Yerel Haberler
Adana
21 Aralık 2025 Pazar - 12:48 Cinsel saldırı sanığına iyi hal indirimi Adana’da yüzde 70 zihinsel engelli akrabası 19 yaşındaki kıza cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla yargılanan 42 yaşındaki M.T.’ye verilen 18 yıl hapis cezası iyi hali nedeniyle 15 yıla indirildi. Engelli kızın avukatları, sanığa yapılan iyi hal indirimine tepki gösterip karara itiraz edeceklerini söyledi. Sarıçam ilçesine bağlı Baklalı Mahallesi’nde geçen yıl 5 Aralık’ta iddiaya göre, zihinsel engelli G.G.S.’yi (19), koyunları ahıra koyduğu sırada akrabası M.T. (42) kendisine el işareti yaparak zeytin bahçesine çağırdı. Yanına gelen genç kıza kıyafetlerini çıkarmasını söyleyen M.T., genç kızın bu isteğini reddetmesi üzerine "Seni burada öldürürüm" diye tehdit etti. Korkan genç kızın kıyafetlerini çıkarması üzerine M.T., kıza cinsel istismarda bulundu. Ardından kıyafetlerini giymesini söyleyip, eve gönderdi. Genç kızın durumu anlatması üzerine annesi T.S. polise giderek şikayetçi oldu. Polis ekiplerince yakalanıp tutuklanan M.T. hakkında ’kendisini savunamayacak durumda olan kişiye karşı nitelikli cinsel saldırı’ suçundan Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Davanın karar duruşması yapıldı. Sanık M.T. son savunmasında, kalp ve şeker hastası olduğunu öne sürerek "Bana iftira atıyorlar. Ben hiçbir şey yapmadım" dedi. Sanık daha önceki savunmasında da aleyhe olan hususları kabul etmediğini söylemiş, iddia edilen olay saatlerinde kendisinin uyuduğunu söyleyerek, "Ben uyuyordum. Eşim gelip beni kaldırdı ve sonra karakola beraber gittik. Yapmadığım bir işten dolayı tutukluyum" diyerek tahliyesini istemişti. İyi hal uygulanarak cezası 15 yıla indirildi Mahkeme heyeti tutuklu sanık M.T.’ye önce 18 yıl hapis cezası verdi. Heyet daha sonra sanığın duruşmadaki iyi hali nedeniyle cezasını 15 yıla indirip, tutukluluk halinin devamına karar verdi. Karar sonrası açıklama yapan engelli kızın avukatları, cinsel saldırı zanlısına iyi hal indirimi uygulanmasına tepki gösterip karara itiraz edeceklerini söyledi.
"Yerel yönetimlerin beceriksizliği kentsel dönüşümü geciktiriyor"
14 Kasım 2025 Cuma - 09:30 "Yerel yönetimlerin beceriksizliği kentsel dönüşümü geciktiriyor" Deprem kuşağında yer alan Türkiye’de kentsel dönüşüm çalışmaları ağır ilerliyor. Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, "Prosedürler çok ve yerel belediyelerin yetkisinde olan konularda yerel belediyelerin beceriksizliğinden, bakanlığa ayak uyduramayıp profesyonelleşememesi nedeniyle kentsel dönüşüm yeterince hız alamıyor. Bu kısır döngüyü aşmanın yolu bakanlık yetkilileriyle belediyelerin koordinasyonlu bir şekilde çözüm önerisi bulması" dedi. Ülkemizde 6 Şubat depremlerinin ardından kentsel dönüşümün önemi bir kez daha gözler önüne serilirken İstanbul harici geri kalan neredeyse hiçbir ilde kentsel dönüşüm çalışmaları istenilen oranda artmadı. Uzmanlar, belediyelerin kentsel dönüşüm çalışmalarında yetersiz kaldığını analiz ederken birçok yapılan araştırmada ise kentsel dönüşüm ile derme çatma yapıların ortadan kalkmasının asayiş olaylarını da azalttığını belirlendi. "Anadolu bu konuda yavaş ilerliyor" Konuyla ilgili Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, açıklamalarda bulundu. Adana başta olmak üzere birçok ilde kentsel dönüşüme başlanılamadığını ve belediyelerin yetersiz kaldığını belirten Karslıoğlu, "Kentsel dönüşüm projelerine hükümetimiz büyük bir önem gösteriyor. Bu