol, göç olgusuna yönelik olarak yaptığı değerlendirmelerde Yozgat’ın geçmişi olan göç hikayesinin olduğuna değindi. Yurt dışında işçi olarak bulunan, ‘Gurbetçi’ dediğimiz insanları da dikkate almamız gerektiğini söyleyen Akkol, Yozgat’ın göç hikayesinin geçmişe dayandığını ifade etti. "Göç bir kez başladığında devamı gelecektir" Akkol, göçün bir kere başladığında hep devam edeceğini söyledi. Akkol sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarihin belli bir döneminde başlamış göç hareketleri süreklilik kazanmış ve halen devam ediyor. Türkiye’nin göç veren şehirlerine baktığımızda ilk sırada Yozgat’ı görüyoruz. Bu sürpriz bir sonuç değil. Yozgat’ta itici faktörler söz konusudur. Coğrafi konumu noktasında yakın mesafe göçü söz konusudur. Göçmen ağları mevcuttur. Öncü göçmenler gerek yurt içinde gerek yurt dışında göçü teşvik edici şekilde yardım ağları da oluşturabilirler." "İş, eğitim ve sağlık imkanları önemli" Akkol, iş konusunun en önemli husus olduğunu belirterek, "Yozgat’ta iş imkanlarının özellikle geçmiş dönemde yeterli olmadığını söyleyebiliriz. Bir diğer etmen eğitim ve sağlık imkanlarıdır. Bu göçe sebebiyet verir. Çekici etmenler, göçmenlerin göç ettiği şehirleri tanımlar. Fazla iş imkanı, eğitim ve sağlık imkanlarının yeterli olması gibi. Yozgat’ın coğrafi konumu burada belirleyici. Kayseri, Ankara, Samsun gibi büyük şehirleri cazibe merkezi haline getirebilir. Bu husus nasıl tersine çevrilebilir? İtici ve çekici faktörlerin yeninden planlanmasıyla bu mümkündür. Şu an sizinle Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi olarak konuşuyorum. Bu eğitim imkanlarının iyileştirildiğini gösterir. Sağlık hizmetlerinde üniversite hastanesi, devlet hastanesi gibi imkanların iyileştirilmesi göçü durduracağı gibi cazibe de oluşturabilir. Önemli bir diğer husus da iş imkanlarıdır. Eğitim ve sanayiye yapılan yatırımların bir kısmının sanayiye yapılması gerekir" dedi.
Yozgat’ta 8 asırlık Çınçınlı Sultan Han ilgi bekliyor
20 Kasım 2025 Perşembe - 10:16 Yozgat’ta 8 asırlık Çınçınlı Sultan Han ilgi bekliyor Yozgat’ın Saraykent ilçesinde büyük bölümü yıkılan, duvar kaplamalarının söküldüğü ve içinin molozlarla dolduğu görülen 8 asırlık Çınçınlı Sultan Hanı ilgi bekliyor. Saraykent ilçesinde tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan ve ‘Eski Han’ olarak da bilinen 1240-1241 yıllarında Valide Sultan Melike Mahperi Hatun tarafından yaptırılan Çınçınlı Sultan Hanı, günümüzde harap haliyle dikkat çekiyor. Dikdörtgen planlı ve doğu-batı doğrultulu inşa edilen hanın batı duvarı tamamen ortadan kalkmış durumda. Mevcut izlerden yapının birbirine bitişik tonozla örtülü dört mekandan oluştuğu anlaşılsa da iç dolgulardan dolayı hanın gerçek mimarisi tam olarak seçilemiyor. Güneybatısında müştemilat kalıntıları bulunan yapının temel seviyesinin ise bugün görünen yüzeyden çok daha aşağıda olduğu tahmin ediliyor. Dron kamerasıyla görüntülenen hanın büyük bölümünün yıkıldığı, duvar kaplamalarının söküldüğü ve yapının içinin moloz taşlarla dolduğu görüldü. Bölge sakinlerinden Hüseyin Atak, hanın geçmişte yaşadığı tahribata dikkat çekerek, "Benim çocukluğumdan beri böyle duruyor. Bu taşları sökerlerdi. Hatta burada bir tarihi hamam vardı. Böyle mermer direkleri yatıyordu. Buradan taşları sökerlerdi, evlere, işte camiye taşırlardı. Yozgat’ın Kurşunlu Camii’ne