Yerel Haberler
Çanakkale
11 yılda denizlerde 112 bin futbol sahası büyüklüğünde hayalet av temizliği gerçekleştirildi 11 Aralık 2025 Perşembe - 15:37:34 Çanakkale Boğazı’nda ‘Denizlerin Terk Edilmiş Av Araçlarından Temizlenmesi Projesi’ çerçevesinde hayalet ağ temizliği yapıldı. Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Turgay Türkyılmaz, 2014 yılında başlatılan projede denizlerde 112 bin futbol sahası büyüklüğündeki alanda 2.9 milyon metrekare uzunluğunda ‘hayalet ağ’ın temizlendiğini belirtti. Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü tarafından 2014 yılında başlatılan ‘Denizlerin Terk Edilmiş Av Araçlarından Temizlenmesi Projesi’, deniz ekosistemlerinin korunmasına önemli katkı sağlıyor. Çalışmalar kapsamında Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerince 2025 yılı içerisinde iki lokasyonda 10 bin metrekare büyüklüğünde 300 ahtapot tuzağı, üç ayrı lokasyonda 12 bin metrekarelik alanda bin metrekare hayalet ağ temizlendi. 2014 yılından bu yana sürdürülen proje kapsamında bugüne kadar 64 farklı lokasyonda toplam 1 milyon 37 bin 700 metrekare deniz dibi taranırken, 35 bin 620 metrekare hayalet ağ denizlerden toplanarak imha edildi. Proje çerçevesinde bugün Kumkale Limanı açıklarında hayalet ağ temizliği gerçekleştirildi. Etkinliğe Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Turgay Türkyılmaz, Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürü Ergün Demirhan, Avcılık ve Kontrol Daire Başkanı İlhan Üze, Çanakkale Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü Seydi Ali Doyuk, Deniz Ürünleri Avcıları Üreticileri Merkez Birliği (DEM-BİR) Çanakkale-Tekirdağ Bölge Birliği Başkanı Naci Karabiber katıldı. Etkinlikte Kumkale Limanı açıklarında Tarım ve Orman Bakanlığı ekipleri tarafından dip taraması sonucu tespit edilen hayalet ağlar çıkarıldı. "Bu çalışmaları yapmak suretiyle 9.5 milyon adet deniz canlısının hayatta kalmasını sağlamış durumdayız" Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Turgay Türkyılmaz, hayalet ağlara yönelik ülke genelinde yürütülülen bir proje olduğunu belirterek, "Denizlerimizin hayalet ağlardan temizlenmesi projesi ülke genelinde yaptığımız bir proje. 20 ilde yaptığımız bu çalışmayı denizlerde de gerçekleştiriyoruz. Hayalet ağlardan temizleme projesinin gerekçesi şu; balıkçılarımız tarafından av sırasında herhangi bir şekilde kontrol dışında denizlerde terk edilmiş olarak bulunan ağlar, yine balıkçılık faaliyetleri kapsamında balıkçılarımıza daha iyi avlanma imkanını verebilmesi ve diğer taraftan da ekosistemin korunması amacıyla tüm ülke genelinde bu çalışmayı gerçekleştiriyoruz" dedi. Türkyılmaz, "Bugüne kadar bu yapılan çalışmalar kapsamında 805 milyon metrekare sucul ekosistem taranmış durumda ve buradan da 112 bin futbol sahası büyüklüğünde bir alandan bahsediyoruz. 2.9 milyon metrekare uzunluğunda da ‘hayalet ağ’ ismini verdiğimiz bu av araçlarını denizden çıkarmış durumdayız. Yaptığımız çalışmalara ve değerlendirmelere göre de bu çalışmaları yapmak suretiyle 9.5 milyon adet deniz canlısının hayatta kalmasını sağlamış durumdayız. Bu çalışmaları gerçekleştiren illerimizin başında Çanakkale geliyor. Oldukça önemli çalışmalara imza atılıyor. Burada da 1 milyon metrekare alan gözden geçirildi ve 30 bin metrekare de hayal ağı temizliği gerçekleştirildi" şeklinde konuştu. Çalışmaların balıkçıların desteği ile yapıldığını belirten Türkyılmaz, projenin uluslararası pek çok kuruluş tarafından örnek gösterildiğini aktardı. Türkyılmaz, "Özellikle Karadeniz, Ege ve Akdeniz’den de sorumlu olan, FAO’nun altında bulunan Akdeniz Genel Balıkçılık Komisyonu, bu yapmış olduğumuz çalışmaları örnek proje olarak gösteriyor. Ülkemiz açısından oldukça gurur verici bir çalışma. Diğer taraftan kendi deniz ekosistemimizin korunması ve bir nevi çevresel temizlik de diyebiliriz. En önemli çıktılardan bir tanesi de ülkemizin gündeminde olan ve Emine Erdoğan hanımefendinin liderliğinde yürütülmekte olan Sıfır Atık Projesi’ne de çok büyük bir destek vermek ve bu kapsamda yapılan çalışmaların görünürlüğünü ortaya koymak adına önemli çalışmalar yapmış olduğumuzu söyleyebilirim" diye konuştu.
