Yerel Haberler
Zonguldak
Çağlayan, "Zonguldak’ın hakkını masada da sahada da savunuyoruz" 15 Aralık 2025 Pazartesi - 23:22:48 AK Parti Zonguldak İl Başkanı Mustafa Çağlayan, Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti’nin (ZGC) Editör Masası’na konuk oldu. Gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Çağlayan, spor yatırımlarından Zonguldakspor’un 2. lige düşürülme sürecine, belediyelerin tartışmalı kararlarından büyük altyapı projelerine kadar birçok başlıkta dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Programın sonunda ZGC Başkanı Derya Akbıyık, Çağlayan’a katılımı ve açıklamaları dolayısıyla teşekkür etti. AK Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan, geçtiğimiz hafta Spor Bakanı’nı ziyaret ettiklerini, aynı gün TBMM’de bütçe görüşmeleri kapsamında Ulaştırma ve Altyapı Bakanı ile de üç milletvekiliyle birlikte bir araya geldiklerini belirtti. Zonguldak’ın taleplerinin bitmeyen bir süreç olduğunu vurgulayan Çağlayan, "Bir hizmeti tamamlıyoruz, ardından yeni bir ihtiyaç ortaya çıkıyor. Eksiklerimiz olabilir ama bunları da tamamlamak için çalışıyoruz" dedi. Çağlayan, Spor Bakanı ziyareti sırasında Zonguldakspor konusunun da ele alındığını belirterek, 2. Lig’de oynanan ve kamuoyunda "şaibeli" olarak değerlendirilen Ankara-Nazilli maçıyla ilgili sürecin titizlikle takip edildiğini söyledi. Zonguldakspor Başkanı Harun Demir’in de kamuoyunu bilgilendirdiğini hatırlatan Çağlayan, "Bu süreç kendiliğinden ilerlemez. Maçın ertesi gününden itibaren ilmek ilmek takip ettik" dedi. Zonguldak Belediyesi’nin Makine Mühendisleri Odası ile yürüttüğü 13 yıllık asansör bakım sözleşmesini sona erdirerek İstanbul merkezli bir firmaya devretmesini eleştiren Çağlayan, Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in kamuoyuna açık ve net bir açıklama yapması gerektiğini söyledi. "Bu yetki neden yıllardır işi yürüten Makine Mühendisleri Odası’ndan alındı? Neden İstanbul’dan bir firma tercih edildi? Kimler araya girdi?" sorularını yönelten Çağlayan, konunun rant şüphesi barındırdığını ve gerekçeleriyle açıklanması gerektiğini ifade etti. Zonguldak Belediyesi ile ilgili sokak hayvanlarına yönelik iddialara da değinen Çağlayan, bu tür iddiaların kabul edilemez olduğunu ifade etti. Belediyenin barınak sürecinin ortağı olduğunu hatırlatan Çağlayan, "Ortada ciddi bir durum varsa kapsamlı şekilde araştırılmalı ve sorumluluk alınmalıdır" diye konuştu. 2025 yılı içinde çok sayıda önemli projenin hayata geçirileceğini belirten Çağlayan, yol, okul, spor ve sağlık yatırımlarının hız kesmeden sürdüğünü söyledi. Filyos’a bağlanan tünellerin yapımının devam ettiğini, Ereğli-Alaplı çevre yolunun yatırım programına alınması için yoğun bir süreç yürütüldüğünü ifade etti. Limanın demiryolu ve karayoluyla entegre edilmesinin Zonguldak açısından hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan Çağlayan, "Bu entegrasyon, kentin büyümesini doğrudan etkileyecek" dedi. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun kapatılacağı iddialarına sert yanıt veren Çağlayan, Armutçuk’ta yeni bir havalandırma kuyusuyla birlikte 50 yıllık yeni üretim hattının devreye alındığını açıkladı. Milyarlarca liralık yatırım yapıldığını belirten Çağlayan, "Üretimi, istihdamı ve iş güvenliğini artırarak yolumuza devam edeceğiz" dedi.