bile gittiği söyleniyor o zaman ben çocukken. Bu taşları söktüler. Yoksa bu yüzeyler düzgündü. Eskiden de koruma yoktu ama şimdi tabii koruma altında. Kimse dokunmuyor şu anda. Sit alanı oldu zaten. Üniversiteden geldiler, buranın çatı katı olduğu, 3 kat olduğu söylendi. Aşağıda iki kat daha, hatta bozulmamış odalar da olabilir diyorlar. Ziyaretçileri oluyor. Normal vatandaş çok geliyor. Biz burayı merak ettik diyorlar" şeklinde konuştu. Kayseri’den ilçeye ziyarete gelen Ömer Faruk Deliküçük ise karşılaştığı manzaranın kendisini üzdüğünü ifade ederek, "Burada bir arkadaşı ziyarete geldim. Tabii buranın da tarihi eser olduğunu duydum kaplıcaların yanında, gezmeye geldim. Fakat böyle bir harabeye dönüştüğünü, böyle bir şeyle karşılaşacağımı hiç ümit etmiyordum. Yani böyle tarihi eserlerimizin yok olmasına inanın ki üzülüyoruz. Devlet büyüklerimize de buradan sesleniyoruz. İnşallah tarihimizi gelecek kuşaklara tanıtmak için buraya el atacaklarını düşünüyorum" dedi.
Yozgat’ta 8 asırlık tarihi Çınçınlı Han Kervansarayı ilgi bekliyor
20 Kasım 2025 Perşembe - 09:16 Yozgat’ta 8 asırlık tarihi Çınçınlı Han Kervansarayı ilgi bekliyor Yozgat’ın Saraykent ilçesinde, Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan ve ‘Eski Han’ olarak da bilinen 1240-1241 yıllarında Valide Sultan Melike Mahperi Hatun tarafından yaptırılan Çınçınlı Sultan Hanı, günümüzde harap haliyle dikkat çekiyor. Dron kamerasıyla havadan görüntülenen hanın büyük bölümünün yıkıldığı, duvar kaplamalarının söküldüğü ve yapının içinin moloz taşlarla dolduğu görülüyor. Dikdörtgen planlı ve doğu-batı doğrultulu inşa edilen hanın batı duvarı tamamen ortadan kalkmış durumda. Mevcut izlerden yapının birbirine bitişik tonozla örtülü dört mekandan oluştuğu anlaşılsa da iç dolgulardan dolayı hanın gerçek mimarisi tam olarak seçilemiyor. Güneybatısında müştemilat kalıntıları bulunan yapının temel seviyesinin ise bugün görünen yüzeyden çok daha aşağıda olduğu tahmin ediliyor. Bölgede yaşayan Hüseyin Atak, hanın geçmişte yaşadığı tahribata dikkat çekti: "Benim çocukluğumdan beri böyle duruyor. Bu taşları sökerlerdi. Hatta burada bir tarihi hamam vardı. Böyle mermer direkleri yatıyordu. Buradan taşları sökerlerdi. Evlere işte camiye taşırlardı. Yozgat’ın Kurşunlu camiye bile gittiği söyleniyor o zaman ben çocukken. Bu taşları söktüler. Yoksa bu yüzeyler düzgündü. Eskiden de koruma yoktu ama şimdi tabii koruma altında. Kimse dokunmuyor şu anda. Sit alan oldu zaten. Yani buranın üniversiteden geldiler de buranın çatı katı olduğunu, 3 kat olduğu söylüyorlar. Aşağıda iki kat daha hatta bozulmadık odalarda var olabilir diyorlar. Ziyaretçileri oluyor. Normal vatandaş çok geliyor. Biz burayı merak ettik diyorlar. İşte bazıları biliyor burada han varmış burası mı diye" şeklinde konuştu. Kayseri’den ilçeye ziyarete gelen Ömer Faruk Deliküçük ise karşılaştığı manzaranın kendisini üzdüğünü ifade ederek şunlar söyledi: "Burada bir arkadaşı ziyarete geldim. Tabii buranın da tarihi eser olduğunu duydum kaplıcaların yanında. Gezmeye geldim. Fakat böyle bir harabeye dönüştüğünü böyle bir şeyle karşılaşacağımı hiç ümit etmiyordum. Yani böyle tarihi eserlerimizin yok olmasına inanın ki üzülüyoruz. Devlet büyüklerimize de buradan sesleniyoruz. İnşallah tarihimizi geleceklerimize tanıtmak için buraya el atacaklarını düşünüyorum."
