Yerel Haberler
Burdur
Kadınların yasak ilişki tartışması cinayetle bitti, savcı ağırlaştırılmış müebbet istedi 26 Aralık 2025 Cuma - 17:27:50 Burdur’da yasak ilişki kavgasında öldürülen Özge Bedir olayında, savcılık tarafından hazırlanan iddianamede tutuklu 3 sanık için ağırlaştırılmış müebbet cezası istendi. Olaya dair yeni detaylar ortaya çıkarken arkadaşının sevgilisinin karısını öldüren Tülay A.’nin olay günü cinayetin ardından üzerindeki kanlı elbiseleri drama dersinde kullandığı kostüm kıyafetler ile değiştirdiği belirlendi. Olay, Burdur’un merkez Bağlar Mahallesi’nde 10 Haziran günü saat 21.00 sıralarında meydana geldi. 22 yaşındaki Tülay A., arkadaşı Seray Ö. (25) ile birlikte daha önce gönül ilişkisi yaşadığı iddia edilen Adnan B.’nin (35) evine gitti. Site önünde bekleyen Seray Ö.’nün aksine, Tülay A. apartmana çıkarak Adnan B.’nin eşi Özge Bedir (35) ile görüşmek istedi. Kapıda başlayan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. İddiaya göre Tülay A., çıkan arbedede Bedir’i boğazından ve karnından bıçaklayarak olay yerinden kaçtı. Bir süre sonra Seray Ö. tarafından yapılan 112 ihbarıyla olay yerine gelen polis, sağlık ve itfaiye ekipleri, kapıyı açtıklarında Özge Bedir’i evin koridorunda kanlar içinde buldu. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Bedir’in hayatını kaybettiği belirlendi. Bedir’in cenazesi otopsi için Burdur Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Sanıklar hakkında istenilen cezalar belli oldu 2 çocuk annesi Özge Bedir’in bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin hazırlanan savcılık tarafından iddianame hazırlandı. İddianamede, sanık Tülay A.’nın Türk Ceza Kanunu’nun 82/1. maddesi çerçevesinde "tasarlayarak kasten öldürme", TCK 116. maddesi çerçevesinde "konut dokunulmazlığını ihlal" ve 6136 sayılı Kanun çerçevesinde "bıçak veya diğer aletleri izinsiz taşıma ve kullanma" suçlarından yargılanması talep edildi. Savcılık, bu suçlar çerçevesinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Sanık Seray Ö. hakkında ise Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesi kapsamında "tasarlayarak kasten öldürmeye iştirak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. İddianamede, maktul Özge Bedir’in eşi Adnan B.’nin de Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesi kapsamında "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasının istendiği kaydedildi. "Adnan B. ile yaklaşık 3 yıldır ilişki yaşadım" Şüpheli Seray Ö. savunmasında, Adnan B. ile yaklaşık 3 yıldır ilişki yaşadığını belirterek, ilk dönemlerde Adnan B.’nin evli olduğunu bilmediğini, durumu öğrendikten sonra ilişkilerini sonlandırdığını ancak Adnan B.’nin eşinden boşanacağını söylemesi üzerine yeniden ilişkiye başladıklarını ifade etti. Seray Ö., Adnan B.’nin eşine ilişkilerini anlatmadığını fark etmesi üzerine Özge Bediri telefonla arayarak durumu bildirdiğini, daha sonra birlikte çekilmiş fotoğrafları WhatsApp üzerinden gönderdiğini belirtti. "Olay günü Adnan B., eşinin evde yalnız olduğunu söyledi" Seray Ö. olay günü olan 10 Haziran 2025 tarihinde gece saatlerinde Adnan B.’nin Tülay A.’nın evine geldiğini ve yine kendisine hakaret ediğini, sabah saatlerinde evden ayrıldığını söyledi. Aynı gün, Özge B.’nin