Yerel Haberler
Gaziantep
Gaziantep’in tescilli lezzeti beyran dünya lezzetlerini solladı 15 Aralık 2025 Pazartesi - 16:33:34 Gastronomi şehri Gaziantep’in UNESCO korumasında yer alan tescilli lezzetlerinden beyran, dünyaca ünlü lezzetleri geride bırakarak dünyanın en iyi 2’inci yemeği seçildi. Gastronomi dalında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) şehirler ağına dahil edilen Gaziantep, Türkiye’nin en zengin mutfaklarından birine ev sahipliği yapıyor. UNESCO’nun 116 şehir arasında gastronomi alanında fark oluşturan şehirler ağına Türkiye’den seçilen ilk şehir olan Gaziantep eşsiz ve zengin mutfağıyla dünyada da adından söz ettiriyor. Gaziantep mutfağının vazgeçilmez yemeklerinden olan beyran kent mutfağının en sevilen yemekleri arasında yer alıyor. Dünyanın önde gelen gastronomi platformlarından TasteAtlas, "Dünyanın en iyi 100 çorbası" listesini açıkladı. Beyran ustaları: Beyran çorba değil Türkiye’nin gastronomi başkenti Gaziantep’e özgü bir lezzet olan beyran yemeğinin dünyanın en iyi 2’inci yemeği seçilmesi dünyaca ünlü lezzetleri geride bıraktı. Beyranın listede 2’inci sırada yer alması beyran ustalarını sevindirmekle birlikte ana yemek olduğu için beyrana çorba denilmesine de karşı olduklarını dile getirdi. Beyran yemeğinin çorba olmadığını ve kentin geleneksel en lezzetli yemeği olduğunu belirten ustalar, beyranın Gaziantep’in vazgeçilmez en önemli yemeklerinden olduğunu vurguladı. Şifalı ve güçlü aromasıyla biliniyor Çok yüksek ateşte pişirilmesinin yanı sıra içindeki kuzu eti, pirinç, baharat ve bol sarımsakla ağızları tatlandıran beyran, şifa niyetine de içiliyor. Özellikle sonbahar ve kış aylarında bağışıklığı güçlendirici özelliğiyle nezle ve grip gibi hastalıklara karşı doğal bir koruyucu olarak tercih edilen beyran, şifalı ve güçlü aromasıyla biliniyor. Beyranın dünya çapında tanınmasına çok sevindiklerini belirten beyran ustaları, Gaziantep’in binlerce yıllık mutfak kültürünün, emeğinin ve ustalığının dünya sahnesinde tescillenmesini büyük bir başarı olarak nitelendirdi. Beyranın dünyada 2’inci sırada yer almasının gururunu yaşıyoruz Hazırlanması saatler süren beyranın içerisindeki kemik suyu, et, pirinç, sarımsak ve çeşitli baharatlar ile vatandaşların vazgeçilmezleri arasında yer aldığını belirten beyran ustaları, Gaziantep’te evlerin yanı sıra hemen her lokanta ve restoranın menüsünde yer alan beyranın dünyada 2’inci sırada yer almasının gururunu yaşadıklarını dile getirdi. Beyranın Gaziantep mutfağının en sevilen lezzetlerinden olduğunu belirten beyran ustalarından Ahmet Çadır, beyran yemeğinin dünyada 2’inci sırada yer almasının Gaziantep mutfağının gücünü bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı. "Biz beyranı yemek olarak adlandırıyoruz" Güçlü aroması ve besleyici yapısıyla bilinen beyran yemeğinin Gaziantep mutfağına ait lezzetlerden olduğunu belirten Çadır, "Gaziantep’te UNESCO tarafından koruma altında olan beyranımız dünyada ikinci çorba seçildi. Tabii buna üzülsek mi, sevinsek mi bilemedik. Çünkü biz beyranı Gaziantep olarak yemek olarak adlandırıyoruz. Ama dünyada ikinci çorba seçilmiş. İkinciliği de üzüldük. Çünkü bu yemeğin hakkı birinci olmalıydı. İnşallah önümüzdeki yıllarda birinci yemek veya birinci çorba listesinin en başında beyranı görürüz. Çünkü yüzyıllardır Gaziantep’te gelenek haline gelen şifa deposu, protein deposu, C vitamini deposu, antibiyotik deposu, doğal antibiyotiktir. Beyrana çorba denilmesinden neden hoşnut olmuyoruz? 