Yerel Haberler
Ankara
Bakan Kurum: "En büyük 250 Uluslararası Müteahhitlik Firması Listesi’nde 45 firmamız ile dünya 2’ncisiyiz" 05 Aralık 2025 Cuma - 15:00:29 Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Bugün Türk müteahhitlik sektörü 137 ülkede faaliyet gösteriyor. Daha da önemlisi ‘En Büyük 250 Uluslararası Müteahhitlik Firması Listesi’nde 45 firmamız ile dünya 2’ncisiyiz" dedi. Bakan Kurum, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığı’nca düzenlenen Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesi’nde konuştu. Deprem bölgesinde inşa seferberliğinin tamamlanma aşamasına geldiğini vurgulayan Bakan Kurum, AK Parti’nin 2002’den bu yana büyümeye ve vatandaşlara hizmet etmeye devam ettiğini belirtti. Bu anlayışla çeyrek asırdır yılmadan çalışmaya devam ettiklerini kaydeden Kurum, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ‘bu sorun çözülmez, bu engel aşılmaz’ denilen ne varsa aştık, vatandaşlarımızın ne ihtiyacı varsa karşılamaya devam ettik. Milletimize huzurlu yuvalar yapmayı daima eser siyasetimizin baş tacı yaptık" dedi. "Türk müteahhitlik sektörü 137 ülkede faaliyet gösteriyor" Bakan Kurum, Türkiye’nin şehircilik vizyonu ve konut politikalarına ilişkin, "Yabancı misafirlerimiz de kendi ülkelerinde mutlaka şahit olmuştur. Çünkü bugün Türk müteahhitlik sektörü 137 ülkede faaliyet gösteriyor. Daha da önemlisi ‘En Büyük 250 Uluslararası Müteahhitlik Firması Listesi’nde 45 firmamız ile dünya 2’ncisiyiz. Bu gücümüzü sahada da etkin bir şekilde kullanıyoruz. Bugüne kadar her afette devletimiz yaraları sarmak için gereken her şeyi yapmış, milletimizle el ele afete uğrayan şehirlerimizi ayağa kaldırmıştır. Ama belki de asrın en büyük dayanışmasını ve seferberliğini asrın felaketi sonrasında göstermiştir. 11 ilde 3 bin 481 ayrı şantiyede 200 bin mimar, mühendis, işçi ve emekçi kardeşimiz arı gibi çalışıyor. Bu seferberliğin yaşandığı alan nüfus bakımından Litvanya, yüzölçümü açısından Bulgaristan ve İzlanda kadar bir alandır. Bugün Türkiye, deprem bölgesinde saatte 23, günde 550 konut inşa eden adeta bir Avrupa ülkesi büyüklüğündeki alanı yeniden kuran bir ülkedir. Elde ettiğimiz bu hızla 2 hafta önce Adıyaman’da 350 bininci konut ve iş yerlerimizi tüm sosyal donatılarıyla, parkları, bahçeleriyle birlikte afetzede vatandaşlarımıza teslim ettik. Afetzede kardeşlerimizin neredeyse yüzde 80’ine yakınını evlerine kavuşturduk. İnşallah yıl bitmeden 453 bin konuttan daha da fazlasını teslim edeceğiz. Artık gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki Türkiye asrın felaketini asrın inşa seferberliğine dönüştüren ve asrın dayanışmasıyla ayağa kalkan bir ülkedir. Bugün dünyaya baktığınızda birçok gelişmiş ülkede bile bir afet olduğunda vatandaşını sigorta şirketinin insafına bırakan bir anlayış varken, Türkiye artık afet sonrası hızlı ve kaliteli, aynı zamanda donatılarıyla örnek şehirler kuran anlayışla tüm dünyada bir numaradır" dedi. "Deprem bölgesindeki bu seferberlik, vatanımızın geleceğini inşa etmiştir" 11 ilde yürütülen çalışmaları öncesi ve sonrası görselleriyle birlikte anlatan Bakan Kurum, "Küresel platformlarda görüştüğümüz herkesin, uluslararası kuruluşların, dost ve kardeş ülke liderlerinin de şahitliğiyle söylüyorum ki deprem bölgesinde; tarihin en kapsamlı konut hareketi başarıyla tamamlanmıştır. Deprem bölgesindeki bu seferberlik, sadece bir ülkenin, bölgenin değil, büyük ve güçlü Türkiye’nin teminatı olmuş, cennet vatanımızın geleceğini inşa etmiştir. Bu süreçten en çok da kadınlarımız ve aileler etkilendi. İlk gün de ailelerimizin yanındaydık, en büyük desteği ve duaları da annelerimizden, ailelerimizden aldık. O acı günlerde konteynerlerde, çadırlarda beraberdik, şimdi de yeni yuvalarında ziyaret ediyor, mutlulukla bir ve beraber oluyoruz. O gün birlikte ağlıyorduk, bugün birlikte gülüyoruz. İnanın bu mutluluğu anlatabilmenin imkanı yok, çünkü mutluluğun bir tarifi yok. Dünyada belki de eşi benzeri görülmeyen, ayakları yere basan ve geleceği öngören en büyük konut politikasını Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye başlatmıştır. Devletimizin konut politikalarının merkezinde, vatandaşımızın ev sahibi olma isteği, yeni yuvasına kavuşma hayali vardır; yani doğrudan doğruya sosyal devlet anlayışı vardır. Aileyi koruma bakışı vardır. Bu kapsamda şimdiye kadar TOKİ eliyle 1 milyon 750 bin sosyal konutu milletimizin hizmetine sunduk. Şimdi de Cumhurbaşkanımızın açıkladığı Yüzyılın Konut Projesi 500 bin sosyal konutla, sosyal devlet alanında bir devrim yapıyoruz. Deprem riski olan İstanbul’umuza ise 100 bin konut inşa ediyoruz. Buna ilave olarak 15 bin kiralık konut uygulaması yapacağız. Evlerimizi yatay mimari, geleneksel dokuya uygun şekilde inşa edeceğiz. Hepsinde sosyal donatı alanları mahalle de olacak" ifadelerini kullandı. "Türkiye Yüzyılı’nı güvenli evlerin, mutlu ailelerin ve güçlü şehirlerin yüzyılı yapacağız" Bakan Kurum, 500 bin sosyal konut projesinin tüm kriterleriyle ihtiyaç sahibi aileleri gözeten sosyal devlet anlayışının önemli bir adımı olduğunu dile getirerek, "Biz bu projeyle şehit ailelerimizi, gençlerimizi, yaşlılarımızı, emeklilerimizi, engelli vatandaşlarımızı projenin merkezine alarak tüm dünyada gerileyen sosyal devlet anlayışına, Türkiye olarak yeniden soluk veriyoruz. Yüzyılın Konut Projesi’yle 300 sektörü harekete geçirerek istihdamı da büyütüyor; konut arzını artırarak haksız kira artışlarına mani olacağız. İnanıyorum ki asrın inşasında yazdığımız başarı öyküsünü Yüzyılın Konut Projesi’yle zirveye taşıyacağız. Türkiye Yüzyılı’nı güvenli evlerin, mutlu ailelerin ve güçlü şehirlerin yüzyılı yapacağız" dedi. Bakan Kurum, oturumun ardından 81 ilden geleneksel el sanatları ürünleri ve yöresel tatların sergilendiği stantları gezdi.
05 Aralık 2025 Cuma - 14:51 Bakan Kurum: "En büyük 250 Uluslararası Müteahhitlik Firması Listesi’nde 45 firmamız ile dünya 2’ncisiyiz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Bugün Türk müteahhitlik sektörü 137 ülkede faaliyet gösteriyor. Daha da önemlisi ‘En Büyük 250 Uluslararası Müteahhitlik Firması Listesi’nde 45 firmamız ile dünya 2’ncisiyiz" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığı tarafından düzenlenen Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesi’nde konuştu. Deprem bölgesinde inşa seferberliğinin tamamlanma aşamasına geldiğini vurgulayan Bakan Kurum, AK Parti’nin 2002’den bu yana büyümeye ve vatandaşlara hizmet etmeye devam ettiğini belirtti. Bu anlayışla çeyrek asırdır yılmadan çalışmaya devam ettiklerini kaydeden Bakan Kurum, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, ‘bu sorun çözülmez, bu engel aşılmaz’ denilen ne varsa aştık, vatandaşlarımızın ne ihtiyacı varsa karşılamaya devam ettik. Milletimize huzurlu yuvalar yapmayı daima eser siyasetimizin baş tacı yaptık" değerlendirmelerinde bulundu. "Türk müteahhitlik sektörü 137 ülkede faaliyet gösteriyor" Bakan Kurum, Türkiye’nin şehircilik vizyonunu ve konut politikalarındaki gücünü, inşaat sektöründen bahsederek, "Yabancı misafirlerimiz de kendi ülkelerinde mutlaka şahit olmuştur. Çünkü bugün Türk müteahhitlik sektörü 137 ülkede faaliyet gösteriyor. Daha da önemlisi ‘En Büyük 250 Uluslararası Müteahhitlik Firması Listesi’nde 45 firmamız ile dünya 2’ncisiyiz. Bu gücümüzü sahada da etkin bir şekilde kullanıyoruz. Bugüne kadar her afette devletimiz yaraları sarmak için gereken her şeyi yapmış, milletimizle el ele afete uğrayan şehirlerimizi ayağa kaldırmıştır. Ama belki de asrın en büyük dayanışmasını ve seferberliğini; asrın felaketi sonrasında göstermiştir. 