açtığı davaya ilişkin şikayetin geri çekildiğine dair tebligat geldiğini belirterek, olay günü saat 17.00 sıralarında Adnan B.’nin kendisini aradığını söyledi. Seray Ö., bu görüşmede Adnan B.’nin kızını alarak evden çıktığını ve eşinin evde yalnız olduğunu söyleyince, bu konuşmadan Adnan B.’den Özge Bedir ile görüşmeleri yönünde bir mesaj aldığını aktardı. "Tülay A. görüşmeye gitti, ben sokakta bekledim" Şüpheli Seray Ö. ise ifadesinde, Tülay A.’nın kendisine "sen gelme sorun çıkmasın" diyerek Özge Bedir ile kendisinin görüşmek istediğini söylediğini belirtti. Saat 18.00 sıralarında birlikte yürüyerek siteye gittiklerini, kendisinin sitenin iki alt sokağında beklediğini, Tülay A.’nın ise Özge Bedir’in evine çıktığını ifade etti. Yaklaşık 15-20 dakika boyunca Tülay A.’nın dönüşünü beklediğini, bu süre içinde Ö. isimli arkadaşıyla telefonda sohbet ettiğini ifade eden Seray Ö., Tülay A.’nın geri döndüğünde ellerinin çantanın içinde olduğunu, kendisine "sus ve yürü" dediğini söyledi. Yürüyüş sırasında durmadan yaklaşık 40 dakika boyunca sokaklarda dolaştıklarını, Tülay A.’nın üzerindeki gömlek ve eteğin de kanlı olması nedeniyle çıkartıldığını, kanların yere damladığını savunmasında anlattı. "Çantamda kostüm kıyafetlerim vardı" Seray Ö.’nin arkadaşı olan cinayet şüphelisi Tülay A., olay günü yanında siyah bir çanta bulunduğunu, çantanın içinde drama dersinde kullandığı kostüm kıyafetler, güneş gözlüğü, tansiyon ilaçları, cüzdan, anahtar, eldiven, koli bandı ve siyah maske bulunduğunu belirtti. etti. Seray Ö. ile birlikte yürürken Adnan B. ile sık sık telefon görüşmele yaptıklarını, bu görüşmelerin olağan olduğunu belirten Tülay A., Adnan B.’nin bir görüşmede kızını alarak evden çıktığını ve eşi Özge Bedir’in evde yalnız olduğunu söylediğini aktardı. Tebligattaki adrese bakarak Özge Bedir’in evine gidip konuşmaya karar verdiklerini ifade eden Tülay A., Seray Ö.’nün site girişini görebileceği bir noktada beklemesini istediğini, Özge Bedir’in evine gittiğinde önce kendisini tanıttığını, kapıda konuşmak istediğini ancak Özge Bedir’in kendisini içeri davet ettiğini ifade etti. "Bıçakla saldırıya uğradım" Tülay A., eve girdikten sonra kapının kilitlendiğini duyduğunu, Özge Bedir’in mutfaktan bıçak benzeri bir alet alarak yanına geldiğini, evden çıkmak istediğini ancak Özge Bedir’in kendisine hakaret etmeye devam ettiğini söyledi. Bu sırada Özge Bedir’in bileklerini duvara yaslayarak parmak uçlarını kestiğini, ellerinin kanlar içinde kaldığını ifade etti. Aralarında arbede yaşandığını, bıçağın bir ara kendi eline geçtiğini, daha sonra tekrar Özge Bedir’in eline geçtiğini, kapının kilitli olduğunu fark ettiğini ve yere yatırıldığını anlattı. Arbede sırasında Özge Bedir’in boğazının da kanadığını gördüğünü belirtti. "Kendimi korumak için hareket ettim" Savunmasının sonunda Tülay A., olay günü Özge Bedir’in evine zarar vermek amacıyla gitmediğini, yanında herhangi bir bıçak veya delici alet bulunmadığını, Özge Bedir’in saldırısı nedeniyle kendini korumak amacıyla hareket ettiğini belirtti. Adnan B.’nin sürekli kışkırtıcı ve tahrik edici sözleri nedeniyle kendisini ve Seray Ö.’yü karşı karşıya getirdiğini savunan Tülay A., Adnan B.’den davacı ve şikayetçi olduğunu ifade etti. Şüpheli