9. Uluslararası Madenci Kupası Judo Turnuvası Zonguldak’ta başladı
12 Aralık 2025 Cuma - 17:22 9. Uluslararası Madenci Kupası Judo Turnuvası Zonguldak’ta başladı Zonguldak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile Türkiye Judo Federasyonu Başkanlığı’nın 2025 yılı faaliyet programında yer alan 9. Uluslararası Madenci Kupası Judo Turnuvası, bugün düzenlenen açılış seremonisiyle başladı. Kozlu Spor Salonu’nda gerçekleştirilen organizasyon, 12-14 Aralık 2025 tarihleri arasında devam edecek. Turnuvaya başta Kırgızistan, Azerbaycan, Özbekistan ve Gürcistan olmak üzere 7 ülke ile Türkiye’nin 37 farklı ilinden yaklaşık bini aşkın sporcu, antrenör ve idareci katılıyor. Geleneksel hale gelen ve bu yıl 9.’su düzenlenen Uluslararası Madenci Kupası Judo Turnuvası, her yıl olduğu gibi spor camiasından yoğun ilgi görüyor. Açılış seremonisinde sporcular kortej eşliğinde salona çıkarken, organizasyonun dostluk ve fair-play ruhuna vurgu yapıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu açılışta konuşan Judo İl Temsilcisi Kemal Çebi, "Müsabakalarımıza katılan 7 ülke 37 ilimiz, 280 sporcuyla antrenörleriyle spor camiasının burada olmasından dolayı çok mutluyuz. İlimizden çok güzel anılarla ayrılmalarını, müsabakaların iyi geçmesini diliyorum. Kazasız belasız geri dönmelerini temenni ediyorum" ifadelerine yer verdi. 2016 yılında ilk kez düzenlenen Uluslararası Madenci Kupası Judo Turnuvası, pandemi yılı olan 2020 dışında her yıl aralıksız olarak gerçekleştirildi. Organizasyon, Madenciler Günü kapsamında her yıl aralık ayında düzenlenmesiyle de dikkat çekiyor. Turnuva, 14 Aralık’ta yapılacak müsabakalar ve ödül töreniyle sona erecek.
İki kardeş ve babaannelerini öldüren sanık "Kasap mıyım cani miyim durduk yere yapayım, savunmak içindi"
12 Aralık 2025 Cuma - 16:42 İki kardeş ve babaannelerini öldüren sanık "Kasap mıyım cani miyim durduk yere yapayım, savunmak içindi" Zonguldak’ta aralarında husumet bulunan akrabaları iki kardeş ve babaannelerini bıçakla ölümüne sebep olan sanık hakim karşısına çıktı. Çıkan kavgada kendisine saldırdıklarını öne süren sanık Erdeniz K., "Beni yere yatırıp boğmaya çalışıp saldırdılar, nefessiz kaldım ölüyordum. Kurtulmak için bıçakladım ama kasap mıyım cani miyim durduk yere yapayım, savunmak içindi" diyerek kendini savundu. İddialara göre merkeze bağlı Köroğlu köyünde ikamet eden sanık Erdeniz K.’nın kardeşi E.K., köy kahvesinde çıkan bir tartışma sonrası darp edildi. Bunun üzerine iki taraf arasında husumet meydana geldi. Geçen 21 Temmuz günü Halil Can Köroğlu (24), kardeşi Emirkan (18) bir yakınlarının düğününe katıldıktan sonra eve dönüş yolunda E.K.’nin ağabeyi Erdeniz K. ile karşılaştı. Çıkan tartışmada Erdeniz K. iki kardeşi ve babaanneleri Nazmiye Köroğlu’nu (75) bıçakla yaraladı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. İlk müdahaleleri yapılan babaanne ve iki torunu, kaldırıldıkları hastanelerde kurtarılamayarak hayatlarını kaybetti. Yakalanan zanlı Erdeniz K. ise tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ağırlaştırılmış müebbet talebiyle hakim karşısına çıktı 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasında kasten öldürmeden ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan sanık Erdeniz K. hakim karşısına çıktı. Adliye binasının içinde ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alınırken, her iki tarafın yakınları kalabalık oluşturdu. Kendisini "Kasap mıyım, cani miyim?" diye savundu Sanık Erdeniz K., kendisine yönelik ağır küfürler duyduğunu, saldırıya uğrayarak boğazının sıkıldığını bu sebeple kendisini savunduğunu öne sürdü. Maktuller Halil Can ve