Sorgun’da 864 kişiye kanser taraması yapıldı
19 Kasım 2025 Çarşamba - 10:14 Sorgun’da 864 kişiye kanser taraması yapıldı Sorgun İlçe Sağlık Müdürlüğü, halk sağlığını koruma ve erken teşhisin önemine dikkat çekmek amacıyla yürüttüğü kanser taraması faaliyetlerinde Ekim ayı içerisinde 864 kişiye; meme, kolorektal (kalın bağırsak) ve rahim ağzı kanseri taraması gerçekleştirdi. "Kanseri erken yakalamak çok önemli" Aile Hekimi Cemal Demir kanser taramalarına oldukça odaklandıklarını belirtti. Demir, "30 yaşından itibaren herkesten smear almaya çalışıyoruz. HPV taraması yapmaya çalışıyoruz. 40 yaştan itibaren 2 yılda bir duruma göre yılda bir mamografi yaptırmak istiyoruz. 50 yaşından itibaren her iki cinsiyette de gaitada gizli kan bakarak kolon taraması yapıyoruz. İnsanları ikna etmekte güçlük çekiyoruz. Elimizden geldiğince çevremizden örnekler veriyoruz. Kanseri erken yakaladığımızda çok basit bir müdahaleyle kurtaracağımız bir şeyi belki de sadece 5 yıllık bir ömür üzerinden konuşmak zorunda kalabiliriz" dedi. "Beslenme birçok şeyin başlangıç noktası" Demir, beslenme faktörünün önemine değinerek, "Beslenme birçok şeyin başlangıç noktası sanırım. Mesela şeker hastalığında genetik zemin olsa bile tek başına genetik zeminle alakalı değil. Beslenme, spor yapma, uyuşuk bir yaşam tarzı seçmesi belirleyici konular. Mesela ben şeker hastası olacağım belki genlerim buna müsait ama 50-60 yaşında olacağım şeyi kötü beslenerek bunu 30-40 yaşına kadar çekebiliyorum. Tek başına genetiği suçlayamıyoruz. Bunun ortaya çıkmasını da biz sağlıyoruz. Kendi bölgemden örnek vermek gerekirse az önceki hastam arabaşı çorbasının hamurunu yutmaktan çok hoşlanıyordu. Ekmek tüketmeyi çok seviyorlar. Hastalarımızın yürümelerini çok istiyorum. Hem zayıflasınlar hem kendilerini iyi hissetsinler istiyoruz" ifadelerine yer verdi. "Sorgun’un kanser tarama programlarında en yüksek seviyeye ulaştık" Sorgun İlçe Sağlık Müdürü Uzman Doktor Onur Türkön Ekim ayının Sorgun’da kanser taramaları açısından son derece verimli geçtiğini belirtti. 3 büyük tarama programında Sorgun’da daha önce ulaşılmayan oranlara çıkıldığını ifade eden Türkön, "Geçen yıl aynı dönemde yüzde 26 olan meme kanseri taraması bu yıl 254 kişiyle yüzde 66’ya ulaştı. Yine geçen yıl aynı dönemde yüzde 27 olan rahim ağzı kanseri taraması ise bu yıl 210 kişiyle yüzde 123’e ulaştı. Geçen yıl yüzde 65 olan kolorektal kanser tarama oranı ise 400 kişiyle yüzde 111 olarak gerçekleşti. Bu oranlar Sorgun’un kanser tarama programlarında bugüne kadarki en yüksek seviyeler anlamına geliyor" diyerek ulaşılan rekor düzeydeki taramaları ifade etti. "Aile sağlığı çalışanları ve hekimlerimiz vatandaşlarımıza yardımcı oluyorlar" Ayrıca Uz.Dr.Türkön, kanser tarama tetkikleri kolorektal, meme kanseri ve rahim ağzı kanserinin tamamının ücretsiz olduğunu söyledi. Tetkiklerin aile hekimliği, sağlıklı hayat merkezleri ve