Adnan B., savunmasında daha önce polis merkezinde verdiği ifadenin içeriğinin doğru olduğunu belirterek, ifadesini aynen tekrar ettiğini söyledi. "Seray benim sevgilim olur" Adnan B., yaklaşık 1,5 yıldır Seray Ö. ile gönül ilişkisi yaşadığını, Seray Ö. ile Güvendik Pastanesi’nde çalıştığı dönemde tanıştıklarını belirtti. Bu ilişkiyi eşinin bir yıl boyunca bilmediğini, ilişkinin Seray Ö.’nün eşine telefon üzerinden gönderdiği fotoğraflar sonrası ortaya çıktığını söyledi. Eşinin ilişkiyi öğrenmesinin ardından kendisini terk ettiğini ve yaklaşık 10 gün ayrı kaldıklarını belirten Adnan B., daha sonra barışarak yeniden birlikte yaşamaya başladıklarını ifade etti. Adnan B., eşiyle barıştıktan sonra Seray Ö. ile iletişimini kestiğini, buna rağmen Seray Ö.’nün gizli numaralar ve farklı hatlar üzerinden kendisine ulaşmaya çalıştığını, zaman zaman kuzeni aracılığıyla da arattırdığını söyledi. Olay gününe dair görüntüler ortaya çıktı İddianamede yer alan kamera inceleme tutanaklarına göre, sanıkların olay günü belirli saatlerde ikametlerinden çıktıkları, birlikte hareket ettikleri ve maktul Özge Bedir’in ikametine doğru yürüdüklerinin görüntü kayıtlarıyla belirlendiği aktarıldı. Aynı tutanaklarda, olaydan sonra sanıkların yeniden kamera kayıtlarına yansıdığı, kıyafet değişikliği yaptıklarının ve güzergâhlarını değiştirdiklerinin tespit edildiği kaydedildi. Kıyafet değiştirmesi delil kararması olarak yer aldı Savcılık değerlendirmesinde, olay sonrası görüntülerde sanıklardan birinin olay öncesine göre farklı kıyafetlerle kamera kayıtlarına yansıdığı, bir süre sonra tekrar kıyafet değiştirerek ilk haline döndüğünün görüldüğü belirtildi. Bu durumun, iddianamede delil karartmaya yönelik davranış olarak değerlendirildiği ifade edildi. HTS kayıtları ve kamere kayıtları belirleyici oldu İddianamede, sanıklar ile maktul ve maktulün eşi arasında olay öncesi, olay anı ve olay sonrası döneme ilişkin HTS ve baz kayıtlarının incelendiği belirtildi. Yapılan incelemelerde taraflar arasında çok sayıda telefon görüşmesi ve mesajlaşma tespit edildiği, bu iletişimlerin tarih ve saat bazında tutanak altına alınarak dosyaya eklendiği aktarıldı. Savcılık tarafından yapılan dijital incelemeler sonucunda, sanıklardan birine ait telefonlarda maktule yönelik tehdit içerikli mesajlar ve ses kayıtlarının bulunduğu, bu kayıtların dosyada delil olarak yer aldığı iddianamede belirtildi. Bu kayıtların, taraflar arasında olaydan önce mevcut olan husumetin boyutunu ortaya koyduğu savcılık değerlendirmesinde yer aldı. İddianamede, maktulün olaydan önce yaptığı son telefon görüşmesi ile sanıkların olay sonrası ilk kez kamera kayıtlarına yansıdığı zaman aralığı dikkate alınarak, olayın belirli bir zaman dilimi içerisinde gerçekleştiğinin değerlendirildiği ifade edildi. Savcılık değerlendirmesinde, sanıkların savunmalarının dosya kapsamındaki delillerle birlikte değerlendirildiği, bazı savunmaların hayatın olağan akışıyla örtüşmediği kanaatine varıldığı kaydedildi. Bu değerlendirmeye gerekçe olarak; kamera kayıtları, dijital veriler, HTS kayıtları ve olayın gerçekleşme şekline ilişkin bulgular gösterildi. İddianamenin Burdur Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulduğu ve kabul edildiği öğrenildi.