kardeşi Emirkan’ın kendisine saldırdığını savunan Erdeniz K., "Bıçakladığımı inkar etmiyorum. Ancak görüntülerde gözüktüğü üzere beni yere yatırıp boğmaya çalışıp saldırdılar, nefessiz kaldım ölüyordum. Kurtulmak için bıçakladım ama kasap mıyım cani miyim durduk yere yapayım, savunmak içindi" ifadelerine yer verdi. Duruşmada 12 tanık dinlenirken, görgü tanıklarından L.K., "Erdeniz evine girmeye çalışırken Halilcan boğazına yapıştı. Yere düşürüp duvara sıkıştırdı. ‘Halilcan yapma adam ölecek’ diyerek çekmeye çalıştım. Halilcan bir hamleyle oradan kalkıp üstüne bakıp ‘ben bıçaklandım’ deyip yere düştü. Ben kanı görünce feryat ettim" diye konuştu. Tanık ifadelerinin ardından söz alan Halil Can ve Emirkan’ın annesi Fatma Köroğlu ise "Erdeniz, kendini kurtarmak istese koluna bacağına vurur, kalbinden bıçaklamış yavrumu. Bizim kimseyle husumetimiz olmadı" dedi. Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
BEUN’da Âşık Veysel anıldı
12 Aralık 2025 Cuma - 11:54 BEUN’da Âşık Veysel anıldı Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde (BEUN) "Âşık Veysel’den Gönül Dünyamıza Akanlar" adlı programda, büyük halk ozanı Âşık Veysel’in sazı, sözü ve irfanı ele alındı. Âşık Veysel’in şiirleri, düşünce dünyası ve kültürel mirası konuşulurken program sonunda seslendirilen türküler salonda duygusal anlar yaşattı. Farabi Kampüsü Doç. Dr. Ali Arslan Konferans Salonu’nda yoğun bir katılımla gerçekleştirilen etkinliğe; BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, senato üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Program, aziz şehitlerin anısına yapılan saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından açılış konuşmasını yapmak üzere BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer kürsüye çıktı. Rektör Özölçer konuşmasında, Anadolu irfanının bilge sesi Âşık Veysel’i anmak ve anlamak için bir araya gelmenin önemine vurgu yaparak şu ifadeleri dile getirdi: "Bugün, gönül ve kültür dünyamızda derin izler bırakmış Anadolu irfanının mütevazı ve bilge kişiliği Âşık Veysel’i anmak için burada toplandık. O yalnızca bir saz âşığı ya da söz ustası değildir; gönül gözüyle gören, gönülden söyleyen, gönüllere hitap eden bir yolcudur. Yaşadıklarıyla efsaneleşmiş, eserleriyle ölümsüzleşmiştir. Onun dizelerinde vatan sevdası, hasret, vuslat, doğa, ana sevgisi, sabır ve şükür vardır. ‘İki kapılı bir handa gündüz gece yürüyen bir yolcu’ olarak kendi yolculuğunu tamamlamış olsa da türküleriyle Dedem Korkut’un dediği gibi ‘ölümlü gidimli’ dünyada bize yoldaş olmaya devam etmektedir. Gönül kelamının usta nefesi, âşıklık geleneğimizin güçlü temsilcisi adına bu anlamlı programın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." Açılış konuşmasının ardından program, BEUN İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seyfullah Kara ve Teoman Duralı İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Muhittin Turan tarafından gerçekleştirilen sunumlarla devam etti. Doç. Dr. Muhittin Turan, sunumunda Türk halk ozanı Âşık Veysel’in eserlerini derinlemesine ele alarak, şiirlerinin muhteva ve mana açısından taşıdığı değeri anlattı. Veysel’in mezhepsel bir ayrım gözetmediğini, Allah’a yönelttiği sitemlerin hakka duyduğu aşktan kaynaklandığını dile getirdi. Ayrıca zıtlıkların Veysel’in yansımalarını ele alarak Mehmet Âkif Ersoy ve Mehmet Âkif İnan’dan yaptığı alıntılarla ozanın şiir evrenini zengin bir perspektifle değerlendirdi. Doç. Dr. Turan’ın ardından söz alan Prof. Dr. Seyfullah Kara ise Âşık Veysel’i anlama çabasının kültürel süreklilik açısından büyük önem taşıdığını ifade ederek, ozanın zengin kültürel dünyasının kapsamlı şekilde analiz edilmesi gerektiğini belirtti. Konuşmaların ardından Prof. Dr. Seyfullah Kara, Âşık Veysel’in iki türküsünü saz eşliğinde icra ederek salona duygu dolu anlar yaşattı. Türkülerin ardından BEUN Rektörü Prof. Dr. Özölçer, programda sunum yapan akademisyenlere teşekkür belgelerini takdim etti. Program toplu hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