projelere önem gösteren belediyelerimiz de var ancak kentsel dönüşümde sadece İstanbul yok. Geriye 80 vilayetimizde kalıyor ve Anadolu maalesef bu konuda yavaş ilerliyor" ifadelerini kullandı. "Birçok ilde kentsel dönüşüm projeleri kördüğüm gibi bekliyor" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile belediyelerin koordineli çalışamadığına da atıfta bulunan Mustafa Karslıoğlu, "Prosedürler çok ve yerel belediyelerin yetkisinde olan konularda yerel belediyelerin beceriksizliğinden, bakanlığa ayak uyduramayıp, profesyonelleşememesi nedeniyle kentsel dönüşüm yeterince hız alamıyor. Kentsel dönüşüme gidecek alanda müteahhit para kazanmak, vatandaş ise metrekaresinin gitmemesini istiyor. Burada da belediyeler yoğunluk ile alakalı çalışmalı. Bunu yapamadıkları için birçok ilde kentsel dönüşüm projeleri kördüğüm gibi bekliyor. Bu kısır döngüyü aşmanın yolu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileriyle birlikte belediyelerin koordinasyonlu bir şekilde çözüm önerisi bulması" diye konuştu. Kentsel dönüşümün asayiş olaylarını azaltmak için önemli olduğunu belirten DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, daha sonra şunları söyledi: "Eğer bir öneri bulunmazsa kentsel dönüşüm böyle çok ağır gider. Her şeyi devletten beklememek gerek. Belediye başkanları kentsel dönüşümü masasında 1 numaralı gündem olarak bekletmeyip artık sahaya inmeliler. Kentsel dönüşüm en başta asayiş için önemli. Bugün itfaiyenin, emniyetin, ambulansın giremediği sokaklar var. Anadolu’daki birçok ilde sayısız çıkmaz sokak var. Buraları artık yaşanabilir hale getirmeliyiz. Düzgün mahallelerde yaşamak her insanımızın hakkı."
Prof. Dr. Bozkırlı: "Diyabette ne kadar erken teşhis konulursa hasarlar o düzeyde önlenebilir"
14 Kasım 2025 Cuma - 09:26 Prof. Dr. Bozkırlı: "Diyabette ne kadar erken teşhis konulursa hasarlar o düzeyde önlenebilir" Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Emre Bozkırlı, diyabet tedavisinin olmazsa olmazının hastalığa uygun şekilde sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz alışkanlığının kazanılması olduğunu söyledi. Ülkemizde 12 milyon kişinin diyabetle yaşadığını belirten Acıbadem Adana Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Emre Bozkırlı, halk arasında bilinen adı ile şeker hastalığı, yani diyabetin günümüz yeme-içme ve hareket alışkanlıklarına bağlı olarak sürekli artış gösterdiğini, adeta obezite ve diyabet hastalıkları için de ’pandemi’ kavramının geçerli olduğunu dile getirdi. "Erken teşhis hayat kurtarıyor" 14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nde önemli bilgiler veren Prof. Dr. Bozkırlı, "Diyabet yaşam boyu süren bir hastalık olması ve başta gözler, böbrekler, kalp-damar sistemi gibi hayati organlarda neden olabildiği kalıcı hasarlar nedeniyle, hastanın yanı sıra ailesini, çevresini ve hatta ülkesini etkileyebilen ciddi bir halk sağlığı problemidir. Ne kadar erken teşhis konulursa bu hasarlar o düzeyde önlenebilmekte, tanıda ne kadar geç kalınırsa vücutta o kadar fazla kalıcı hasara neden olmaktadır" ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Bozkırlı, hastalığın temel belirtilerini halsizlik-yorgunluk hissi, ağız kuruluğu, çok su içme-çok idrara çıkma, hızlı ve istemsiz kilo kaybı, bulanık görme, ayaklarda yanma, batma, uyuşma ve karıncalanma şeklinde rahatsızlık hissi, yaraların normalden daha geç iyileşmesi, cinsel işlev bozuklukları, ciltte kuruluk ve kaşıntı olarak