Burdur’da köy halkının imece usulü iftar dayanışması
11 Mart 2025 Salı - 10:59 Burdur’da köy halkının imece usulü iftar dayanışması Burdur’un Gölhisar ilçesine bağlı Uylupınar köyünde imece usulü kurulan iftar sofralarında, günlük 250-300 kişiye yemek ikram ediliyor. Uylupınar köyünde yaklaşık 10 yıldır sürdürülen iftar programı geleneği, köy halkının dayanışmasıyla yaşatılıyor. Her akşam köy camisinin avlusunda toplanan köylüler, birlikte iftar sofralarını kurarak gelen misafirlere yemek ikramında bulunuyor. Köy dışında gelen misafirlerin de ağırlandığı iftar programında, köydeki hasta ve yaşlıların yemekleri evlerine ulaştırılıyor. Erken saatlerde hazırlıklara başlayan köy halkı, her gün yüzlerce kişiye yemek sunmanın mutluluğunu yaşıyor. "Ramazan’ın bereketini hep birlikte yaşıyoruz" Uylupınar Köyü Muhtarı Mehmet Kırlı, iftar sofralarının on yıldır aralıksız devam ettiğini belirterek, "Yaklaşık 10 yıldır köyümüzde geleneksel iftar sofralarını kuruyoruz. Mübarek Ramazan ayında köy halkıyla bir arada iftar yapmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Çevre köylerden ve ilçe merkezinden gelen misafirlerimizi ağırlamak ise bizler için ayrı bir onur kaynağı oluyor. Günlük yaklaşık 250-300 kişilik iftar soframız var. Dileyen herkes köyümüze gelerek bu paylaşım ve dayanışma ortamına katılabilir. Bu vesileyle bu güzel birlikteliğe katkı sunan tüm köy halkımıza ve hayırseverlerimize teşekkür ediyorum. Allah tutulan oruçlarımızı kabul eylesin" dedi. İftar sofralarının mutfağında büyük emek var İftar yemeklerini hazırlayan 30 yıllık aşçı Şakir Özdemir, yemeklerin hazırlanma sürecine dair bilgi vererek, "Her akşam iftar yemeği hazırlıyoruz. Çalışmalara bir gün önceden saat 14.00 gibi başlıyoruz ve iftar saatine kadar yemekleri yetiştiriyoruz. Menüyü köy halkıyla birlikte oluşturuyoruz, herkes elinden geleni yaparak bu geleneği sürdürüyor" şeklinde konuştu. Aşçı Özdemir’in yardımcısı ve eşi Saime Özdemir ise, "Eşim ve kızımla birlikte her gün Uylupınar köyünde iftar yemeklerini hazırlıyoruz. Bu geleneği yaşatmaya devam ediyoruz. 29 gün boyunca buradayız ve herkesi bu sofralara davet ediyoruz" dedi. İftardan sonra çay servisi İftar programında gönüllü olarak çay servisi yapan Nail Özcan ise, "Uylupınar köyünde çaycılık yapıyorum ancak iftar programı için gönüllü olarak hizmet veriyorum. Saat 16.00 itibarıyla çayı demlemeye başlıyorum ve iftardan sonra yaklaşık 400-500 kişilik çay servisi yapıyorum" şeklinde konuştu. İftar programına ilçe merkezinden ailesiyle birlikte katılan Önder Karcı da, köylülerin gerçekleştirdiği bu anlamlı organizasyona her yıl katıldıklarını belirterek, "Bu güzel dayanışmaya destek veriyoruz. Tüm yakınlarımızı da buraya davet ediyoruz. Muhtarımıza ve köy halkına teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. İftar organizasyonunun yürütülmesinde önemli rol üstlenen Yüksel Cenk, "Köyümüzde yaklaşık 250-300 kişilik iftar programını organize etmek için çalışıyoruz. Hayırseverlerin destekleriyle bu güzel geleneği yaşatıyoruz ve yıllardır sürdürüyoruz" dedi. Öte yandan, iftardan sonra demlenen çaylar misafirlere ikram edilirken, el birliğiyle kurulan iftar sofraları yine imece usulü toplanıyor.