Vatandaşlardan organ bağışına yoğun ilgi
04 Kasım 2025 Salı - 14:56 Vatandaşlardan organ bağışına yoğun ilgi Çanakkale’de Organ Bağışı Haftası çerçevesinde Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi’nde düzenlenen etkinlikte, hastaneye ayaktan başvuran hasta ve hasta yakınları da organ bağışında bulunarak bağışa dikkat çekmek istedi. Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi’nde 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası farkındalık etkinliği gerçekleştirildi. Organ bağışının önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen etkinlikte resim sergisi yer aldı. Çanakkale İl Sağlık Müdürlüğü etkinlik çerçevesinde organ bağışında bulunarak örnek olurken, hastaneye ayaktan başvuran hasta ve hasta yakınları da organ bağışına yoğun ilgi gösterdi. Etkinliğe İl Sağlık Müdürü Dr. Hakan Görgülü, Halk Sağlığı Başkanı Uzman Dr. Aslı Okan, Başhekim Op. Dr. Hasan Keser, davetliler ile hastane çalışanları katıldı. Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Hasan Keser, organ bağışının önemine dikkat çekerek, "Bir organ, bir hayat demektir. Bugün burada amacımız; toplumumuzda organ bağışına dair farkındalığı artırmak ve daha fazla insanı bu harekete dahil etmektir. Bağışlanan her organ, umut bekleyen bir hastanın yeniden hayata tutunması demektir. Hastanemiz olarak bu konuda üzerimize düşen sorumluluğu kararlılıkla yerine getirmeye devam edeceğiz" dedi. Organ bağışının hayat kurtaran en değerli iyiliklerden biri olduğunun vurgulandığı etkinlik, katılımcılar tarafından büyük beğeni topladı.
Çanakkale’de yangından kaçan karaca köyün maskotu oldu
04 Kasım 2025 Salı - 10:57 Çanakkale’de yangından kaçan karaca köyün maskotu oldu Çanakkale’nin merkezine bağlı Dümrek köyü muhtarı Abdülkerim Yavuz, merada çoban köpekleri tarafından yakalanan karacaya sahip çıktı. Adeta evcil hayvan gibi insanlarla samimi olan karaca köyün maskotu oldu. Çanakkale’de geçtiğimiz yaz aylarında meydana gelen yangınlar sebebiyle yaban hayvanları yerleşim yerlerine inmeye başladığı görüldü. Meraya inen bir anne karaca burada 2 tane yavru dünyaya getirdi. Merada keçilerin başında nöbet tutan çoban köpekleri yavrulardan bir tanesini yakalarken anne ile diğer yavru canını kurtarmak için bölgeden uzaklaştı. Yeni doğmuş karaca yavrusu çobanın hızlı refleksleri sayesinde yaralanmadan köpeklerden kurtuldu. Çobanın durumu Dümrek köyü muhtarı Abdülkerim Yavuz’a bildirmesiyle Yavuz, karaca yavrusunu alarak evine getirdi. Muhtar Yavuz, yavru karacanın bakımını gerçekleştirdikten sonra annesinin alması için bulduğu yere götürerek uzaktan izledi. Merada annesini bekleyen yavru karaca gün geçtikçe güçten düşmeye başladı. Muhtar bir süre izlediği karacanın annesinin gelmediğini ve durumunun kötüye gittiğini görünce duruma dayanamayarak yavruya ’Ponpon’ ismini koyarak kendi evinde bakmaya başladı. 