sıraladı. "Obeziteyle paralel seyrediyor" Özellikle erişkinlerde görülen diyabet türü olarak bilinen Tip 2 diyabetin, kilo fazlalığı ile paralel seyrettiğini aktaran Prof. Dr. Bozkırlı, daha sonra şunları söyledi: "Obeziteli veya kilo fazlalığı bulunan, bel çevresi kalınlığı kadınlarda 80 santimetre, erkeklerde 90 santimetre üzerinde olan bireyler, doymuş yağlardan- karbonhidratlardan zengin ve posa miktarı düşük beslenme alışkanlığı olanlar, hareketsiz yaşam tarzı olan, birinci dereceden akrabalarında diyabet öyküsü bulunanlar, 4 kilogram üzerinde iri bebek doğurma öyküsü olan veya gebelik şekeri tanısı almış kadınlar, yüksek tansiyon, kan yağlarında yükseklik veya aterosklerotik damar hastalığı bulunan hastalar, daha önce açlık şekeri sınırda yüksek bulunmuş (100-125 mg/dL) kişiler, polikistik over sendromu öyküsü olan kadınlar ve başta kortizonlu ilaçlar gibi bir takım ilaçları kullanan hastalar diyabet gelişimi yönünden yüksek riskli olarak kabul edilmektedir." "Böbrek yetmezliği ve uzuv kaybına yol açabilir" Prof. Dr. Bozkırlı, kan şekerleri yüksek seyreden hastalarda göz dibindeki damarlarda kanamaya bağlı görme kaybı, beyni besleyen atardamarlarda tıkanıklık sonucu felç ihtimali, kalbi besleyen koroner damarlarda tıkanıklık zemininde kalp krizi, böbreklerde etkilenmeye bağlı olarak böbrek yetmezliği gelişimi-diyaliz ihtiyacı ve ayaklarda uzuv kaybına neden olabilecek ciddiyette yaralar görülebildiğini anlattı. Bütün bu durumların olmadan önlenebilmesi ve olmuş hastalarda tedavisinin sağlanabilmesi için temel şartın bu konuda deneyimli bir hekimin kontrolünde kan şekeri kontrolünün sağlanması olduğunu ifade etti. "Yiyip içmemek değil uygun şekilde beslenmek önemli" Tedavinin temelinde, toplumda farkındalık oluşturulması ve hastaların diyabet konusunda eğitiminin yer aldığının altını çizen Bozkırlı, tedavinin olmazsa olmazının; başlıca hastalığa uygun şekilde sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz alışkanlığının kazanılması olarak tanımlanabilen yaşam tarzı değişiklikleri olduğunu vurguladı. Halk arasındaki yaygın kanının aksine diyabet hastalarının yememe-içmemesi değil, hastalıklarına uygun şekilde beslenmeleri gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Bozkırlı, "Bunların haricinde hastanın özelliklerine uygun olarak hap tedavileri ve enjeksiyon şeklinde uygulanan tedaviler bulunmaktadır. İlaç tedavilerinin en önemli özelliklerinden biri tedavinin hastaya özgü olması zorunluluğudur. Tüm hastalara doktor kontrolünde; yaşı, cinsiyeti, eşlik eden hastalıkları, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarının durumu gibi birçok faktör göz önünde bulundurularak kişiye özel bir tedavi düzenlenmelidir" dedi. Diyabetin bir "Düzenli kontrol hastalığı" olduğunu belirten Prof. Dr. Bozkırlı, hastaların düzenli kan şekeri kontrolleri yaptırması organ etkilenmeleri yönünden değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Sonbaharda alerjilere dikkat: Polenler gitti, küf mantarları geldi