12 saat biz buna emek veriyoruz. 12 saat boyunca bir çorba hazırlanmaz sanırım. 12 saat boyunca başında beklenilen bir yemeğin hazırlandığını düşünmüyorum. Yine de Gaziantep’imize hayırlı olsun. Herkesi Gaziantep’e bu lezzeti yemeye bekleriz" dedi. "Gazianteplinin haftada en az bir gün tükettiği yemektir" Beyran yemeğinin özellikle sonbahar ve kış aylarında bağışıklığı güçlendirici özelliğiyle nezle ve grip gibi hastalıklara karşı doğal bir koruyucu olarak tercih edildiğini bildiren Çadır, "Kış başlayınca beyran Gazianteplinin haftada en az bir gün tükettiği yemektir. Çünkü biliyorsunuz Gaziantep’te kuru iklim mevcuttur. Kuru bir havada da hastalıklar daha çok yayılıyor. Onu önlemek için Gaziantepli beyran içerek önlem alıyor. Beyran yemeğinin içinde yağsız kuzu etleri var. Kuzunun boyun ve kürek eti var. 12 saat pişer. İçinde ilikli kemik suyu, et suyu var. Çok güzel aroması var. Sarımsak olsun, biber olsun, limon sıkıyoruz, C vitamini olsun. Beyran hem lezzetli hem şifalı bir yemek olduğundan şu an herkes tarafından çok ilgi görüyor" şeklinde konuştu. Beyran yemeğinin dünyada 2’inci sırada yer almasından gurur duyduklarını belirten vatandaşlar ise ana yemek olduğu için beyrana çorba denilmesine de karşı olduklarını dile getirdi.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 16:31 Gaziantep’in tescilli lezzeti beyran dünya lezzetlerini solladı Gastronomi şehri Gaziantep’in tescilli lezzeti olan ve kentin UNESCO korumasında yer alan lezzetlerinden beyran, dünyaca ünlü lezzetleri geride bırakarak dünyanın en iyi 2’inci yemeği seçildi. Gastronomi dalında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) şehirler ağına dahil edilen Gaziantep, Türkiye’nin en zengin mutfaklarından birine ev sahipliği yapıyor. UNESCO’nun 116 şehir arasında gastronomi alanında fark oluşturan şehirler ağına Türkiye’den seçilen ilk şehir olan Gaziantep eşsiz ve zengin mutfağıyla dünyada da adından söz ettiriyor. Gaziantep mutfağının vazgeçilmez yemeklerinden olan beyran kent mutfağının en sevilen yemekleri arasında yer alıyor. Dünyanın önde gelen gastronomi platformlarından TasteAtlas, "Dünyanın en iyi 100 çorbası" listesini açıkladı. Beyran ustaları: Beyran çorba değil Türkiye’nin gastronomi başkenti Gaziantep’e özgü bir lezzet olan beyran yemeğinin dünyanın en iyi 2’inci yemeği seçilmesi dünyaca ünlü lezzetleri geride bıraktı. Beyranın listede 2’inci sırada yer alması beyran ustalarını sevindirmekle birlikte çorba listesine alınmasına ise karşı çıktı. Beyran yemeğinin çorba olmadığını ve kentin geleneksel en lezzetli yemeği olduğunu belirten ustalar, beyranın Gaziantep’in vazgeçilmez en önemli yemeklerinden olduğunu vurguladılar. Şifalı ve güçlü aromasıyla biliniyor Çok yüksek ateşte pişirilmesinin yanı sıra içindeki kuzu eti, pirinç, baharat ve bol sarımsakla ağızları tatlandıran beyran, şifa