15 Mayıs tarihinden beri karaca yavrusunun kendileriyle beraber olduğunu ve adeta evcil hayvan gibi olduğunu söyleyen muhtar Yavuz, "Ben hayvanı insanlık görevimi yerine getirmek için baktım. Bundan sonra yine de bakmaya devam ederim, hiçbir sıkıntı yok. Ne yapılması gerekiyorsa yapmaya da hazırım" dedi. Anne karaca yavrusunu alır diye umdu ama beklediği olmadı Yavru karacanın hayatlarına nasıl girdiğini anlatan Dümrek köyü muhtarı Abdülkerim Yavuz, "Bu karacanın hikayesi şöyle oldu. Bu sene Çanakkale’de çok yangın oldu. Yangınlardan ötürü bu karacanın annesi bizim meraya gelmiş. Merada doğum yapmış. Bizim çobanlar meralara keçileri yayıyor. Çobanlar keçileri yaydığı sırada çoban köpekleri bu yavruyu yakalamışlar. Çoban yavruyu köpeklerin ağzından sağlam bir şekilde alıyor. Bu arada beni arayarak ‘Abi böyle bir karaca yavrusu yakaladım. Köpeklerin ağzından aldım. Ne yapayım?’ dedi. Diğer yavru ve anne köpeklerden kaçarken bu yavruyu bırakmışlar. Ben gidip çobanın kurtardığı yavruyu aldım. Evde biraz baktım. Sonra tekrar gidip yerine koydum. Annesi alır yeniden doğal yaşamına gider diye. 1-2 gün gidip bunu kontrol ettim. Annesi gelmedi" ifadelerini kullandı. Her türlü ihtiyacını giderip büyüttüm Annesinin yavru karacayı alması için meraya bırakarak uzaktan izlediğini fakat annesi gelmediği için orada iyice zayıfladığını belirten köy muhtarı Abdülkerim Yavuz, "Bu yavru merada durunca iyice acıkmış, zayıflamıştı. Bu arada yavruyu çakal olsun, tilki olsun, yaban hayvanları baya var. Yaban hayvanları yavruyu kessin yiyecekti. Benim de bu duruma vicdanım el vermedi. Aldım yavruyu evime getirdim. O zamandan beri de biberon ile süt, mama her türlü ihtiyacını giderip büyüttüm" şeklinde konuştu. Her türlü bakımını yapıyoruz Abdülkerim Yavuz, yavru karacanın her türlü bakımı araştırarak yaptığını şu sözlerle aktardı: "Beslenmesi için gerekli destekleri alıp, hangi otu, yemi yiyorsa araştırıp belli öğünlerle hepsini veriyorum. Mesela ilk geldiğinde küçük hayvan 2 günlük olduğu için biberonla başladık. Belli aralıklarla ineklerimizden sağdığımız sütü içti. 3 ay boyunca süt ile beslendi. Sonrasında ise taze fasulye, börülce, yonca, civciv yemi verdik. Takip ederek her türlü bakımını yapıyoruz. Bu zamana kadar herhangi bir hastalığı da olmadı. Bakımı güzel, keyfi yerinde." Köyün maskotu haline geldi Yavru karacanın evcil hayvan gibi insanlarla ve diğer hayvanlarla anlaştığını söyleyen muhtar Yavuz, "Şu an aramız çok güzel. Gezintiye çıkarıyorum, köy kahvehanesine gittiğimde arkamdan geliyor. Kendi kendine köyde gezinip karnı acıktığında tekrar eve geliyor. Köyün maskotu haline geldi. Bütün ziyaretçiler görmeye geliyor. Yavru bize de iyice alıştı. Bizim bahçemizdeki kediler, köpekler, tavuklarla da çok iyi anlaştı. Birbirlerine alıştıkları için zarar vermiyorlar. Beraber yaşayıp duruyorlar. Hiçbir sıkıntıları yok, keyifleri yerinde. Evin önünden salıyoruz bu bahçeyi dolaşıyor. Evin etrafında geziyor. Acıktığı, canı sıkıldığı zaman yeniden evin önüne geliyor. Yeniden geziyor. Bizden biri, aynı evcil hayvan gibi" diye konuştu. Ne yapılması gerekiyorsa yapmaya da hazırım Yavru karaca için yetkililere seslenerek ne yapılması gerekiyorsa hazır olduğunu vurgulayan muhtar, "Biz bakıyoruz yavruya ne yapılması gerekiyorsa yapmaya da hazırız. Ben hayvanı insanlık görevimi yerine getirmek için baktım. Bundan sonra yine de bakmaya devam ederim, hiçbir sıkıntı yok. Ne yapılması gerekiyorsa yapmaya da hazırım" dedi.