13 Kasım 2025 Perşembe - 14:14 Sonbaharda alerjilere dikkat: Polenler gitti, küf mantarları geldi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Faysal Baysal, küf mantarlarının evde görünmeden çoğalabildiğini belirterek, "Solunum yoluyla bu mantar sporlarına maruz kalan kişilerde burun akıntısı, hapşırık, geniz kaşıntısı, gözlerde sulanma ve öksürük gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor" dedi. Havaların serinlemeye başladığı, kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirdiğimiz sonbahar ayları, birçok kişi için alerjik hastalıkların yeniden alevlendiği bir dönem anlamına geliyor. Bahar aylarında polenler nedeniyle artan alerjik şikayetler, sonbaharda bu kez küf mantarları, ev tozu akarları ve nemli ortamlar yüzünden yeniden ortaya çıkıyor. Alerjinin kimi zaman yıl boyu devam edebilen bir durum olduğunu belirten Medline Adana Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Faysal Baysal, bu problemin erken tanı ve uygun tedaviyle kontrol altına alınabileceğini söyledi. Küf mantarları ve ev tozu akarları alerjiyi tetikliyor Sonbaharla birlikte hava sıcaklıklarının düşmesi ve yağışların artmasının iç mekanlarda nem oranını yükselttiğini belirterek, Dr. Baysal, "Bu durum da küf mantarlarının ve ev tozu akarlarının çoğalması için elverişli bir ortam oluşuyor. Küf mantarları genellikle banyo, mutfak, bodrum gibi nemli bölgelerde duvarlarda veya mobilya arkasında görünmeden çoğalabiliyor. Solunum yoluyla bu mantar sporlarına maruz kalan kişilerde burun akıntısı, hapşırık, geniz kaşıntısı, gözlerde sulanma ve öksürük gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor. Ev tozu akarları ise özellikle yünlü halılar, pelüş oyuncaklar, yatak ve yastık içlerinde yaşıyor. Havalandırılmayan odalarda biriken bu mikroskobik canlılar da solunum yoluyla alerjik reaksiyonları tetikleyebiliyor. Bu sorundan korunmak için, evlerin sık sık havalandırılması, halıların düzenli olacak şekilde süpürülmesini ve yatak takımlarının yüksek ısıda yıkanması gerekiyor" dedi. Kapalı alanlar alerjiyi riskini artırıyor Havanın soğumasıyla birlikte daha fazla kapalı ortamlarda vakit geçirmenin alerjik kişilerin riskini arttırdığını söyleyen Baysal, "Okulların açılması, iş yerlerinde uzun saatler geçirilmesi ve evde geçirilen zamanın artması, alerjenlerle temas süresini uzatıyor. Bu da burun tıkanıklığı, sürekli hapşırma, boğazda yanma ve öksürük gibi şikâyetlerin sıklaşmasına neden oluyor. Evlerde kullanılan ısıtıcı sistemleri de ortam havasını kurutarak burun ve boğaz mukozasının savunma direncini azaltabiliyor. Bu durum hem alerjik reaksiyonlara hem de üst solunum yolu enfeksiyonlarına zemin hazırlıyor. Bu nedenle yaşam alanlarının düzenli havalandırılması, filtrelerin temizlenmesi ve ortam nem dengesinin korunması büyük önem taşıyor" şeklinde konuştu. Burun tıkanıklığını hafife almayın Uzun süren burun tıkanıklığı, geniz akıntısı veya geçmeyen öksürüğün sadece basit bir soğuk algınlığı olarak değerlendirilmemesi gerektiğini kaydeden Baysal, "Bu tür belirtiler kronikleşirse alerjik rinit veya sinüzit gibi rahatsızlıklara dönüşebiliyor. Bu durumda alerji belirtileri yaşam kalitesini düşürmeden önce bir göğüs hastalıkları veya alerji uzmanına başvurmak önem taşıyor" diye konuştu. Dr. Mustafa Faysal Baysal, sonbahar alerjilerini önlemek veya hafifletmek için şu önerileri sıraladı: "Evde nem oranını yüzde 40-50 arasında tutun; gerekirse nem alıcı cihaz kullanın Yatak, yastık ve yorganları haftada bir 60 derecede yıkayın Halı, perde ve pelüş oyuncakları mümkün olduğunca azaltın Pencereleri sabah erken veya gece geç saatlerde kısa süreli açarak evi havalandırın Küf oluşan bölgeleri sirke veya özel temizlik ürünleriyle temizleyin Gerekirse doktor tavsiyesiyle alerji ilaçları veya burun spreyleri kullanın Evcil hayvan tüyleri alerjiyi tetikleyebileceği için hayvanla aynı odada uyumamaya özen gösterin."