Mevlana’nın 752. Vuslat yıl dönümünde Türk Kültüründe Şehadet ve Vuslat ele alındı
12 Aralık 2025 Cuma - 11:30 Mevlana’nın 752. Vuslat yıl dönümünde Türk Kültüründe Şehadet ve Vuslat ele alındı Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde (BEUN), Hz. Mevlana’nın 752. Vuslat yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen "Türk Kültüründe Şehadet ve Vuslat" başlıklı konferansla Türk kültüründe şehadet anlayışı ve vuslat düşüncesi farklı yönleriyle ele alındı. Sezai Karakoç Kültür Merkezinde gerçekleştirilen programa; BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer ve eşi Seran Özölçer, Genel Sekreter Prof. Dr. Zehra Safi Öz, senato üyeleri, akademik ve idari personel, Zonguldak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Gençlik Hizmetleri Müdürü Erhan Yavaş ile öğrenciler katıldı. "Mevlana’nın Sözleri Asırlardır Gönüllerimize Yol Gösteriyor" Program, aziz şehitlerin anısına yapılan saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldi. Rektör Özölçer konuşmasında, iki üniversite öğrencisinin vefat ettiğini hatırlatarak üzüntülerini şu sözlerle dile getirdi: "Değerli öğrencimiz Arif Aykanat ile dün akşam ani bir şekilde aramızdan ayrılan kıymetli öğrencimiz İrem Gül Karakuş’un vefatı bizleri derinden üzmüştür. Huzurlarınızda iki evladımızı rahmetle anıyorum. Rabbim mekânlarını cennet eylesin; ailelerine, yakınlarına ve Üniversitemiz camiasına sabrıcemil ihsan eylesin." Konuşmasının devamında Hz. Mevlana’nın hikmet yüklü sözlerinden örnekler veren Rektör Özölçer, Mevlana’nın sevgi, hoşgörü ve teslimiyet merkezli tasavvuf anlayışının asırlardır yol gösterici olduğuna dikkat çekti: "Allah’a ulaşacak birçok yol var; ben aşkı seçtim." diyen Hz. Mevlana’nın aşk ateşi, aradan yedi buçuk asır geçmesine rağmen hâlâ gönüllerimizi ısıtıyor. Dünya telaşıyla çoraklaşan gönüller, Mesnevî’den süzülen hikmet damlalarıyla diriliyor. Onun ‘Bizim dergâhımız umutsuzluk dergâhı değildir’ sözü, umudun ve irfanın en güçlü ifadesidir." Rektör Özölçer; Mevlana’nın imtihan, sabır ve tevekkül anlayışını anlatan sözlerine de dikkat çekerek konuşmasının sonunda, konferansa katkı sunan Dr. Sait Başer’e, programa katılan tüm misafirlere ve öğrencilere teşekkür etti. Açılış konuşmasının ardından konferansın konuşmacısı yazar Dr. Sait Başer kürsüye çıktı. Türk kültürü üzerine derinlikli bir perspektif sunan Başer, Mevlana’dan Dede Korkut’a uzanan köklü geleneğin bugün dahi yol göstericiliğini sürdürdüğünü ifade etti. Başer; "Tanrı kelimesinin çoğulu olmaz, kültürümüz buna müsaade etmez. Kültür; bir milletin yüzyıllar boyunca yoğurduğu tecrübenin adıdır. Türk kültürü köleliği tanımaz; adalet duygusuyla var olmuş bir medeniyetin ürünüdür." sözleriyle kültür kavramının Türk-İslam düşüncesindeki yerine vurgu yaptı. Adaletin yalnızca hukuk değil, hayatın tamamını kuşatan bir denge ölçüsü olduğunu belirten Başer, Türkçenin köklü yapısının bu kavramla doğrudan ilişkili olduğunu ifade etti. Başer, konuşmasının sonunda Hz. Mevlana’nın özlü sözlerinden örnekler vererek vuslatının 752. yıl dönümü münasebetiyle Mevlana’yı rahmetle anıp sözlerini sonlandırdı. Program, Dr. Sait Başer’e teşekkür belgesinin takdim edilmesi ve toplu hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.