Çanakkale Savaşları’nın ilk şehitleri anıldı
03 Kasım 2025 Pazartesi - 15:57 Çanakkale Savaşları’nın ilk şehitleri anıldı Çanakkale Savaşları’nın başlangıcı olarak kabul edilen 3 Kasım 1914’te, İngiliz ve Fransız donanmalarına ait gemilerin, boğazın girişini bombardımanı sırasında şehit olan 5 subay ve 81 er, Seddülbahir Kalesi’nde düzenlenen törende dualarla anıldı. İlk Şehitler Kabristanlığı’na karanfil bırakıldı. Çanakkale’nin Eceabat ilçesine bağlı Seddülbahir köyündeki Seddülbahir Kalesi’nde Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen anma törenine, Çanakkale Vali Yardımcısı Aydın Abak, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Eceabat Kaymakamı Kerem Yenigün, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, şehit aileleri dernekleri, gazi dernekleri, şehit aileleri, askeri erkan ve gaziler katıldı. Anma töreninde, saygı duruşunda bulunulup, İstiklal Marşı okundu. Seddülbahir Kalesi’nde şehit olan askerler için dua edilmesinin ardından, İlk Şehitler Kabristanlığı’na karanfil bırakıldı. 3 Kasım 1914’te Çanakkale’nin ilk şehitlerinin toprağa düştüğünü söyleyen Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, "Bugün çok anlamlı bir günde bu tarihi mekanda bir araya geldik. Bundan 111 yıl evvel bu topraklarda Çanakkale’yi geçilmez yapmak için Anadolu’nun değişik köşelerinden buraya gelmiş vatan evlatlarının toprağa düştüğü ve hemen yanımızda bulunan bu selvi ağacının kenarında ebedi uykularına uyduğu yerdeyiz. O büyük kahramanlar her türlü anma törenini, her türlü övgüyü, her türlü güzel sözü hak ediyorlar. Biz onlar için ne yapsak, hangi çalışmayı yapsak, hangi töreni icra etsek onların haklarını ödeyemeyiz. Onlara olan borçlarımızı ödeyemeyiz. Ama burada onları çok sevdiğimizi, onları unutmadığımızı ve unutmayacağımızı göstermek adına hep beraber işimizi, gücümüzü, evimizi, ailemizi bırakıp buraya geldik. Öncelikli olarak çok teşekkür ediyorum. Gerçekten o büyük insanlar asla unutulmayacaklar. Onlar bu topraklara dimdik durdular ve canlarını ortaya koydular. Onların tek amacı vardı, tek isteği vardı, tek ideali vardı; vatan sağ olsun. Vatan sağ oldu ama vatanın sağ olan evlatları olarak bizler onları unutmayacağımızı da her zaman ortaya koyuyoruz" dedi.
Çanakkale’de akran zorbalığına karşı mücadele
02 Kasım 2025 Pazar - 10:04 Çanakkale’de akran zorbalığına karşı mücadele Çanakkale’de İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde akran zorbalığına karşı mücadele çalışmaları sürüyor. İl Milli Eğitim Müdürü Mine Hayta, "Akran zorbalığını önleme ve akran nezaketini geliştirmek için öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve velilerimize yönelik eğitim ve farkındalık çalışmalarımıza başladık" dedi. Çanakkale İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde öğrencilerin güvenli, kapsayıcı ve değer temelli bir eğitim ortamında yetişmesi amacıyla "Akran Zorbalığından Akran Nezaketine" çalıştayı gerçekleştirildi. Çalıştayda farklı bakış açılarıyla değerlendirilme buna yönelik çeşitli çözüm önerilerinin sunulmasını sağlayarak ve okullarda daha kapsayıcı ve gerçekçi adımlar atabilmek için bir yol haritası ele alındı. Çalıştaya dair açıklamalarda bulunan İl Milli Eğitim Müdürü Mine Hayta, "Bu çalıştay ile akran zorbalığına ilişkin atacağımız adımları sahadan gelen verilerle çok net şekilde ortaya koymuş olduk. Böylece çözüm modellerimizi teorik değil, uygulanabilir, sürdürülebilir ve kademelere özgü şekilde belirlemiş olduk" dedi. Çalıştayın temel amacı akran zorbalığını tüm boyutlarıyla ele almak Çalıştayın amaç ve hedeflerini açıklayan Çanakkale İl Milli Eğitim Müdürü Mine Hayta, "Çanakkale İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak, öğrencilerimizin güvenli, kapsayıcı ve değer temelli bir eğitim ortamında yetişmesi amacıyla düzenlediğimiz ’Akran Zorbalığından Akran Nezaketine’ il çalıştayı, akran zorbalığı olgusunu çok boyutlu ele almak ve çözüm üretmek üzere planlanmış önemli bir buluşmadır. Çalıştayı düzenlememizdeki temel amaç, akran zorbalığı konusunu tüm yönleriyle ele almak, bu sorunun eğitim kademelerine göre nasıl farklılaştığını ortaya koymak ve etkili çözüm yolları geliştirmekti" diye konuştu. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile tam uyumlu çalıştay Çalıştayın Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile tam uyumlu şekilde organize edildiğini vurgulayan İl Milli Eğitim Müdürü Mine Hayta, "Bu çalıştay, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında bizlere yol gösteren ’Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ ile tam uyum içinde gerçekleştirilmiştir. Maarif Modelinin öngördüğü gibi, eğitim yalnızca akademik başarıya indirgenmeyen; öğrencilerin erdem, değer, kişilik ve sosyal-duygusal gelişim alanlarında da desteklendiği bütüncül bir süreci ifade etmektedir. Bu çalıştay da öğrencilerimizin nezaket, empati, saygı ve hoşgörü gibi değerlere dayalı bir okul kültürü içinde yetişmelerini hedefleyen önemli bir adım olmuştur" dedi. Katılımcı farklılığı ile çeşitli ve çok boyutlu çözümler Katılımcıların çeşitliliğinin çalıştaya çeşitli ve çok boyutlu çözümler sağladığını aktaran Mine Hayta, şunları söyledi: "Katılımcı çeşitliliği var olan olguların farklı bakış açılarıyla değerlendirilmesini buna yönelik çeşitli çözüm önerilerinin sunulmasını sağlayarak ve okullarımızda daha kapsayıcı ve gerçekçi adımlar atabilmemiz için bize bir yol haritası çizmiş oldu. Çalıştayda, 9 masada bir araya geldiğimiz katılımcılarımızla akran zorbalığının katılımcıların gözünden tanımlanmasını sağladık. Katılımcıların çeşitliliği önerilerin de çeşitli ve çok boyutlu bir kapsamda geliştirilmesini sağladı. Çalıştayımızın çıktıları akran nezaketini geliştirmede yalnızca öğrencilere değil; ailelere, öğretmenlere ve toplumun her kesimine çok büyük sorumluluk düştüğünü göstermiş oldu." Sahada akran zorbalığına karşı atılacak adımların çalıştay sayesinde çok net bir şekilde belirlendiğini ifade eden İl Milli Eğitim Müdürü Mine Hayta, "Bu çalıştay ile akran zorbalığına ilişkin atacağımız adımları sahadan gelen verilerle çok net şekilde ortaya koymuş olduk. Böylece çözüm modellerimizi teorik değil, uygulanabilir, sürdürülebilir ve kademelere özgü şekilde belirlemiş olduk. Öncelikle akran zorbalığını önleme ve akran nezaketini geliştirmek için öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve velilerimize yönelik eğitim ve farkındalık çalışmalarımıza başladık. Çalışmalarımız etkili ve sistematik bir şekilde devam etmektedir" şeklinde konuştu. Nezaket eğitimi alan öğrenciler bunun elçiliğini üstlenecek Nezaket Elçileri Projesi ile eğitim alan öğrencilerin artık birer ’nezaket elçisi’ olacaklarını açıklayan Hayta, sözlerini şöyle sonlandırdı: "Projemiz kapsamında öğrencilerimiz öğretmenleriyle bir araya gelerek onlara eğitim vermeyi ve bu eğitimlerin ardından öğrencilerimize nezaket elçisi unvanı vermeyi hedefliyoruz. Nezaket elçilerimiz mentor öğretmenlerinin rehberliğinde okullarında akran nezaketini yaygınlaştırmaya yönelik çalışmalar gerçekleştirecek, izleme-değerlendirme çalışmalarına katkı sunacak ve iyi uygulamaların ilimizde yaygınlaştırılmasına destek sağlayacaklardır. Bu çalıştay, Çanakkale’de öğrencilerimizin daha güvenli, daha barışçıl ve daha kapsayıcı bir okul ortamında büyümeleri için güçlü bir başlangıç oldu. Nezaket kültürünü davranış olmaktan çıkarıp bir yaşam kültürüne dönüştürmeyi hedefliyoruz."