11 ilde 3 bin 481 ayrı şantiyede; 200 bin mimar, mühendis, işçi ve emekçi kardeşimiz arı gibi çalışıyor. Bu seferberliğin yaşandığı alan nüfus bakımından Litvanya, yüzölçümü açısından Bulgaristan ve İzlanda kadar bir alandır. Bugün Türkiye, deprem bölgesinde saatte 23, günde 550 konut inşa eden; adeta bir Avrupa ülkesi büyüklüğündeki alanı yeniden kuran bir ülkedir. Elde ettiğimiz bu hızla, 2 hafta önce Adıyaman’da 350 bininci konut ve iş yerlerimizi tüm sosyal donatılarıyla, parkları, bahçeleriyle birlikte afetzede vatandaşlarımıza teslim ettik. Afetzede kardeşlerimizin neredeyse yüzde 80’ine yakınını evlerine kavuşturduk. İnşallah yıl bitmeden 453 bin konuttan daha da fazlasını teslim edeceğiz. Artık gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki; Türkiye asrın felaketini asrın inşa seferberliğine dönüştüren ve asrın dayanışmasıyla ayağa kalkan bir ülkedir. Bugün dünyaya baktığınızda birçok gelişmiş ülkede bile bir afet olduğunda vatandaşını sigorta şirketinin insafına bırakan bir anlayış varken, Türkiye artık afet sonrası hızlı ve kaliteli aynı zamanda donatılarıyla örnek şehirler kuran anlayışla tüm dünyada bir numaradır" dedi. "Deprem bölgesindeki bu seferberlik, vatanımızın geleceğini inşa etmiştir" 11 ilde yürütülen çalışmaları öncesi ve sonrası görselleriyle birlikte anlatan Bakan Kurum, "Küresel platformlarda görüştüğümüz herkesin, uluslararası kuruluşların, dost ve kardeş ülke liderlerinin de şahitliğiyle söylüyorum ki deprem bölgesinde; tarihin en kapsamlı konut hareketi başarıyla tamamlanmıştır. Deprem bölgesindeki bu seferberlik, sadece bir ülkenin, bölgenin değil, büyük ve güçlü Türkiye’nin teminatı olmuş, cennet vatanımızın geleceğini inşa etmiştir. Bu süreçten en çok da kadınlarımız ve aileler etkilendi. İlk gün de ailelerimizin yanındaydık, en büyük desteği ve duaları da annelerimizden, ailelerimizden aldık. O acı günlerde konteynerlerde, çadırlarda beraberdik, şimdi de yeni yuvalarında ziyaret ediyor, mutlulukla bir ve beraber oluyoruz. O gün birlikte ağlıyorduk, bugün birlikte gülüyoruz. İnanın bu mutluluğu anlatabilmenin imkanı yok, çünkü mutluluğun bir tarifi yok. Dünyada belki de eşi benzeri görülmeyen, ayakları yere basan ve geleceği öngören en büyük konut politikasını Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye başlatmıştır. Devletimizin konut politikalarının merkezinde, vatandaşımızın ev sahibi olma isteği, yeni yuvasına kavuşma hayali vardır; yani doğrudan doğruya sosyal devlet anlayışı vardır. Aileyi koruma bakışı vardır. Bu kapsamda şimdiye kadar TOKİ eliyle 1 milyon 750 bin sosyal konutu milletimizin hizmetine sunduk. Şimdi de Cumhurbaşkanımızın açıkladığı Yüzyılın Konut Projesi 500 bin sosyal konutla, sosyal devlet alanında bir devrim yapıyoruz. Deprem riski olan İstanbul’umuza ise 100 bin konut inşa ediyoruz. Buna ilave olarak 15 bin kiralık konut uygulaması yapacağız. Evlerimizi yatay mimari, geleneksel dokuya uygun şekilde inşa edeceğiz. Hepsinde sosyal donatı alanları mahalle da olacak" ifadelerini kullandı. "Türkiye Yüzyılı’nı; güvenli evlerin, mutlu ailelerin ve güçlü şehirlerin yüzyılı yapacağız" Bakan Kurum 500 bin sosyal konut projesinin tüm kriterleriyle ihtiyaç sahibi aileleri gözeten sosyal devlet anlayışının önemli bir adımı olduğunu dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz bu projeyle, şehit ailelerimizi, gençlerimizi, yaşlılarımızı, emeklilerimizi, engelli vatandaşlarımızı projenin merkezine alarak tüm dünyada gerileyen sosyal devlet anlayışına, Türkiye olarak yeniden soluk veriyoruz. Yüzyılın Konut Projesiyle 300 sektörü harekete geçirerek istihdamı da büyütüyor; konut arzını artırarak, haksız kira artışlarına mani olacağız. İnanıyorum ki asrın inşasında yazdığımız başarı öyküsünü, Yüzyılın Konut Projesiyle zirveye taşıyacağız. Türkiye Yüzyılı’nı; güvenli evlerin, mutlu ailelerin ve güçlü şehirlerin yüzyılı yapacağız." Bakan Kurum oturumun ardından 81 ilden geleneksel el sanatları ürünleri ve yöresel tatların sergilendiği stantları gezdi. (MF-