niyetine de içiliyor. Özellikle sonbahar ve kış aylarında bağışıklığı güçlendirici özelliğiyle nezle ve grip gibi hastalıklara karşı doğal bir koruyucu olarak tercih edilen beyran, şifalı ve güçlü aromasıyla biliniyor. Beyranın dünya çapında tanınmasına çok sevindiklerini belirten beyran ustaları, Gaziantep’in binlerce yıllık mutfak kültürünün, emeğinin ve ustalığının dünya sahnesinde tescillenmesini büyük bir başarı olarak nitelendirdiler. Beyranın dünyada 2’inci sırada yer almasının gururunu yaşıyoruz Hazırlanması saatler süren beyranın içerisindeki kemik suyu, et, pirinç, sarımsak ve çeşitli baharatlar ile vatandaşların vazgeçilmezleri arasında yer aldığını belirten beyran ustaları, Gaziantep’te evlerin yanı sıra hemen her lokanta ve restoranın menüsünde yer alan beyranın dünyada 2’inci sırada yer almasının gururunu yaşadıklarını dile getirdiler. Beyran yemeğinin Gaziantep mutfağının en sevilen yemeklerinden olduğunu belirten Gaziantep’teki beyran ustalarından Ahmet Çadır, beyran yemeğinin dünyada 2’inci sırada yer almasının Gaziantep mutfağının gücünü bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı. "Biz beyranı yemek olarak adlandırıyoruz" Güçlü aroması ve besleyici yapısıyla bilinen beyran yemeğinin Gaziantep mutfağına ait lezzetlerden olduğunu belirten Çadır, "Gaziantep’te UNESCO tarafından koruma altında olan beyranımız dünyada ikinci çorba seçildi. Tabi buna üzülsek mi, sevinsek mi bilemedik. Çünkü biz beyranı Gaziantep olarak yemek olarak adlandırıyoruz. Ama dünyada ikinci çorba seçilmiş. İkinciliği de üzüldük. Çünkü bu yemeğin hakkı birinci olmalıydı. İnşallah önümüzdeki yıllarda birinci yemek veya birinci çorba listesinin en başında beyranı görürüz. Çünkü yüzyıllardır Gaziantep’te gelenek haline gelen şifa deposu, protein deposu, C vitamini deposu, antibiyotik deposu, doğal antibiyotiktir. Beyrana çorba denilmesinden neden hoşnut olmuyoruz? 12 saat biz buna emek veriyoruz. 12 saat boyunca bir çorba hazırlanmaz sanırım. 12 saat boyunca başında beklenilen bir yemeğin hazırlandığını düşünmüyorum. Yine de Gaziantep’imize hayırlı olsun. Herkesi Gaziantep’e bu lezzeti yemeye bekleriz" dedi. "Gazianteplinin haftada en az bir gün tükettiği yemektir" Beyran yemeğinin özellikle sonbahar ve kış aylarında bağışıklığı güçlendirici özelliğiyle nezle ve grip gibi hastalıklara karşı doğal bir koruyucu olarak tercih edildiğini bildiren Çadır, "Kış başlayınca beyran Gazianteplinin haftada en az bir gün tükettiği yemektir. Çünkü biliyorsunuz Gaziantep’te kuru iklim mevcuttur. Kuru bir havada da hastalıklar daha çok yayılıyor. Onu önlemek için Gaziantepli beyran içerek önlem alıyor. Beyran yemeğinin içinde yağsız kuzu etleri var. Kuzunun boyun ve kürek eti var. 12 saat pişer. İçinde ilikli kemik suyu, et suyu var. Çok güzel aroması var. Sarımsak olsun, biber olsun, limon sıkıyoruz, C vitamini olsun. Beyran hem lezzetli hem şifalı bir yemek olduğundan şu an herkes tarafından çok ilgi görüyor" şeklinde konuştu. Beyran yemeğinin dünyada 2’inci sırada yer almasından gurur duyduklarını belirten vatandaşlar ise ana yemek olduğu için beyrana çorba denilmesine de karşı olduklarını dile getirdiler.