Adanalı çocukların "Kardeşlik Sandığı" Cumhurbaşkanı Erdoğan’a takdim edildi
13 Kasım 2025 Perşembe - 13:11 Adanalı çocukların "Kardeşlik Sandığı" Cumhurbaşkanı Erdoğan’a takdim edildi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Adanalı çocukların mektuplarını ve çizimlerini içeren ‘Kardeşlik Sandığı’ takdim edildi. AK Parti Adana İl Başkanlığı tarafından yürütülen "Bir Kalem, Bir Dua; Filistin’e Umut Ola" projesi kapsamında Adanalı çocukların Filistinli kardeşlerine yönelik duygu dolu mektupları, şiirleri ve resimlerinden oluşan "Kardeşlik Sandığı", AK Parti Adana İl Başkanı Tamer Dağlı ve Sosyal Politikalar Başkanı Filiz Kepme tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a takdim edildi. Sandığın içinde yer alan mektuplar, şiirler ve resimler, şehit ve gazi çocukları, özel ihtiyaçlı çocuklar ile AK Parti teşkilat mensuplarının çocukları tarafından hazırlandı. İl Başkanı Tamer Dağlı yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Filistin ve tüm mazlum coğrafyalar konusundaki sarsılmaz hassasiyetini her daim örnek alıyoruz. Bu anlamlı proje, çocuklarımızın da aynı bilinç ve duyarlılıkla büyüdüğünün en güzel göstergesidir. Kardeşlik Sandığı’nı Sayın Cumhurbaşkanımıza takdim ederken hem çocuklarımızın dualarını hem de Adana teşkilatımızın yüreğini kendisine arz ettik" dedi. Sosyal Politikalar Başkanı Filiz Kepme ise, projenin manevi değerine vurgu yaparak, "Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı acılara sessiz kalmayan, kalemini dua için kullanan çocuklarımız arasında şehit ve gazi evlatları, özel ihtiyaçlı çocuklarımız ve teşkilat mensuplarımızın çocukları da yer aldı. Her biri yüreğiyle bu çalışmaya dokundu, ortaya muazzam bir birlik tablosu çıktı" diye konuştu.
Aladağ’da üreticilere yüzde 70 hibe ile ilaçlama makinesi dağıtıldı
13 Kasım 2025 Perşembe - 11:53 Aladağ’da üreticilere yüzde 70 hibe ile ilaçlama makinesi dağıtıldı Adana İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından, 25 üreticiyi yüzde 70 hibe ile ilaçlama makinesi dağıtıldı. Aladağ Kaymakamı Sançar Batuhan Kurdu ve Adana İl Tarım ve Orman Müdürü Atilla Bayazıt’ın katılımıyla 25 üreticiye ilaçlama makinesi dağıtım töreni düzenlendi. Makinelerin tesliminden önce konuşan Bayazıt, "Projemizin amacı, rakımı 600 metrenin üzerindeki yerleşim alanlarında yaşayan, tarım ve hayvancılıkla uğraşan ailelerin refah seviyesini yükseltmek. Bugün burada 25 ailemize tarla ve bahçelerinde kullanabilecekleri ilaçlama makinelerini yüzde 70 hibe desteğiyle teslim ediyoruz. Adana genelinde toplam 118 üreticimize pülverizatör desteği sağlanacak. Aladağ için verilen ekipmanın toplam bedeli 910 bin TL, bunun 637 bin TL’si proje kapsamında karşılandı" dedi. Bayazıt, tarımsal ilaçlamanın doğru ve bilinçli yapılmasının önemine de dikkat çekerek, şöyle devam etti: "Üreticilerimizden ricamız, bu ekipmanları kullanırken ruhsatlı tarım ilaçlarını, doğru zamanda ve doğru dozda kullanmalarıdır. Bakanlık olarak üreticilerimizin daima yanındayız. Yeter ki üretmeye, ekonomimize katkı sağlamaya devam edin." Programın sonunda, yüzde 70 hibeli ilaçlama makinesi almaya hak kazanan üreticilere teslim belgeleri Kaymakam Kurdu ve Bayazıt tarafından verildi. Proje kapsamında kalan 93 ilaçlama makinesinin ise 2025 yılı sonuna kadar diğer ilçelerdeki üreticilere dağıtılması planlanıyor.