Burdur’da köy halkının imece usulü iftar dayanışması
11 Mart 2025 Salı - 10:51 Burdur’da köy halkının imece usulü iftar dayanışması Burdur’un Gölhisar ilçesine bağlı Uylupınar köyünde 10 yıldır aralıksız sürdürülen geleneksel iftar programı, bu yıl da Ramazan boyunca devam ediyor. Erken saatlerde başlayan hazırlıklarda, özenle yemekler pişirilerek iftara yetiştiriliyor. Köylülerin imece usulü dayanışması ve hayırseverlerin desteğiyle gerçekleştirilen iftar sofralarında, günlük 250-300 kişiye yemek ikram ediliyor. İftar sofraları imece usulü kuruluyor. Uylupınar Köyü’nde yaklaşık 10 yıldır sürdürülen iftar programı, köy halkının dayanışmasıyla yaşatılıyor. Her akşam köy camisinin avlusunda toplanan köylüler, birlikte iftar sofralarını kurarak gelen misafirlere yemek ikramında bulunuyor. Köy dışında gelen misafirlerin de ağırlandığı iftar programında, köydeki hasta ve yaşlıların yemekleri evlerine ulaştırılıyor. Erken saatlerde hazırlıklara başlayan köy halkı, her gün yüzlerce kişiye yemek sunmanın mutluluğunu yaşıyor. Muhtar Kırlı: "Ramazan’ın bereketini hep birlikte yaşıyoruz" Uylupınar Köyü Muhtarı Mehmet Kırlı, iftar sofralarının on yıldır aralıksız devam ettiğini belirterek; "Yaklaşık 10 yıldır köyümüzde geleneksel iftar sofralarını kuruyoruz. Mübarek Ramazan ayında köy halkıyla bir arada iftar yapmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Çevre köylerden ve ilçe merkezinden gelen misafirlerimizi ağırlamak ise bizler için ayrı bir onur kaynağı oluyor. Günlük yaklaşık 250-300 kişilik iftar soframız var. Dileyen herkes köyümüze gelerek bu paylaşım ve dayanışma ortamına katılabilir. Bu vesileyle bu güzel birlikteliğe katkı sunan tüm köy halkımıza ve hayırseverlerimize teşekkür ediyorum. Allah tutulan oruçlarımızı kabul eylesin." dedi. İftar sofralarının mutfağında büyük emek var İftar yemeklerini hazırlayan 30 yıllık aşçı Şakir Özdemir, yemeklerin hazırlanma sürecine dair bilgi vererek, "Her akşam iftar yemeği hazırlıyoruz. Çalışmalara bir gün önceden saat 14.00 gibi başlıyoruz ve iftar saatine kadar yemekleri yetiştiriyoruz. Menüyü köy halkıyla birlikte oluşturuyoruz, herkes elinden geleni yaparak bu geleneği sürdürüyor" şeklinde konuştu. Aşçı Özdemir’in yardımcısı ve eşi Saime Özdemir ise, "Eşim ve kızımla birlikte her gün Uylupınar Köyü’nde iftar yemeklerini hazırlıyoruz. Bu geleneği yaşatmaya devam ediyoruz. 29 gün boyunca buradayız ve herkesi bu sofralara davet ediyoruz" sözlerini sarf etti. İftardan sonra çay servisi İftar programında gönüllü olarak çay servisi yapan Nail Özcan ise, "Uylupınar Köyü’nde çaycılık yapıyorum ancak iftar programı için gönüllü olarak hizmet veriyorum. Saat 16.00 itibarıyla çayı demlemeye başlıyorum ve iftardan sonra yaklaşık 400-500 kişilik çay servisi yapıyorum" dedi. İftar programına ilçe merkezinden ailesiyle birlikte katılan Önder Karcı da, köylülerin