KETEM’lerde yapılabileceğini söyleyen Türkön, "Vatandaşlarımızın hepsi aile sağlığı merkezlerine giderek bu hizmeti alabilmektedirler. Ek olarak bu sonuçların herhangi birisinde pozitiflik tespit edilmesi durumunda gerek ulaşım gerek randevu alınması herhangi bir ihtiyaçları olduğunda aile sağlığı çalışanları ve hekimlerimiz tarafından bizlere dönüş yapılmakta ve herhangi bir ihtiyaçları olduğunda yardımcı olmaya çalışmaktayız" diyerek konuya dikkat çekti. "Kanserin erken dönemde yakalanmasını sağlamak istiyoruz" Türkön, tarama testi yapılması amacının hastanın güncel hayattaki konforunun bozulmadan sürmesini sağlamak olduğunu belirtti. Türkön, "Kanserden korunma konusunda yapabilecekleri en uygun şey sigaranın bırakılması. Tüm kanser türleri için geçerli olan bir faktör. Beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi kanserden korunma anlamında oldukça faydalı. Tüm bunlara rağmen genetik ve diğer faktörlere bağlı olarak kansere karşı daha erken farkındalıkları olabilmesi için aile hekimliklerine gitmeyi ve kanser taraması yaptırmayı unutmasınlar" dedi.
Yozgat’ta şehrin en merkezi noktasındaki esnaf, can güvenliğinden endişe ediyor
18 Kasım 2025 Salı - 14:47 Yozgat’ta şehrin en merkezi noktasındaki esnaf, can güvenliğinden endişe ediyor Yozgat’ın merkezi noktalarından biri olan Saat Kulesi yanındaki Aşağınohutlu Mahallesi’nde bulunan Eser İş hanında esnaf, alkol ve uyuşturucu madde kullanan şahısların burayı mesken tutması nedeniyle ciddi can güvenliği endişesi yaşadıklarını dile getirerek yetkilileri göreve çağırdı. Şehrin en işlek caddelerinden birinde yer almasına rağmen, Eser İş hanının ortak kullanım alanları ve merdiven boşlukları, iddialara göre, madde bağımlılarının ve alkol tüketenlerin uğrak yeri haline geldi. Özellikle akşam saatlerinde ve hafta sonları artan bu durum, hem iş hanı içerisinde faaliyet gösteren esnafın hem de alışveriş için gelen vatandaşların huzurunu kaçırıyor. "Esnaf, dükkanını erken kapatmak zorunda kalıyor" İş hanının yeni yönetiminde yer alan Oğuz Öcal yönetimi devraldıklarını ifade etti. Öcal sözlerini şöyle sürdürdü: "Binamızın hali çok kötü. İçeride uyuşturucu kullananlar, alkol içenler, adam bıçaklama var. Tuvaletlerimiz, binanın üst katları rezil durumda. Binaya kimse girmiyor. Saat 17.00’den sonra bayan girip çıkmıyor. Bayan çalışanlarımız, esnafımız var. Buradaki esnafın çoğu mağdur. Esnaf, dükkanını erken kilitliyor. Binamız bakımsız. Büyüklerimizden destek ve yardım bekliyoruz. Esnaf arkadaşlarımızla bundan sonrasını bize destek olanlarla yapacağız. 70-75 civarı dükkan var. 60-65’i dolu. 8-9 bayan esnaf var. Onlar öğleden sonra kilitleyip gidiyor, kalamıyor. Işıklandırmamız yok. Binanın içi zifiri karanlık. Akşam girip çıkmaya biz bile korkuyoruz." "Akşam saatlerinde alkol ve uyuşturucu kullananlar oluyor" İş hanı esnaflarından çay ocağı işleten Emin Eliaçık 35 yıldır iş hanında bulunduğunu söyledi. Eliaçık, el birliğiyle iş hanını temizlemek istediklerini belirtti. Eliaçık, "Görüntülerimiz çok kötü. Tuvaletlerimiz çok kötü. Saat kulesinin dibinde utanacak haldeyiz. Kapımızdan girilmiyor. Bayanlarımız sıkıntı çekiyor. Temizliği kendi imkanlarımızla biz yaparız. Ama bazı şeyler bizi aşıyor. Tadilat, boya bizi aşan işler, yapma imkanımız yok. Akşamları alkol ve uyuşturucu kullananlar var. Onlara hiçbir şekilde müdahale edemiyoruz. Biz de korkuyoruz. İçeride pet şişeler, alkol şişeleri, idrarlarını yapanlar var. Bunların önüne geçmek istiyoruz. Bu işe başladık. İnşallah sonunu getireceğiz" dedi. Eser İşhanı esnafı, bölgede sürekli devriye gezilmesi ve iş hanının güvenliğini sağlamaya yönelik acil önlemler alınması talebiyle Yozgat Valiliği ve İl Emniyet Müdürlüğü’ne seslendi. Esnaf, işlerini huzur ve güven içinde yapmak istediklerini belirterek, yetkililerden sorunun bir an önce çözülmesini bekliyor.
30 yıldır lahana üreten baba ve oğul, bölgeye organik ürün sunuyor
18 Kasım 2025 Salı - 10:45 30 yıldır lahana üreten baba ve oğul, bölgeye organik ürün sunuyor Yozgat’ta baba ve oğul, 30 yıldır lahana üreterek hem geçimlerini sağlıyor hem de bölge halkına organik ürün sunuyor. Yozgat’ın Sorgun ilçesinin verimli topraklarında yetiştirilen lahanalar, hem tarlada hem de Sorgun pazarında satışa sunuluyor. Üreticiler, aracısız satış yaparak vatandaşın taze ürüne doğrudan ulaşmasını sağlıyor. "Baba sanatı gibi" Yaklaşık 30 yıldır lahana yetiştirdiklerini belirten çiftçi Önal Yiğit, üretim sürecinin yıl boyu sürdüğünü belirterek şunları söyledi: "Yozgat Sorgun merkezdeniz. Çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşıyoruz. Biz bunu bir yıl evvelinden gübreliyoruz. Hayvan gübresi ve yanmış gübreye iki defa sürüyoruz. Kazayağı düzenlemesini yapıyor. Sonra tekrar karıkları baharın yapıp bunun tohumdan fidesini ekiyoruz. Fide olunca göçürüyoruz buraya. Ondan sonra sulama işi, çapa işi bir yıl boyunca, 6 ay boyunca devam ediyor. Mayıs 1’de ekeriz, kasım ayında sökümü başlıyor. Bu aya kadar da suyunu kesmiyoruz. Devamlı haftada bir, 10 günde bir su veriyoruz. Bunun yetişmesi bu şekilde meşakkati. Baba sanatı gibi bir şey yani. 30 yıldır yapıyoruz. Her sene aynı yerde aynı ürün olmuyor, verim düşüyor." "Tohumdan fidesini yaparak kendimiz yetiştirdik" Babasının mesleğini sürdüren Mustafa Yiğit ise pazarcıların düşük fiyat vermesi nedeniyle lahana satışlarını doğrudan tüketiciye yaptıklarını belirterek şöyle konuştu: "Lahanamızın hasadı bir ay önce başladı. Pazarcı düşük verdiği için perakende satma taraftarı olduk. Tarladan isteyen alıyor, Perşembe günü buranın pazarında da satıyoruz. Lahanalarımız 15 kilodan 50 kiloya kadar geliyor. 300 liradan 500 liraya kadar sattık. Bu bizim yerli beyaz lahanamız. Tohumdan fidesini yaparak kendimiz yetiştirdik. Lezzeti yıllardır bilinen bir lahana çeşidimiz."
Sorgun Belediyesi’nden Bosna Hersek’e uzanan kardeşlik köprüsü
17 Kasım 2025 Pazartesi - 14:30 Sorgun Belediyesi’nden Bosna Hersek’e uzanan kardeşlik köprüsü Sorgun Belediyesi ve Bosna Hersek Hadzici Belediyesi arasında iş birliği protokolü imzalandı. Protokolde kültürel, sosyal ve ekonomik anlamda ortak bir dizi çalışmalar yapılması planlanıyor. Sorgun Belediye Başkanı Erkut Ekinci ve Hadzici Belediye Başkanı Eldar Comor, Sorgun’da 2022 yılında yapılan ve Saraybosna’da örneği bulunan Kardeşlik Çeşmesi önünde açıklamalarda bulundu. "Türkiye ne kadar güçlüyse Bosna Hersek o kadar güçlüdür" Hadzici Belediye Başkanı Eldar Comor, "Bugün özel bir yerdeyiz. Türkiye’nin ve Bosna Hersek’in sembolü olan bu çeşmenin yanındayız. Zaten bu çeşme 2 sene önce açılmıştı. Özellikle vurgulamamız gereken bu Bosna Hersek ve Türkiye arasında bir köprü. Sayın Başkanımıza davet için çok teşekkür ederiz. İnşallah gelecek dönemde de ilişkilerimizi güçlendireceğiz. Gelecekte eğitim, kültür, spor, bilim ve gençlik alanında ortak projeler belirleyip hayata geçireceğimizi ümit ediyorum. Türk milletine çok teşekkür ederiz. Türkiye ne kadar güçlüyse Bosna Hersek o kadar güçlüdür" ifadelerini kullandı. "Kardeşlik protokolü iki toplumu birbirine bağlayan bir protokoldür" Sorgun Belediye Başkanı Erkut Ekinci "Bugün özel bir gün. Kardeşlik Çeşmesini yaklaşık 2 buçuk yıl öncesinde önceki dönem Hadzici Belediye Başkanımızla beraber açılışını yapmıştık. Bugün Hadzici Belediye Başkanımız Eldar Bey ile Kardeşlik Çeşmesi etrafında toplanmış olmamız Sorgun’da beraber olmamız gayet sevindirici. Bugün burada olmamızın başka bir amacı daha var. Sorgun Belediyesi ve Hadzici Belediyesi ile beraber bir kardeşlik protokolü imzalamak üzereyiz. Belediye meclislerinde bu kararlar alındı. Bazen kardeşlik protokolleri göstermelik olabilir. Ama bizim Hadzici Belediyesi ile yapacağımız kardeşlik protokolü aslında iki toplumu birbirine bağlayan ve birlikte çok daha ciddi projeleri hayata geçirmek üzere yapılan ilk adımdır. Bosna’da Hadzici’de Yozgat halkının oraya bakışını temsil eden eserleri hep beraber bırakma niyetindeyiz" dedi. "Sorgun Belediyesi uluslararası camiada iz bırakan bir belediye konumuna gelmiştir" Eğitim, kültür, spor, belediyecilik konusunda ve birçok alanda kapsamlı çalışmalar planladıklarını belirten Başkan Ekinci, "İş adamlarıyla yapacağımız görüşmeler sonucunda kardeşliği hayata geçirmek ve bu kardeşlikten de Yozgat’ın izlerini Bosna’ya taşıyabilmek ve orada eserler bırakabilmek niyetindeyiz. Sorgun Belediyesi bir taraftan Asya’da Kazakistan tarafında Bozok kültürünü yansıtan müze protokolüyle, Avrupa’da Hadzici Belediyesi ile yaptığımız kardeşlik protokolüyle, diğer taraftan Afrika ile ilgili çalışmalarla beraber geniş perspektiften baktığımız zaman Sorgun Belediyesi artık uluslararası camiada iz bırakan bir belediye konumuna gelmiştir" şeklinde konuştu. Sorgun Belediyesi’nde imzalanan protokolün ardından program sona erdi.
Yozgatlı minare ustası mesleğinin risklerinden dolayı çırak bulamıyor
17 Kasım 2025 Pazartesi - 09:51 Yozgatlı minare ustası mesleğinin risklerinden dolayı çırak bulamıyor Yozgat’ın Sorgun ilçesinde yaşayan ve 17 yaşından bu yana minare ustalığı yapan Fuat Uyar, mesleğin zorlukları ve yüksek risk taşıması nedeniyle çırak yetiştirmekte ve eleman bulmakta büyük güçlük çekiyor. Yozgat’ta bu işi yapan tek usta olduğunu belirten Fuat Uyar, Türkiye genelinde ise sadece 10-15 usta arasında yer aldığını ifade ediyor. İşini büyük bir aşkla sürdüren Uyar, yurdun dört bir yanında gökyüzüne uzanan estetik yapıları inşa etmenin manevi bir huzuru olduğunu dile getiriyor. "Cami ve minareler hassas yapılar, zaman zaman bakıma ihtiyaç duyar" Mesleğine dair tecrübelerini paylaşan Uyar, "Camilerimizin minareleri çok bakımsız. Kırılıp dökülmediği sürece tamirat tadilat ihtiyacı duymuyorlar. Araçlarda, insanlarda olduğu gibi cami ve minarelerin de bakım ve onarıma ihtiyacı var. Minareler, camiler çok hassas yapılar. Dikkatli olmamız lazım. Bunlar hayır yoluyla yapılıyor. Cemiyete, ümmete yapılıyor daha dikkatli ve duyarlı olmalıyız" dedi. "Yozgat’ta tek ben kaldım" Minare ustası olmanın inceliklerini vurgulayan Uyar, "Minare ustası minaresini yapar, cami ustası camisini yapar. Her cami ustası minare yapamaz ama çoğu minare ustamız cami yapabilir. Aramızdaki en büyük fark bu. Şu an benim bildiğim kadarıyla Yozgat’ta anahtar teslim, temelden aleme kadar minare yapan tek ben kaldım. İllere vurduğumuz zaman her ilde her ilçede fayansçı, sıvacı, boyacı bulursunuz fakat minareci bulamazsınız. Sayımız azalıyor, işimiz tehlikeli. Ama zevkli ve güzel. İşimi seviyorum ama eleman bulamıyorum, o konuda sıkıntımız var. Mesleğimizin sonuna geliyoruz" ifadelerini kullandı. "İş sıkıntımız yok" İş yoğunluğuna göre işlerini sıraladığını söyleyen Uyar, "Sıfırdan 40-50 metre civarındaki bir minare yaklaşık 2 ayda yapılır. Tadilat tamirat ise 15-20 gün arasında yapılacak işçiliğe göre değişiyor. Normal inşaat ustasının aldığı yevmiyeyi vasıfsız elemana, işçime veriyorum. Ama yine de işçi bulmakta zorlanıyoruz. Bu da işin risklerinden ileri geliyor. İş konusunda randevu sistemiyle çalışıyorum. İşsiz kalmıyoruz, sıkıntımız yok Mevlaya şükür" şeklinde konuştu.