Gaziantep’te okula giden çocuğa çarpıp kaçan sürücü yakalandı
06 Aralık 2025 Cumartesi - 09:41 Gaziantep’te okula giden çocuğa çarpıp kaçan sürücü yakalandı Gaziantep’te okula giden çocuğa çarpıp kaçan sürücü yakalandı. Güvenlik kamerasına da yansıyan olay anlarını sosyal medya hesabından paylaşan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "Bu olayın izahı yok" dedi. Olay, geçtiğimiz günlerde, Şehitkamil ilçesi Göktürk Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, A.B. isimli şahıs, kullandığı hafif ticari araçla seyir halindeyken yolun karşısına geçmeye çalışan 2 çocuktan birine çapıp durmadan yoluna devam etti. Olay anları ise güvenlik kamerasına yansıdı. Bakan Ali Yerlikaya: "Gereği yapıldı" Yaşanan olayın ardından emniyet harekete geçerek söz konusu sürücüyü yakalamak için çalışma yaptı. Çalışmalar neticesinde, okul yolundaki çocuğa çarpıp kaçan sürücü yakalandı. Konu ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yapan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "Gereği yapıldı. Okula giden evladımıza bilerek çarpmak. Bu olayın izahı yok. Gaziantep’in Şehitkamil ilçesinde, okula gittiği sırada 15 yaşındaki evladımız Berat’a çarpıp olay yerinden kaçan A.B. isimli sürücü yakalandı. Direksiyon başındaki her ihmal bir anneye, bir babaya, bir aileye hayatları boyunca unutamayacakları büyük bir acı bırakır. Biraz sabretsek ne olur? Biraz beklesek ne olur? Çocuğun bacağına ya bir şey olsaydı? Değer mi? Yeni trafik kanunu teklifimizin amacı kazaları önlemek, can kaybını en aza indirmek, sürücülerin davranış biçimlerini olumlu yönde değiştirerek trafik kültürü oluşturmak. Trafikte caydırıcılığı yalnızca ceza sistemi olarak değil, toplumda güvenli yaşam kültürünü inşa eden çok katmanlı bir mekanizma olarak görmek gerekir. Trafik güvenliğini hiçe sayanları lütfen 112 Acil Çağrı Merkezi’mize bildirelim. Biz gereğini yaparız" ifadelerini kullandı.
Bölgesel Dijital Dönüşüm Strateji Geliştirme Çalıştayı GSOMEM’de gerçekleştirildi
05 Aralık 2025 Cuma - 17:44 Bölgesel Dijital Dönüşüm Strateji Geliştirme Çalıştayı GSOMEM’de gerçekleştirildi EDIH Anadolu Projesi kapsamında düzenlenen, "Bölgesel Dijital Dönüşüm Strateji Geliştirme Çalıştayı" Gaziantep Sanayi Odası Mesleki Eğitim Merkezi’nde (GSOMEM) gerçekleştirildi. Gaziantep başta olmak üzere bölge illerinin dijital dönüşüm yol haritalarına katkı sunacak başlıkların ele alındığı çalıştaya; Gaziantep Mesleki Yeterlilik Sınav ve Belgelendirme ve Danışmanlık A.Ş. (GASBEM) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Hakan Yusufoğlu, Gaziantep Sanayi Odası Genel Sekreteri Yusuf İzzettin İymen, Adana Sanayi Odası (ADASO) Genel Sekreteri Veli Oğuz, Dr. Öğretim Üyesi Altan Özkil, kurum ve kuruluşların yetkilileri ile firma temsilcileri katıldı. Çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren GASBEM Yönetim Kurulu Üyesi Murat Hakan Yusufoğlu çalıştayın bölge sanayisi adına önemli bir adım olduğunu belirterek, ‘’Gaziantep olarak bu güçlü projenin parçası olmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Şehrimiz özellikle yapay zekâ ve IoT uygulamalarında diğer bölgelere göre daha ileride yer almaktadır. Doğru stratejilerle bu potansiyeli çok daha yukarı taşıyabiliriz. Ancak dijitalleşmeyle birlikte artan siber güvenlik risklerini de göz ardı etmeden işletmelerimizi yönlendirmeliyiz" dedi. Çalıştayın Gaziantep’in tekstil, gıda, metal ve makine sektörleri için uygulanabilir ve etkisi yüksek dijital dönüşüm stratejileri oluşturulmasına katkı sağlayacağının altını çizen ve projeye destek veren tüm paydaşlara teşekkür eden Yusufoğlu, "Gaziantep sanayisi değişime en hızlı uyum sağlayan, yenilikçi ve üretken yapısıyla yine öncülüğünü sürdürecektir. Bu anlamda çalıştayımızın bölgeye hayırlı olmasını diliyorum’’ şeklinde konuştu. Dr. Öğretim Üyesi Altan Özkil de çalıştayda yaptığı değerlendirmede EDIH Anadolu Projesi’nin firmaların rekabet gücünü artırmayı amaçlayan kapsamlı bir girişim olduğunu söyleyerek, "Adana’dan Gaziantep’e kadar uzanan geniş bölgede işletmelerimizin yapay zekâ, siber güvenlik, IoT ve ileri dijital teknolojilerle güçlendirilmesini hedefliyoruz. Gaziantep’te yaptığımız bu çalıştay, saha keşiflerinin stratejik adımlara dönüştürülmesi açısından kritik öneme sahip" diye konuştu. Toplantının sonunda, katılımcıların sektör bazlı oturumlarda dijitalleşme ihtiyaçlarını, öncelikleri, çözümleri ve soru-cevap kısmının ardından çalıştay sona erdi.