gerçekleştirdiği bu anlamlı organizasyona her yıl katıldıklarını belirterek, "Bu güzel dayanışmaya destek veriyoruz. Tüm yakınlarımızı da buraya davet ediyoruz. Muhtarımıza ve köy halkına teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. İftar programı köy halkının dayanışmasıyla sürüyor İftar organizasyonunun yürütülmesinde önemli rol üstlenen Uylupınar Köyü’nden Yüksel Cenk ise, "Köyümüzde yaklaşık 250-300 kişilik iftar programını organize etmek için çalışıyoruz. Hayırseverlerin destekleriyle bu güzel geleneği yaşatıyoruz ve yıllardır sürdürüyoruz" dedi. Öte yandan, iftardan sonra demlenen çaylar köyün gençleri ve çocukları tarafından misafirlere ikram edilirken, el birliğiyle kurulan iftar sofraları yine imece usulü toplanıyor. (SA-SM-
Kurdukları kooperatifle hem üretiyor hem ilham veriyorlar
08 Mart 2025 Cumartesi - 12:31 Kurdukları kooperatifle hem üretiyor hem ilham veriyorlar Burdur’un Gölhisar ilçesi Yusufça Beldesi’nde kurdukları Kadın Girişimci Kooperatifi ile hayatlarına değer katan kadınlar, hem üretim yapıyor hem de kadınların her alanda güçlü adımlar atabileceğini gösteriyor. Burdur’un Gölhisar ilçesine bağlı Yusufça Beldesinde ikamet eden kadınlar, kurdukları Kadın Girişimci Kooperatifi ile hem gelir elde ediyor hem de yaşamın her alanında olduklarını ispat edercesine erkek işlerini bile yapıyorlar. Belde belediyesi’nin katkıları ile kurdukları Kadın Girişimci Kooperatifinde çalışan Yusufçalı kadınlar, kesim, dikim işlerinden overlok işlerine, pişi ve lokma pişirme işinden, silaj paketleme işlerine kadar farklı dallarda birçok işi yaparak hem diğer kadınlara örnek oluyor hem de erkek işlerini kadınların da yapabileceğini ispatlıyorlar. Yusufça beldesinde KOSGEB, Belediye ve BAKA katkılarıyla kurdukları dikiş atölyesinde istihdam olan 15 kadın, atölye dışına da çıkarak gerek ovaya gidip mısır silajı paketleme işi yapıyor gerekse hamurlarını açıp pişi ve lokma döküm işlerini de yapıyorlar. "Hayatla mücadeleme devam ediyorum" Kooperatif çalışanlarından 14 yıl önce eşini kaybeden 46 yaşındaki Ayşe Gül, "Yusufça Kasabasında oturuyorum. Eşimi 14 yıl önce kaybettim. Kendi ayaklarım üzerinde mücadele etmeye çalıştım. Bu zamana kadar gayretimi sürdürdüm. İki kızım var. Babaları öldüğünde biri 10 diğeri 11 yaşındaydılar. İkisini de büyüttüm ve okuttum. Geçen yıl büyük kızımı evlendirdim. Yuvasını kurdu. Küçük kızım da öğretmen oldu. Hayatla mücadeleme devam ediyorum" dedi. "Kadınlarımız burada kendi ayakları üzerinde durabiliyor" Çalışkan Kadınlar Kooperatifi çalışanlarından Zühal Özturgut ise "Böyle bir işyeri kurulduğu için kadınlarımız kendi ayakları üzerinde durabiliyorlar. 