05 Aralık 2025 Cuma - 14:35 Ankara Onkoloji Hastanesi’nde Dijital PET/BT ve Yapay Zeka Destekli Sistem hizmete girdi Türkiye’de ileri görüntüleme alanında yeni bir dönem başlatan 5-Ring Dijital PET/BT ve Yapay Zeka Destekli Karar Destek Sistemi, SBÜ Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hizmete alındı. SBÜ Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Kliniği’nde yenilenen PET/BT ünitesi, Türkiye’de kullanım alanı genişliğiyle öne çıkan 5-Ring Dijital PET/BT sistemi ve Yapay Zeka Destekli Karar Destek Modülü ile hizmet vermeye başladı. Yeni nesil cihaz, kanser tanı ve tedavisinde doğruluğu artırmayı, süreçleri hızlandırmayı ve kişiselleştirilmiş tıp uygulamalarını güçlendirmeyi amaçlıyor. Geniş görüntüleme alanına sahip dijital PET/BT sistemi; küçük tümör odaklarının erken tespiti, minimal kalıntı hastalığın görünür hale gelmesi, tedavi yanıtının milimetrik düzeyde hassasiyetle değerlendirilmesi ve gereksiz invaziv işlemlerin azaltılması gibi birçok avantaj sunuyor. Cihaz, özellikle kilo problemi olan, ağrılı, anksiyeteli ve pediatrik hastalarda yüksek görüntü kalitesi ve kısalmış tarama süresiyle hasta konforunu artırıyor. Sisteme entegre edilen yapay zeka modülü ise lezyon tespiti ve sınıflandırma doğruluğunu artırarak tedavi yanıtının objektif kriterlerle ölçülmesine, kişisel risk profilleri oluşturulmasına ve klinik kararların daha hızlı, daha öngörülebilir şekilde alınmasına imkan tanıyor. Onkoloji Hastanesi Nükleer Tıp Kliniği’nde ‘Nükleer Tıp Tanıtım Programı’, Prof. Dr. Gülin Uçmak ve Hastane Başhekimi Prof. Dr. Fevzi Altuntaş’ın katılımı ile gerçekleşti. "20-25 dakikalarda süren çekim sürelerini 5 dakikalara kadar indirdik" Nükleer tıp kliniklerinde kurulu olan PET/BT cihazının onkoloji hastalarında, tanıda, tedavi planlamasında ve takibinde en önemli moleküler görüntüleme modalitesi olduğunu belirten Uçmak, "Burada en önemli avantaj aslında hem moleküler ki hücresel düzeyde tutumları, tümör hücrelerini göstermesi ve tüm vücut tarama imkanı olması cihazlarda. Bu cihazımız üst düzey dijital PET/BT cihazı, son teknoloji donanımlı, yapay zeka ve akıllı algoritmalarla desteklenmiş bir cihaz. Daha önce yaklaşık 20-25 dakikalarda süren çekim sürelerini 5 dakikalara kadar indirdik. Ağrılı, anksiyeteli kanser hastalarında inanılmaz derecede konforu artırdı. Kilolu hastalarımızda çok kaliteli görüntüler elde ettik. Bu cihaz Türkiye’de en yüksek görüş alanlı dijital PET-BT cihazı. Çok kısa sürelerde çekimler yapmakla birlikte, görüntü kalitesinden ödün vermeden çok daha kaliteli PET görüntüleri elde etmeye başladık. Bu sayede de 5 milimetrelerin altındaki çok küçük tümör hücrelerini, lezyonları saptayabiliyoruz. Akıllı algoritmalarla bunların karakterizasyonunu çok daha doğru belirleyebiliyoruz. Dolayısıyla erken tanı doğru tedavi, doğru takip açısından özellikle kanser hastalarına çok büyük katkı sağladığımızı düşünüyorum" diye konuştu. Uçmak aynı zamanda, yeni cihazın özellikle meme, akciğer, kolon ve lenf sistemi kanserlerinde yüksek doğruluk sunduğunu, tüm vücudu tek seferde hızlı biçimde tarayarak tümör odaklarını diğer yöntemlere göre daha üstün şekilde gösterebildiğini belirtti. "Hastaya her aşamada konfor sağlamakta" Yapay zekanın özellikle onkoloji alanında, karar destek sistemi ile hekimlere büyük destek sağladığına değinen Altuntaş, "Tanı, tedavi ve takip süreçlerinde standardizasyonu sağlamakta. Yapay zeka veya dijitalleşme, kanserde onkoloji alanında tanı, tedavi, takip süreçlerinde standardizasyonu sağlamakta, süreçleri hızlandırmakta, kaliteyi artırmakta, verimliliği sağlamakta. Bu da hastaya her aşamasında ama her aşamasında konfor sağlamakta. Dijitalleşmenin getirdiği, teknolojinin getirdiği yöntemler aynı zamanda yapay zeka ile entegre olduğu zaman görüntünün kalitesini de artıyor. Görüntünün kalitesinin artmış olması daha erken aşamada, daha hızlı ve daha rasyonel bir tanı sürecini sağlamış oluyor. Bu sadece tanı sürecinde değil ama takipte de önemli. Çok erken düzeyde ve çok kısa sürede tespit etmiş oluyorsun. Bu da önemli bir gelişme. Hasta yakınlığının konforunu artırıyor. Burada 30 dakika kalmak istemezsiniz. Gözünüzü de kapatsanız kalmak istemezsiniz. 3-5 dakika indirilmiş olması hasta için çok büyük bir konfor. Tabii Türk ve Türkiye yüzünden konuşuyorsak bu tür dijitalizasyonu, yapay zekayı sistemlerimize entegre etmek lazım. Modern teknolojiyi kullanmak lazım. Bizim hastalarımız bunu hak ediyorlar. Biz de elimizden gelen gayreti akademisyen, yönetim olarak, devletin en üst kademesinden en alta kadar tüm aşamalarda altını, içini doldurmaya gayret ediyoruz" şeklinde konuştu.
Ankara’da ’telebar’ soruşturmasında yeni detaylar ortaya çıktı: Müşterilerden "vestiyer ücreti" adı altında para almışlar
03 Aralık 2025 Çarşamba - 13:02 Ankara’da ’telebar’ soruşturmasında yeni detaylar ortaya çıktı: Müşterilerden "vestiyer ücreti" adı altında para almışlar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başkentte "telebar" olarak adlandırılan 9 eğlence mekanına yönelik yürütülen soruşturmanın detayları ortaya çıktı. Garsonların müşterilerin masalarına yönlendirdikleri kadınların içkilerinden yüksek hesap talep ettikleri ve "vestiyer ücreti" adı altında ekstra ücret aldıkları belirlenirken, soruşturmada gözaltı sayısı 70’e yükseldi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddet ile Cinsel Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından "telebar" olarak adlandırılan 9 eğlence mekanında fuhşa aracılık edildiği ihbarının ardından soruşturma başlatıldı. Polis ekiplerince adı geçen eğlence mekanlarında fiziki takip yapılarak, mekan içi kamera kayıtları incelendi. Yapılan çalışmalar neticesinde mekan sahiplerinin ve çalışanlarının fuhşa aracılık yöntemleri tespit edildi. Eğlence mekanlarındaki garsonların müşterilerin masalarına yönlendirdikleri mağdur kadınların içkilerinden yüksek hesap talep ettikleri, "vestiyer ücreti" adı altında da müşterilerden ekstra ücret alındığı anlaşıldı. Müşteriler, garsonların hesaplarına para gönderdi Söz konusu mekanlarda kadınların garsonlar aracılığıyla müşterilerin masalarına oturtuldukları ve burada fuhuş pazarlığı yaptıkları tespit edildi. Eğlence mekanlarında çalışan garsonların da banka hesapları incelenirken, garsonların hesaplarına müşteriler tarafından milyonlarca lira transfer gerçekleştirildiği belirlendi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma kapsamında fuhşa aracılık ettirdikleri tespit edilen 9 eğlence mekanında çalışan 83 şüpheli hakkında gözaltı kararı verdi. Daha önce 56 şüphelinin yakalanarak gözaltına alındığı soruşturmada, gözaltı sayısı 70’e yükseldi. Şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda ele geçirilen çok sayıda dijital materyale de el konuldu.
DEM Parti’den Öcalan’la yapılan görüşmeye ilişkin açıklama
03 Aralık 2025 Çarşamba - 12:53 DEM Parti’den Öcalan’la yapılan görüşmeye ilişkin açıklama DEM Parti İmralı heyeti, terörist başı Abdullah Öcalan ile gerçekleştirilen görüşmeye dair açıklama yaptı. DEM Parti İmralı heyeti, terörist başı Abdullah Öcalan ile gerçekleştirilen görüşmeye dair açıklama yaptı. Görüşmenin 4 saat sürdüğü belirtilen açıklamada, Öcalan’ın TBMM’deki Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu hakkındaki görüşlerini paylaştığı kaydedildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "2 Aralık 2025 tarihinde İmralı’da Abdullah Öcalan ile 4 saate yaklaşan bir görüşme yaptık. Geçtiğimiz hafta gerçekleşen TBMM Komisyon görüşmesinin pozitif etki ve sonuçları karşılıklı değerlendirildi. Öcalan, yakın zamanda yoğunlaşan süreç karşıtı söylem ve çıkışlar hakkında geçmiş çözüm girişimlerine karşı geliştirilen sabotaj girişimlerini anımsattı. Bu süreçlerin tümünde karşılaşılan bir durum, bir habitus olarak darbe mekaniğine dikkat çekti. Bunun klasik bir darbe çalışması olarak değil, süreci ilerletmeye yönelik her adıma karşı bir hamle yapmak suretiyle kırılgan ve tehlikeli bir ortam oluşturma çabası şeklinde anlaşılması gerektiğini vurguladı. ‘Günümüzde norm dışı güçlerin taşıyıcılığını bu çevreler yapmaktadır. Diğer yandan Türkiye’nin ilk yüzyılına damgasını vuran bir kültür, bir siyaset tarzı, gizli-açık bir örgütlenme biçimi olan darbe geleneğini aşmaya dönük siyasi ve toplumsal bir irade de güçleniyor’ diyerek şu değerlendirmede bulundu: ‘İçinde bulunduğumuz geçiş sürecinde özgün ve bütüncül hukuka dayalı bir barış yasasının gerçekleşmesi ile siyasi şiddet ve demokrasi dışı müdahale olgusu Türkiye gündeminden çıkacaktır. Buna barış yüzyılına geçiş yasası da diyebiliriz. 27 Şubat açıklamamız bu açıdan da yol gösterici bir programdır. Bu doğrultuda atılan adımların tümü, aldığımız sorumluluğun ve bu topraklarda kardeşçe, birlikte yaşama hedefimizin açık ifadeleridir. Türkiye’de yönetim ve iktidar şansını doğru kullanmak isteyen her siyasal ve toplumsal kesimin siyasal sorunlara tutarlı yaklaşması ve demokratik çözüme ortak olması gerekir. Bu süreç, Kürtlerin cumhuriyete hukuk yoluyla katılımını sağlama ve demokratik cumhuriyeti en geniş toplumsal birliktelikle inşa sürecidir. Bu yönde ilerlemekte olan sürece dönük güçlü iradeye ve kararlı duruşa sahip olduğumuzu bir kez daha belirtmek isterim.’"
Bakan Tunç: "Ceza adaletinin etkinliğinin artırılmasına yönelik önemli bir hedef var"
03 Aralık 2025 Çarşamba - 12:50 Bakan Tunç: "Ceza adaletinin etkinliğinin artırılmasına yönelik önemli bir hedef var" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Özellikle ‘Yargı Reformu Stratejisi’ kapsamında ceza adaletinin etkinliğinin artırılmasına yönelik önemli bir hedef var. Bu hedefle ilgili yapılacak yasal düzenlemeler var ve 10’uncu yargı paketinde bunun bir kısmı yapılmıştır" dedi. Adalet Bakanı Tunç, TBMM’de AK Parti Grup Toplantısı öncesi gazetecilerin soruları üzerine çocukların suçtan korunması ve örgütsel faaliyetler kapsamında cezaların artırılması, Covid düzenlemesi ve süresiz nafaka gibi konular hakkında açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, milletvekilleri ile uzun süredir gerçekleştirilen ‘Yargı Reformu Stratejisi’ kapsamında ceza adaletinin etkinliğinin artırılmasına yönelik önemli hedefleri olduğunu belirtti. Çocukları suçtan korumaya yönelik çalışmaları Mecliste milletvekilleriyle istişare edeceklerinin altını çizen Bakan Tunç, bu hedefle ilgili yapılacak yasal düzenlemelerin de 10’uncu yargı paketinde yer aldığını açıkladı. Tunç, süresiz nafaka konusunun ise gündemlerinde olmadığını ifade etti. "Ceza adaletinin etkinliğinin artırılmasına yönelik önemli bir hedef var" Bakan Tunç, suça sürüklenen çocuklarla ilgili Mecliste kapsamlı bir çalışma yapılacağını ve bunun için Meclis Araştırma Komisyonu kurulduğunu belirterek, "Milletvekillerimizle beraber uzun süredir bir çalışma gerçekleştirdik. Özellikle Yargı Reformu Stratejisi kapsamında ceza adaletinin etkinliğinin artırılmasına yönelik önemli bir hedef var ve bu hedefle ilgili yapılacak yasal düzenlemeler var. 10’uncu yargı paketinde bunun bir kısmı yapılmıştır. 9’uncu yargı paketinde de yine önemli düzenlemeler yapıldı. Toplumsal huzura yönelik maddeler var. Bunlardan birisi çocukların korunması, çocukların suçtan korunması ile ilgili. Özellikle örgüt faaliyetleri kapsamında çocukların suçta kullanılması durumunda cezaların artırılmasına yönelik önemli bir düzenleme var. Suça sürüklenen çocuklarla ilgili, gerek suç mağduru çocuklarla ilgili kapsamlı bir çalışma yapılacak. Bunun için Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Bu konuda diğer düzenlemeler o komisyonun çalışmaları sonrasında gündeme gelecek. 18 yaş altı suç işleyen çocukların suçtan korunması ve bu noktadaki yaptırımlarla ilgili olarak düzenlemeler, araştırma komisyonunun çalışmalarından sonra gündeme gelecek. Ama bu pakette sadece örgüt faaliyeti kapsamında çocukların suçtan korunmasını engellemeye yönelik düzenlemeler var. Bunun dışında düğünlerde, nişanlarda, asker uğurlama gibi o mutlu günleri matem havasına dönüştüren tatsız olayları önleyebilmek için özellikle oralarda silah kullanımı durumunda ceza daha ağır hale geliyor. Bunun yanı sıra trafikte yol kesme konusu var. Trafikte yol kesme suçu ceza kanununda düzenleniyor. Araç kiralamalardan dolayı kiralık araçlardan kaynaklanan suç işleme durumları da söz konusu olacak" şeklinde konuştu. "Covid düzenlemesi yanlış anlatılıyor" Covid düzenlemesinin bir af olmadığını ve özellikle suç tarihi bakımından aynı durumda olan kişilerin aynı yaptırıma tabi tutulmasının talepler arasında olduğunu vurgulayan Bakan Tunç, şunları kaydetti: "2020 yılında yapılan düzenlemede Covid’de bazı suçlar istisna edilerek, denetimli serbestlik 1 yıldan 3 yıla çıkarılmıştı. 2020 sonrasından Temmuz 2023’e kadar 2 ayda bir Covid izni uzatılmıştı. Cezaevinde bulunanlar, cezaları kesinleşenler ama aynı tarihte suç işleyen ya da daha önce suç işleyip yargılaması devam edenler yararlanamamıştı. Dolayısıyla bunların yararlanmamasını, aynı durumdaki kişilerin aynı yaptırıma tabi olması ilkesi gereğince bir eşitlik sağlanması düşüncesiyle komisyona şu anda intikal eden bir kanun teklifi var. Tabii takdir milletvekillerinindir. Burada toplumdan gelen beklentiler, eleştiriler, milletvekillerimiz tarafından elbette ki dikkate alınacaktır ve en doğru düzenleme yapılacaktır. Burada önemli olan suçla mücadelede bir zafiyete uğranılmaması, herkesin yaptığının yanına kar kalmaması, ama bunu yaparken de bu durumu adaletten ayırmamak gerekir. Dolayısıyla eşitlik ilkesi de önemli. Tüm bunları milletvekillerimiz göz önünde bulundurarak bir düzenleme yapacaklar. Süresiz nafaka da şu an gündemde değil" diye konuştu.
SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaş artışı 5 aylık enflasyona göre 11,21 oldu
03 Aralık 2025 Çarşamba - 12:45 SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaş artışı 5 aylık enflasyona göre 11,21 oldu Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), kasım ayı enflasyon oranını yüzde 0,87 olarak açıkladı. Böylece memur ve emeklilerin maaşlarının baz alındığı 5 aylık toplam enflasyon oranı yüzde 11,21 olarak gerçekleşti. TÜİK, emekli ve memur maaşları başta olmak üzere birçok konuda belirleyici olan kasım ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre enflasyon oranı kasım ayında yüzde 0,87, yıllık bazda ise yüzde 31,07 oldu. Her yıl ocak ve temmuz ayları olmak üzere yılda iki kez zam alan memur, memur emeklileri, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin de 5 aylık enflasyon rakamlarının netleşmesiyle birlikte maaş zam oranları belli olmaya başladı. 5 aylık enflasyon oranlarına bakıldığında SSK ve Bağ-Kur emeklileri, temmuz ayında 2,06, ağustos ayında 2,04, eylül ayında 3,23, ekim ayında 2,55, kasım ayında yüzde 0,87 olmak üzere toplamda yüzde 11,21’lik zammı garantiledi. Yapılacak bu zam Ocak 2026’daki maaşlara yansıyacağı için aralık ayında açıklanacak olan aylık enflasyon oranında birikimli olarak hesaplanacak. Memur ve memur emeklisine yüzde 17,57 zam Memur ve memur emeklileri, toplu sözleşme zammına ek olarak enflasyon farkı alıyorlar. Toplu sözleşme zammına göre memur ve memur emeklileri ocak ayında 2026 yılının ilk zammını alacak. Kasım ayı enflasyonunun aylık bazda 0,87 olarak açıklamasıyla birlikte toplam enflasyon yüzde 11,21’i aştı. Memur zammında belirleyici olan 5 aylık enflasyon farkı ise yüzde 5,91 olarak oluştu. Memur ve emeklileri bu hesaplamalar doğrultusunda yüzde 5,91 enflasyon farkına 8. Dönem Toplu sözleşmesi ile belirlenen yüzde 11 ilave edilmesi halinde toplam yüzde 17,57 zammı şimdiden hak etmiş oldu.
ATO Başkanı Baran: "İki ülkenin sanayi birikimi ve rekabet avantajını bir araya getirerek, güçlü iş birlikleri hayata geçirmeyi hedefliyoruz"
03 Aralık 2025 Çarşamba - 12:27 ATO Başkanı Baran: "İki ülkenin sanayi birikimi ve rekabet avantajını bir araya getirerek, güçlü iş birlikleri hayata geçirmeyi hedefliyoruz" Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye ile Belarus arasındaki ticaret hacminin 2024 yılı sonu itibarıyla 1,85 milyar dolar seviyesine ulaştığını hatırlatarak, "Bu rakam, iki ülkenin karşılıklı diyalog ve potansiyelini yansıtmaktan uzak. Sanayi birikimi ve rekabet avantajlarını bir araya getirerek, güçlü iş birlikleri hayata geçirmeyi hedefliyoruz" dedi. ATO ile Belarus Ticaret ve Sanayi Odası Minsk Şubesi’nin Ankara ile Minsk arasındaki ticaret ve yatırım ilişkilerini geliştirmek amacıyla düzenlediği ‘Ankara-Minsk İş Forumu’, ATO Duatepe Salonu’nda yapıldı. ATO Başkanı Gürsel Baran, Belarus Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Anatoly Glaz ve Belarus Ticaret ve Sanayi Odası yetkililerinin de yer aldığı forumda, ATO ile Belarus Ticaret ve Sanayi Odası Minsk Şubesi arasında ticari ve ekonomik alanda iş birliklerini hedefleyen İyi Niyet Protokolü imzalandı. Protokole ATO adına Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Belarus Ticaret ve Sanayi Odası Minsk Şubesi adına ise Genel Müdür Yardımcısı Irina Ivanova imza koydu. Baran, programda yaptığı konuşmada ATO ile Belarus Ticaret ve Sanayi Odası Minsk Şubesi arasında imzalanan protokolün Ankara ve Minsk ile iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde güçlü bir adım oluşturduğunu belirterek, "Protokol, iş heyetlerinin karşılıklı ziyaretlerinden fuarlara, B2B görüşmelerden ortak üretim ve yatırım fırsatlarına kadar geniş bir yelpazede iş birliğini kapsıyor. Bu iş birliğinin, iki ülke iş insanları arasında yeni ticaret köprüleri kuracağına, dostluğumuzu ekonomik başarılarla pekiştireceğine ve Türkiye-Belarus ticaret hacmini çok daha yüksek seviyelere taşıyacağına inanıyoruz" dedi. "İki ülkenin sanayi birikimi ve rekabet avantajlarını bir araya getirerek, güçlü iş birlikleri hayata geçirmeyi hedefliyoruz" Türkiye ile Belarus arasındaki ticari ilişkilerin yıllar itibarıyla gelişme kaydettiğini belirten Baran, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2024 yılı sonu itibarıyla 1,85 milyar dolar seviyesine ulaştığını hatırlattı. Ticaret rakamlarının iki ülkenin karşılıklı diyalog ve potansiyelini yansıtmaktan uzak olduğunu ifade eden Baran, "Karşılıklı olarak iş dünyasının birlikte atacağı adımlarla bu potansiyelin hızla gelişeceğine ve ticaretin çok daha yüksek seviyelere ulaşacağına inanıyoruz. Ekonomik iş birliğimizi çeşitlendirerek, yeni yatırım alanları oluşturarak ve ticareti kolaylaştıran mekanizmaları güçlendirerek ekonomik ilişkilerimizi güçlendirebiliriz. İki ülkenin sanayi birikimi ve rekabet avantajlarını bir araya getirerek, güçlü iş birlikleri hayata geçirmeyi hedefliyoruz" ifadelerini kullandı. "Sektörel ve lojistik avantajlar yatırım imkanını güçlendiriyor" İki ülke arasında önemli yatırım imkanları bulunduğunu ifade eden Baran, "Türk şirketlerinin Belarus’ta gerek serbest bölgelerde, gerekse ortak üretim modellerinde önemli fırsatlara sahip olduğunu, aynı şekilde Belaruslu iş insanlarının da Türkiye’deki organize sanayi bölgelerinde yenilenebilir enerji yatırımlarında, gıda ve tarım teknolojileri alanlarında önemli yatırım imkanları bulunduğunu görüyoruz" diye konuştu. İki ülke arasında özellikle makine, savunma, medikal cihazlar ve otomotiv yan sanayiinde ortak üretim yapıları kurulabileceğini kaydeden Baran, Türkiye’nin orta koridor avantajı ve Belarus’un Avrasya Ekonomik Birliği bağlantılarıyla yeni fırsatların ortaya konabileceğini belirtti. Baran, Ankara ekonomisine ilişkin de bilgi vererek, "Ankara, başkent olmasının yanı sıra aynı zamanda savunma sanayii, sağlık teknolojileri, bilişim, yüksek katma değerli üretimin de merkezi durumunda" şeklinde konuştu. Forum, iki ülke iş dünyası temsilcilerinin gerçekleştirdiği B2B ikili görüşmeler ile devam etti.