Oba Makarna’ya Turquality’den "En Çok Ülkeye İhracat Yapan Turquality Şampiyonu" Ödülü
05 Aralık 2025 Cuma - 17:42 Oba Makarna’ya Turquality’den "En Çok Ülkeye İhracat Yapan Turquality Şampiyonu" Ödülü Türkiye’nin makarna üreticilerinden Oba Makarna, Turquality Ödülleri kapsamında "En Çok Ülkeye İhracat Yapan Turquality Şampiyonu" ödülüne layık görüldü. Ödül, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ev sahipliğinde düzenlenen Turquality Vizyon Buluşması ve Markalaşma Konferansı’nda takdim edildi. Turquality, Türkiye markalarının uluslararası pazarlarda sürdürülebilir büyümesini, kurumsal altyapılarının güçlendirilmesini ve global marka dönüşüm süreçlerinin desteklenmesini amaçlayan dünyadaki ilk ve tek devlet destekli markalaşma programı olarak öne çıkıyor. Oba Makarna ise 2023 yılında makarna sektöründe Turquality Marka Destek Programı’na dahil olan ilk marka olarak programdaki yolculuğuna güçlü bir başlangıç yaptı ve global marka görünürlüğünü artırmayı sürdürüyor. Türkiye’nin markalaşma vizyonuna yön verme amacıyla bu yıl ilk kez düzenlenen Turquality Vizyon Buluşması ve Markalaşma Konferansı; Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Tüm Turquality ve Döviz Kazandırıcı Faaliyetler Derneği Başkanı Kürşad Tüzmen’in katılımıyla gerçekleşti. Organizasyonda Oba Makarna, "En Çok Ülkeye İhracat Yapan Turquality Şampiyonu" ödülünün sahibi oldu. İhracat başarısı bir kez daha tescillendi Türk makarnasını dünya sofralarına taşıyan Oba Makarna, ihracattaki başarısını farklı platformlarda da kanıtlıyor. Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu’nun (OSBÜK) değerlendirmesinde de "En Çok İhracat Yapan Firma" seçilen Oba Makarna, 100’ün üzerinde ülkeye yaptığı ihracatla sektörün küresel konumunu güçlendirmeye devam ediyor. Turquality kapsamında kazanılan bu ödül, markanın uluslararası başarı yolculuğunda önemli bir kilometre taşı niteliği taşıyor. "Turquality programı, marka yolculuğumuzu güçlendiren önemli bir rehber oldu" Ödüle ilişkin değerlendirmede bulunan Oba Makarna Yönetim Kurulu Üyesi İpek Cıncıkcı, "Turquality kapsamında ‘En Çok Ülkeye İhracat Yapan Turquality Şampiyonu’ ödülüne layık görülmek bizim için büyük bir gurur kaynağı. Bu başarı, Türkiye’nin üretim gücünü ve markalaşma vizyonunu uluslararası pazarlara taşıma konusundaki kararlılığımızın önemli bir göstergesidir" dedi. Cıncıkcı, "2023 yılında programa dahil olan ilk makarna markası olarak Turquality; stratejik yönetimden marka konumlandırmaya, operasyonel yetkinliklerimizin geliştirilmesinden global pazarlarda marka bilinirliğimizin artırılmasına kadar bize çok değerli bir farkındalık kazandırdı. Programın sağladığı sistematik yaklaşım, markamızın uluslararası büyüme yolculuğuna güçlü bir ivme katıyor. Hedefimiz, Türk makarna sektörünün dünya pazarındaki liderliğini daha da ileri taşımak" diye konuştu.
Yılmaz: "Kuzeyşehir’de tüm sorunlar çözüme kavuşacak"
05 Aralık 2025 Cuma - 14:38 Yılmaz: "Kuzeyşehir’de tüm sorunlar çözüme kavuşacak" Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, Kuzeyşehir Mahallesi’nde vatandaşlarla bir araya geldi. Mahallede yürütülen çalışmaları yerinde inceleyen Yılmaz, bölge esnafını ziyaret ederek hem sorunları dinledi hem de talepleri not aldı, yıllardır süren sorunların çözüme kavuşturulacağının sözünü verdi. Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, beraberinde meclis üyeleri ve birim yöneticileri ile Kuzeyşehir Mahallesi’ni ziyaret etti. Mahalle sakinleriyle samimi bir ortamda sohbet eden Yılmaz, Kuzeyşehir’in yıllardır süregelen altyapı, ulaşım ve çevre düzenlemesi gibi sorunlarının kalıcı şekilde çözüme kavuşturulması için büyük bir gayret gösterdiklerini ifade etti. "Sorunlar çözüme kavuşacak" Mahalle ziyaretinde esnafın işyerlerine tek tek uğrayan Yılmaz, hem "hayırlı işler" dileğinde bulundu hem de esnafın beklentilerini dinledi. Vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılanan Yılmaz, "Sizlerin taleplerini ve yaşadığınız sorunları biliyoruz. Bu bölgenin uzun süredir çözüm bekleyen meseleleri artık son bulacak. Ekiplerimizle birlikte sahadayız ve çözüme odaklanmış durumdayız" dedi. "Kuzeyşehir’de vatandaşlarımızın yaşam kalitesini artıracağız" Yılmaz, Kuzeyşehir Mahallesi’nin hızla gelişen bir bölge olduğunu, buna paralel olarak belediye hizmetlerinin de bölgenin ihtiyaçlarına göre planlandığını belirterek, "Kuzeyşehir’de yıllardır kronik hale gelen sorunların çözüme kavuşturulması için hem planlı hem de kararlı bir şekilde çalışıyoruz. Altyapıdan çevre düzenlemesine, ulaşımdan sosyal alanlara kadar tüm eksiklikleri tespit ettik. Kısa sürede somut adımlar atacağız. Şehitkamil’in her mahallesinde olduğu gibi Kuzeyşehir’de de vatandaşlarımızın memnuniyetini artırmak, yaşam kalitesini yükseltmek için var gücümüzle çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. Ziyaret sonunda mahalle sakinleri, Başkan Umut Yılmaz’a bölgeye gösterdiği ilgi ve samimiyeti için teşekkür etti.
Hediye bağlama ile başlayan müzik tutkusu 61 yıldır sürüyor
05 Aralık 2025 Cuma - 13:36 Hediye bağlama ile başlayan müzik tutkusu 61 yıldır sürüyor Gaziantep’te 11 yaşındayken ağabeyinin hediye ettiği bağlama ile müziğe adım atan Davut Akdoğan’ın müzik tutkusu 61 yıldır sürüyor. Gaziantep’te yaşayan 72 yaşındaki Davut Akdoğan, müzik dünyasına 11 yaşında ağabeyinin kendisine hediye ettiği bağlama ile adım attı. 15 yaşında profesyonel gitar çalabilen ve 16 yaşında düğün salonlarında enstrümanlar çalarak ailesinin geçimine katkı sağlayan Akdoğan, yıllarca sahnelerde hem türkü söyledi hem de çeşitli enstrümanlar çaldı. Çok sayıda enstrümanı çalmayı kimseden yardım almadan öğrenen Akdoğan, gençlik yıllarında evinin bir odasını adeta stüdyoya dönüştürdü. 1988 yılına kadar düğün salonlarında ve eğlence mekanlarında sahne alan Akdoğan, daha sonra 5 yıl önce vefat eden kardeşi Mehmet Akdoğan ile birlikte Şahinbey ilçesi tarihi Bey Mahallesi’nde açtığı iş yerinde enstrümanların yapımının yanı sıra tamir, bakımı ve satışını yapmaya başladı. 1964 yılında başladığı 61 yıllık müzik hayatı boyunca 20’inin üzerinde enstrümanı çalan, müzik evi işleten ve yıllarca müzisyenlik yaparak geçimini sağlayan Akdoğan, müziğe olan sevgisini hala canlı tutuyor. Çocukluk yıllarında tanıştığı enstrümanların satışını yaptığı iş yerinde vakit geçirerek ud, saz, bağlama ve cümbüş çalan, müzikseverlere de ücretsiz dersler veren Akdoğan, ilerleyen yaşına rağmen ilk günkü heyecanla müziğe olan tutkusunu kaybetmeden yaşamını sürdürüyor. İlkokulda eğitim gördüğü 1960’lı yıllarda bağlama çalmayı öğrendiğini anlatan Akdoğan, "11 yaşında rahmetli ağabeyimin bana Konya’dan gelirken bir bağlama almasıyla müzik hayatım başladı. Daha sonra 14-15 yaşında profesyonel olarak gitar çalmaya başladım. 1983 yılında bu iş yerinin mülkiyetini aldım ve bu işletmeyi çalıştırmaya başladım. O zamana kadar sahnede bağlama çaldım, gitar çaldım. Ondan sonra 1988’de sahneyi bıraktığım zaman yani profesyonellik hayatımı bırakıp iş hayatına atıldığımda biraz da müzikten kopma gibi bir durum oldu. Ondan sonra da ud ve cümbüş çalmaya başladım ve ticaret hayatımız başladı. Büyük firmaların bayiliğini aldım. Daha sonra kardeşimle beraber çalıştık ve bugüne kadar geldik" dedi. Müzikseverlere ücretsiz dersler verdiğini belirten Akdoğan, "Bunun yanında da enstrüman satışlarım var. Enstrüman satışlarımın bir kısmını yapabiliyorum. Enstrümanların bir kısmını tamir edebiliyorum ve burada faaliyetim devam ediyor. 42-43 yıldır da buradayız. Çalışmaya devam ediyorum. Her gün sabahları işime yürüyerek geliyorum, yürüyerek gidiyorum. Elhamdülillah sağlık, sıhhatim iyi. İşimi de seviyorum. Tabii birçok öğrenci de yetiştirdim. Öğrencilerimin arasında doktorların yanı sıra şöhret sahibi olanlar da var" şeklinde konuştu. Neşet Ertaş başta olmak üzere birçok ünlü sanatçıyla sıkı dostluklarının olduğunu belirten Akdoğan, "1971-72’li yıllarda İbrahim Tatlıses gibi sanatçılarla çalıştım. Bunun yanında Gaziantep’te çok iyi sanatçılarla çalıştım. Neşet Ertaş ve Mahzuni Şerif benim yakından tanıdığımız dostlarımdı. Birbirimize gider geldirdik. Cem Karaca gibi birçok sanatçı Gaziantep’e geldiğinde muhabbetimiz oldu" diye konuştu.
Hediye bağlama ile başlayan müzik tutkusu... 62 yıldır müzik tutkusunu sürdürüyor
05 Aralık 2025 Cuma - 13:30 Hediye bağlama ile başlayan müzik tutkusu... 62 yıldır müzik tutkusunu sürdürüyor Gaziantep’te 61 yıldır saz, bağlama, ud, cümbüş, tambur, gitar, keman ve darbuka gibi müzik aletleri iç içe hayat süren Davut Akdoğan, müzik tutkusunu 42 yıl önce açtığı iş yerinde ilerleyen yaşına rağmen sürdürüyor. 11 yaşında iken ağabeyinin kendisine hediye ettiği bağlama ile müzik hayatı başlayan, 15 yaşında da profesyonel olarak gitar çalabilen ve 16 yaşında ise düğün salonlarında müzik enstrümanları çalarak ailesinin geçimine katkı sağlayan 72 yaşındaki Davut Akdoğan, yıllarca sahnelerde hem türkü söyledi hem de müzik enstrümanları çaldı. Yıllar içinde birçok enstrümanı çalmayı kimseden yardım almadan öğrenen Akdoğan, gençlik yıllarında müziğe daha fazla vakit ayırdı ve evinin bir odasını adeta stüdyoya dönüştürdü. 1988 yılına kadar düğün salonlarında ve eğlence mekanlarında sahne alan Akdoğan, daha sonra 5 yıl önce vefat eden kardeşi Mehmet Akdoğan ile birlikte Şahinbey ilçesi tarihi Bey Mahallesi’nde açtığı iş yerinde müzik enstrümanlarının yapımının yanı sıra tamir, bakımı ve satışını yapmaya başladı. 1964 yılında başladığı 61 yıllık müzik hayatı boyunca 20’inin üzerinde müzik enstrümanı çalan, müzik evi işleten ve yıllarca müzisyenlik yaparak geçimini sağlayan Akdoğan, müziğe olan sevgisini hala canlı tutuyor. Çocukluk yıllarında tanıştığı müzik enstrümanlarının satışını yaptığı iş yerinde vakit geçirerek ud, saz, bağlama ve cümbüş çalan, müzikseverlere de ücretsiz dersler veren Akdoğan, ilerleyen yaşına rağmen ilk günkü heyecanla müziğe olan tutkusunu kaybetmeden yaşamını sürdürüyor. İlkokulda eğitim gördüğü 1960’lı yıllarda bağlama çalmayı öğrendiğini anlatan Akdoğan, "11 yaşında rahmetli ağabeyim bana Konya’dan gelirken bir bağlama almasıyla müzik hayatım başladı. Daha sonra 14-15 yaşında profesyonel olarak gitar çalmaya başladım. 1983 yılında bu iş yerinin mülkiyetini aldım ve bu işletmeyi çalıştırmaya başladım. O zamana kadar sahnede bağlama çaldım, gitar çaldım. Ondan sonra 1988’de sahneyi bıraktığım zaman yani profesyonellik hayatımı bırakıp iş hayatına atıldığımda biraz da müzikten kopma gibi bir durum oldu. Ondan sonra da ud ve cümbüş çalmaya başladım ve ticaret hayatımız başladı. Büyük firmaların bayiliğini aldım. Büyük bir faaliyet gösterdim. Daha sonra kardeşim ile beraber çalıştık ve bugüne kadar geldik" dedi. Müzikseverlere ücretsiz dersler verdiğini belirten Akdoğan, "Bunun yanında da enstrüman satışlarım var. Enstrüman satışlarımın bir kısmını yapabiliyorum. Enstrümanların bir kısmını tamir edebiliyorum ve burada faaliyetim devam ediyor. 42-43 yıldır da buradayız. Çalışmaya devam ediyorum. Her gün sabahları işime yürüyerek geliyorum, yürüyerek gidiyorum. Elhamdülillah sağlık sıhhatim iyi. İşimi de seviyorum. Tabi birçok öğrenci de yetiştirdim. Öğrencilerimin arasında doktorlar var. Öğrencilerimin arasında büyük şöhrete sahip olanlar da var" şeklinde konuştu. Neşet Ertaş başta olmak üzere birçok ünlü sanatçıyla sıkı dostluklarının olduğunu belirten Akdoğan, "1971-72’li yıllarda İbrahim Tatlıses gibi sanatçılarla çalıştım. Bunun yanında Gaziantep’te çok iyi sanatçılarla çalıştım. Neşet Ertaş ve Mahzuni Şerif benim yakından tanıdığımız dostlarımdı. Birbirimize gider geldirdik. Cem Karaca gibi birçok sanatçı Gaziantep’e geldiğinde muhabbetimiz oldu" diye konuştu.