15 kadın burada ekim, dikim, silaj paketleme, lokma döküm işlerinde çalışarak kadınlarımız buradan kazanç elde edebiliyoruz. Bu imkân için herkese teşekkür ediyorum" dedi. "Kadınlarımız evine ekmek götürüyor" Kooperatif yöneticilerinden Zeynep Çelik, "2020 yılında kooperatifimizi kurduk. Amacımız beldemiz kadınlarına iş imkânı sağlamak ve kadınlarımızın kendi ayakları üzerinde durabilmelerini sağlamaktı. Bugün bunu da başardık. Şu anda 15 kadınımız burada çalışarak evine ekmek götürüyor. Bunu daha da ileri götürerek 12 kadınımızı daha istihdam etmeyi planlıyoruz" ifadelerine yer verdi. "Kadınlarımız kendi ayakları üzerinde durabilsinler diye elimizden geleni yapıyoruz" Kooperatif üyelerinden Gülden Özarslan, "15 Kadınımız burada çalışıyor. Lokma ve silaj makinelerinde bile kadınlarımız çalışıyor. Kadınlarımız kendi başlarına ayakta kalabilsinler diye elimizden geleni yapıyoruz" şeklinde konuştu. "Amacımız daha büyümek ve kadınlarımızı daha fazla istihdam etmek" Son olarak, kooperatifin başkanı Lütfiye Güngör, "Birlikte yola çıktık. 2020 yılında kuruldu. KOSGEP ve SOGEP destekleriyle makinelerimizi aldık. Dikiş makinesi ile başladığımız işimize 2 traktör ve mibzerimiz ile silaj yapıyor, lokma döküm işleri yanında kadınlarımızla zanaat da öğreniyoruz. Amacımız daha da büyüyerek 12 kadınımızı da istihdam ederek kendimize ait prefabrik bir işyeri kurmayı düşünüyoruz" dedi.
Burdur’da 25 yıldır çorap satarak geçimini sağlıyor
08 Mart 2025 Cumartesi - 11:40 Burdur’da 25 yıldır çorap satarak geçimini sağlıyor Burdur’un Gölhisar ilçesinde 25 yıldır çorap ve çamaşır satışı yapan Hamiyet Maydan, azmiyle kadınlara örnek oluyor. "Kadınlar güçlüdür, isterse her işi başarır" diyerek 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde mesaj verdi. Burdur’un Gölhisar ilçesinde 25 yıldır çorap ve çamaşır satışı yaparak geçimini sağlayan 57 yaşındaki Hamiyet Maydan, azmiyle kadınlara örnek oluyor. Baba mesleğini tek başına sürdüren Maydan, üretim yaparak hem kendi ayakları üzerinde duruyor hem de iki kişiye istihdam sağlıyor. Kadınlar Günü’nde mesaj veren Hamiyet Maydan, her kadının çalışarak ekonomik özgürlüğünü kazanabileceğini belirtti. "Kadınlar kendi ayakları üzerinde durabilir" Çocuklarını çorap satarak büyüttüğünü ve hayatını bu meslekten kazandığını belirten Maydan; "Hayatımız çorap oldu. Çocuklarımı büyüttü, evlendirdi. 25 yıldır bu işi yapıyorum ve ayakta kalmayı başardım. Kadınlar güçlüdür ve isterse her işi yapabilir" dedi. Yıllar önce pazarlarda çuvalla çorap sattığını ancak bugün kendi işyerinde üretim ve satış yaptığını anlatan Maydan; "Kadın işi, erkek işi diye bir ayrım yok. Kadınlar her alanda başarılı olabilir. Yeter ki pes etmesinler" ifadelerini kullandı. "Kadınlar daha fazla yer almalı" Kadınların ekonomik hayatta daha fazla yer alması gerektiğini vurgulayan Hamiyet Maydan, "Biz kadınlar istersek her zorluğun üstesinden gelebiliriz. Özgüvenli olmak ve çalışmaktan vazgeçmemek önemli. Kadınlar iş dünyasında daha fazla yer almalı" diyerek, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı.