Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Yerel Haberler
İstanbul
Ankara
İzmir
Bursa
Antalya
Trabzon
Tüm Şehirler
Adana
Adıyaman
Afyon
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şanlıurfa
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Kastamonu
Domuz avı sırasında komşusunu öldüren sanığa 3 yıl 4 hapis cezası
19 Aralık 2025 Cuma - 18:35:05
Kastamonu’da domuz avı sırasında komşusunun ölümüne sebebiyet verdiği gerekçesiyle yargılanan sanıklardan biri beraat ederken, diğeri 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Olay, 18 Eylül 2023 tarihinde Kastamonu’nun Merkez ilçesine bağlı Kaşçılar köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İsmail Göloğlu, komşusu O.D. ve B.K. ile birlikte gece saatlerinde tarlada ekili mahsulleri korumak için domuz avına çıktı. Av sırasında İsmail Göloğlu, O.D.’nin silahından çıkan kurşunun isabet etmesi sonucu ağır yaralandı. Sağlık ekiplerince Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan İsmail Göloğlu, burada yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde, O.D. ile B.K. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde "taksirle ölüme neden olma" suçundan dava açıldı. Açılan davanın karar duruşması görüldü. Duruşmaya olayda hayatını kaybeden İsmail Göloğlu’nun yakınları ve avukatlar katıldı. İsmail Göloğlu’nun ailesi mütalaayı kabul etmedikleri, sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep edildi. Göloğlu ailesinin avukatı ise, "Dosya kapsamı, olayın oluş şekli, sanıkların davranışları, çelişkili beyanları ve olay sonrası tutumları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, olayın taksirle değil, kasten ve tasarlayarak gerçekleştirilmiş bir öldürme fiili olduğu açıkça ortadadır" diyerek sanıkların bu suçlardan cezalandırılmasını talep etti. Sanıkların avukatları ise müvekkillerinin beraatlarını istedi. Mahkeme heyeti, sanık O.D.’yi ’bilinçli taksirle adam öldürme’ suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırırken, B.K.’nin ise beraatına karar verdi.
19 Aralık 2025 Cuma - 18:28
Taşköprü Belediyesi, 2 milyon liralık hibe desteğiyle yaşlılara evde bakım desteği sağlayacak
Taşköprü Belediyesi, aldığı 2 milyon liralık hibe desteğiyle 65 yaş üstü vatandaşlara evde bakım desteği sağlayacak. Taşköprü Belediyesi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Yaşlı Destek Programı (YADES)’e sunduğu "Rıza ve Hürmet (Saygın Hayat)" projesiyle 2 milyon lira eş finansmanlı hibe almaya hak kazandı. Kastamonu genelinde Bakanlığa proje sunan belediyeler arasında yalnızca Taşköprü Belediyesi’nin çalışması kabul edildi. Bu yönüyle proje, hem ilçede hem de il genelinde dikkat çekti. Projeyle, yaşlı bireylerin yaşam kalitesini artırılması hedefleniyor. Kastamonu Valiliği Toplantı Salonu’nda düzenlenen programda, Kastamonu Valisi Meftun Dallı’nın katılımıyla protokol imzalandı. Protokolün ardından açıklamalarda bulunan Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan, projenin kapsamı ve hedefleri hakkında bilgi verdi. Başkan Arslan, proje sayesinde Taşköprü’de yaşayan 65 yaş üstü bakıma muhtaç yaşlıların evde bakım, temizlik ve kişisel ihtiyaçlarının karşılanacağını belirtti. Yaşlı bireylerin toplumun en değerli emanetleri olduğunu vurgulayan Arslan, "Taşköprü’de yaşayan 65 yaş üstü bakıma muhtaç büyüklerimizin evde bakım, temizlik ve kişisel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Bakanlığımıza sunduğumuz projemiz olumlu neticelendi. Kökleri gereği yaşlılarına her zaman saygı duyan, vefayı esas alan bir anlayışın temsilcileriyiz" dedi. Projeyle birlikte sosyal belediyecilik anlayışını daha da güçlendirmeyi hedeflediklerini ifade eden Başkan Arslan, hizmetlerin artarak devam edeceğini belirtti. Arslan, Taşköprü’de dayanışma ve aile bilincini ön planda tuttuklarını dile getirerek, "En büyük aile Taşköprü Ailesi düşüncesini hem teoride hem de pratikte yaşatmak adına bu tür hizmetlerimizi artırarak sürdüreceğiz" diye konuştu. Yaşlı vatandaşların hayatlarını kolaylaştıracak anlamlı bir projenin imzalarını atmaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade eden Vali Meftun Dallı ise, "Kıymetli büyüklerimizin yaşam kalitesini artırmayı, günlük hayatta karşılaştıkları zorlukları azaltmayı ve sosyal hayata daha aktif katılımlarını sağlamayı amaçlayan bu projenin hazırlanmasında emeği geçen kurumlarımızı tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum" diye konuştu. 1 yıl sürecek olan proje kapsamında Taşköprü Belediyesi tarafından ilçede yaşayan 65 yaş üstü yaşlılara sağlık hizmetleri, öz bakım ve hijyene yönelik hizmetleri, evde sıcak yemek hizmeti, kişisel bakım ve temizlik gibi hizmetleri sunulacak.
19 Aralık 2025 Cuma - 18:03
Kastamonu Üniversitesi’nde "Sağlık Turizmi ve Kapsayıcı Sağlık Yaklaşımları" masaya yatırıldı
Kastamonu Üniversitesi tarafından "Sağlık Turizmi ve Kapsayıcı Sağlık Yaklaşımları" sempozyumu düzenlendi. Kastamonu Üniversitesi, "Yaşlı ve Engelli Bireylerin Sağlığının Korunması ve Geliştirilmesinde Kastamonu Sağlık Turizmi Potansiyeli" başlıklı sempozyuma ev sahipliği yaptı. Merkez Kütüphane Cemil Meriç Salonu’nda gerçekleştirilen sempozyumda, yaşlı ve engelli bireylerin sağlık hizmetlerine erişimi, kapsayıcı sağlık uygulamaları ve Kastamonu’nun sağlık turizmi alanındaki potansiyeli çok yönlü olarak ele alındı. Sempozyuma, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülkadir Tuna, Tosya Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Orçun Çağlar Kurtuluş ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Tosya Meslek Yüksekokulu İş Sağlığı ve Güvenliği Programı öğretim üyesi Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Özdemir, "Günümüzde yaşlı ve engelli bireylerin sağlığının korunması ve geliştirilmesi; yalnızca sağlık hizmetleriyle sınırlı olmayan, sosyal, çevresel ve insani boyutları da kapsayan bütüncül bir yaklaşımı zorunlu kılmaktadır. Bu yaklaşım, bireyin yaşam kalitesini artırmayı, bağımsızlığını desteklemeyi ve toplumsal hayata aktif katılımını güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu noktada Kastamonu; tarihi birikimi, doğal zenginlikleri, gelişmekte olan sağlık altyapısı ve insana dokunan yaklaşımıyla önemli bir potansiyele sahiptir. Sahip olduğu doğal kaynaklar, termal imkanlar, huzurlu çevresi ve sağlık hizmetleriyle Kastamonu’nun, özellikle yaşlı ve engelli bireyler için sağlık turizmi alanında güçlü bir alternatif oluşturduğuna inanıyoruz. Bu sempozyumda; yaşlılık sürecinin değişen dinamiklerinden hemşirelik uygulamalarına, engellilikte güncel sağlık yaklaşımlarından toplumsal yapının güçlendirilmesine ve Kastamonu’nun sağlık turizmi potansiyeline kadar pek çok değerli konu, alanında uzman akademisyenlerimiz tarafından ele alınacaktır. Paylaşılacak bilgi ve deneyimlerin, bilimsel çalışmalara ve uygulamalara ışık tutacağına yürekten inanıyoruz" dedi. Sempozyumun ilk oturumu Prof. Dr. Nimet Ovatoylu ve Doç. Dr. Filiz Özel Çakır’ın başkanlığında gerçekleştirildi. Prof. Dr. Ovatoylu, konuşmasında yaşlı ve engelli bireylerin sağlık hizmetlerinden etkin biçimde yararlanabilmesinin sosyal devlet anlayışının temel unsurlarından biri olduğunu belirterek, üniversitelerin bu alandaki bilimsel sorumluluğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Filiz Özel Çakır ise, disiplinler arası çalışmaların önemine vurgu yaparak, sağlık, sosyal hizmetler ve turizm alanlarının bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini dile getirdi. İlk oturumda Prof. Dr. Ayşe Gül Kale, "Yaşlılık, Değişen Yaşam Dinamikleri ve Huzurevleri" başlıklı sunumunda yaşlı bireylerin değişen ihtiyaçlarına dikkat çekti. Ardından Doç. Dr. Ayla Demirtaş ise "Yaşlı Bireylerin Güçlendirilmesinde Hemşirelik Uygulamaları" konulu sunumunda koruyucu ve destekleyici sağlık hizmetlerinin önemini dikkate çekerek, "Hemşirelik bakımında yaşlı insanları güçlendirme aslında ihmal edilmiş bir alandır. Profesyonelliğe yönelik yeni yaklaşımlar kendine yardım etmeyi, büyümeyi ve gelişmeyi destekler. Hemşireler yaşlı bireyleri güçlendirmek için belirli yeterliliklere ve birden çok çözüme sahip olduğunu anlatmalı ve göstermelidir. Güç temelli hemşirelik yaklaşımı, yaşlı bireylerin fiziksel ve psikososyal ihtiyaçlarını gidermek için çevrelerinde mevcut olan kaynakları değerlendirmelerine yardımcı olarak yaşam kalitesinin geliştirilmesine odaklanır" diye konuştu. "Engellilerin yüzde 74,6 sağlık hizmetlerine erişimde en az bir engelle karşılaşıyor" İkinci oturum, Prof. Dr. Özlem Ovayolu başkanlığında, Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Özdemir’in oturum başkan yardımcılığında gerçekleştirildi. Oturumda Doç. Dr. Havva Kaçan, "Özel Bireyler İçin Toplumsal Yapının Güçlendirilmesi" başlıklı sunumunda engellilik olgusunun sosyal boyutuna değinirken; Prof. Dr. Gülendam Karadağ ise "Engellilikte Sağlık: Koruyucu, Destekleyici ve Geliştirici Güncel Yaklaşımlar" başlıklı sunumuyla güncel sağlık politikalarına ilişkin bilgiler paylaştı. Türkiye’de 2 milyon 511 bin engelli bulunduğunu söyleyen Karadağ, "Tahminlere göre bugün dünyada 1,3 milyar insan ciddi engellilik yaşamaktadır. Bu rakam dünya nüfusunun yüzde 16’sına, yani her 6 kişiden 1’ine denk gelmektedir. Ülkemizdeki durum ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2022 verilerine göre; Ulusal Engelli Veri Sisteminde kayıtlı ve hayatta olan engelli sayısı 2 milyon 511 bin 950’dir. 2021 yılında yapılan çalışmada, katılımcılar arasında sağlık hizmetlerine erişim oranı yüzde 25,4 olarak belirlenmiştir. Bu katılımcıların yaklaşık dörtte üçü (yüzde 74,6) sağlık hizmetlerine erişimde en az bir engel yaşadığı tespit edilmiştir. Ülkemizde yüzde 61,5’i fiziksel engeli, yüzde 62,7’si tıbbi ekipmanla ilgili engeli ve yüzde 59,3’ü iletişim engeli bulunuyor. 2024 yılında yayınlanan sistematik bir inceleme, engelli bireylerin ağız sağlığına ve diş bakımına büyük önem verdiğini, ancak diş hizmetlerine erişimde önemli zorluklarla karşılaştıklarını vurgulamaktadır. Özellikle down sendromlu çocukların neredeyse yarısı yüzde 47’si, fiziksel engellilerin üçte birinden fazlası yüzde 37’si ilk diş muayenelerini 6 yaş ve üzeri yaşlarda yaptırmıştır" diye konuştu. Son oturum ise Prof. Dr. Serap Parlar Kılıç başkanlığında, Prof. Dr. Gülendam Karadağ’ın oturum başkan yardımcılığında yapıldı. Bu oturumda Dr. Öğretim Üyesi Hakkı Çılgınoğlu, "Kastamonu Sağlık Turizmi Potansiyeli" başlıklı sunumunda ilin doğal kaynakları, iklim özellikleri ve sağlık altyapısının sağlık turizmi açısından sunduğu fırsatları değerlendirdi. "2050 yılına kadar dünyadaki her altı kişiden biri 65 yaş üstü olacak" Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Arabacı, "Yaşlı Bireyler İçin Sağlık Turizmi" konulu sunumunda yaşlı dostu turizm uygulamalarının önemine değindi. Dünya nüfusunun yaşlandığını, ancak bu büyümenin yüzyılın sonuna doğru zirveye ulaşacağını söyleyen Arabacı, "Dünyadaki hemen hemen her ülke, nüfuslarındaki yaşlıların sayısı ve oranında artış yaşıyor. 2070’lerin sonlarına doğru, 65 yaş ve üzeri küresel nüfusun 2,2 milyara ulaşarak 18 yaş altı çocuk sayısını geçeceği tahmin ediliyor. 2030’ların ortalarına gelindiğinde ise, 80 yaş ve üzeri 265 milyon birey olacak ve bu sayı bebek sayısını geçecek. Dünya Nüfus Beklentilerine göre, 2050 yılına kadar dünyadaki her altı kişiden biri 65 yaş üstü olacak. Bu oran 2019’da her 11 kişiden biriydi. Ülkemizde de yaşlı nüfus 9 milyon 112 bin 298 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2019 yılında yüzde 9,1 iken, 2024 yılında yüzde 10,6’ya yükseldi. Yaşlı nüfusun 2024 yılında yüzde 44,6’sını erkek nüfus, yüzde 55,4’ünü kadın nüfus oluşturdu. Yaşlı bağımlılık oranı 2024 yılında yüzde 15,5 oldu. Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı da 2019 yılında yüzde 13,4 iken bu oran 2024 yılında yüzde 15,5’e yükseldi. Nüfus projeksiyonlarının demografik göstergelerdeki mevcut yapının devam edeceğini varsayan ana senaryosuna göre yaşlı bağımlılık oranının 2030 yılında yüzde 19,5, 2040 yılında yüzde 26,5, 2060 yılında yüzde 45,5, 2080 yılında yüzde 61,9 ve 2100 yılında yüzde 61,6 olacağı öngörüldü" diye konuştu. "Türkiye’de 1 milyon 750 bin 900 yaşlı tek başına yaşıyor" Yaklaşık her 4 haneden birinde en az bir yaşlı ferdin bulunduğunu söyleyen Arabacı, "Türkiye’de 2024 yılında toplam 26 milyon 599 bin 261 haneden 6 milyon 726 bin 583’ünde yaşlı nüfus olarak tanımlanan, 65 ve daha yukarı yaşta en az bir fert bulunduğu görüldü. Diğer bir ifadeyle, hanelerin yüzde 25,3’ünde en az bir yaşlı fert yaşadığı görüldü. Türkiye’de 1 milyon 750 bin 900 yaşlının tek başına yaşadığı görüldü. En az bir yaşlı fert bulunan 6 milyon 726 bin 583 hanenin 1 milyon 750 bin 900’ünü tek başına yaşayan yaşlı fertler oluşturdu. Bu hanelerin yüzde 74,0’ını yaşlı kadınlar, yüzde 26,0’ını ise yaşlı erkekler oluşturdu. Görmede çok zorlanan ya da hiç göremeyen yaşlıların oranı yüzde 10,1 oldu. Yaşlı nüfusun 2023 yılında yüzde 57,7’si tarım sektöründe çalıştığını belirtti. Yaşlılar 2023 yılında en fazla dolaşım sistemi hastalıklarından hayatını kaybetti. Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı 2023 yılında yüzde 3,2 oldu" şeklinde konuştu. Önümüzdeki 30 yıl içinde yaşlı nüfusta bir artışın yaşanacağını belirten Arabacı, "Sağlık ve uzun süreli bakım sistemlerini güçlendirerek, sosyal korumanın sürdürülebilirliğini sağlayarak ve yeni teknolojilere yatırım yaparak önemli demografik değişimlere hazırlanmaları gerekecek. Kadınların genel olarak erkeklerden daha uzun yaşadığı göz önüne alındığında, politikaların emeklilik haklarına eşit erişimi sağlaması, cinsiyete özgü sağlık hizmetleri ihtiyaçlarını ele alması ve bakım yükünü hafifletmek için sosyal destek sistemlerini güçlendirmesi gerekiyor. Küreselleşme, teknolojik gelişmeler (örneğin ulaşım ve iletişim alanlarında), kentleşme, göç ve değişen toplumsal cinsiyet normları, yaşlıların yaşamlarını doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. Halk sağlığı müdahalesi, bu mevcut ve öngörülen eğilimleri değerlendirmeli ve politikalarını buna göre şekillendirmelidir" ifadelerini kullandı. Dr. Öğretim Üyesi Kerim Güney ise, "Kastamonu Doğasında Gelen Şifanın Yaşlı ve Engelli Sağlığındaki Yeri" başlıklı sunumuyla doğa temelli sağlık uygulamalarına dikkat çekti. Sempozyum, soru-cevap bölümünün ardından konuşmacılara teşekkür belgelerinin takdim edildi.
19 Aralık 2025 Cuma - 17:37
Kastamonu Üniversitesi’nde Sağlık Turizmi ve Kapsayıcı Sağlık Yaklaşımları masaya yatırıldı
Kastamonu Üniversitesi tarafından ele alınan "Sağlık Turizmi ve Kapsayıcı Sağlık Yaklaşımları" sempozyumunda engellilerin yüzde 74,6’sının sağlık hizmetlerine erişimde en az bir engelle karşılaştığını belirtilerek, 2050 yılına kadar dünyadaki her altı kişiden birinin 65 yaş üstü olacağı ifade edildi. Kastamonu Üniversitesi, "Yaşlı ve Engelli Bireylerin Sağlığının Korunması ve Geliştirilmesinde Kastamonu Sağlık Turizmi Potansiyeli" başlıklı sempozyuma ev sahipliği yaptı. Merkez Kütüphane Cemil Meriç Salonu’nda gerçekleştirilen sempozyumda, yaşlı ve engelli bireylerin sağlık hizmetlerine erişimi, kapsayıcı sağlık uygulamaları ve Kastamonu’nun sağlık turizmi alanındaki potansiyeli çok yönlü olarak ele alındı. Sempozyuma, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülkadir Tuna, Tosya Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Orçun Çağlar Kurtuluş ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Sempozyumun açılışında konuşan Tosya Meslek Yüksekokulu İş Sağlığı ve Güvenliği Programı öğretim üyesi Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Özdemir, "Günümüzde yaşlı ve engelli bireylerin sağlığının korunması ve geliştirilmesi; yalnızca sağlık hizmetleriyle sınırlı olmayan, sosyal, çevresel ve insani boyutları da kapsayan bütüncül bir yaklaşımı zorunlu kılmaktadır. Bu yaklaşım, bireyin yaşam kalitesini artırmayı, bağımsızlığını desteklemeyi ve toplumsal hayata aktif katılımını güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu noktada Kastamonu; tarihi birikimi, doğal zenginlikleri, gelişmekte olan sağlık altyapısı ve insana dokunan yaklaşımıyla önemli bir potansiyele sahiptir. Sahip olduğu doğal kaynaklar, termal imkanlar, huzurlu çevresi ve sağlık hizmetleriyle Kastamonu’nun, özellikle yaşlı ve engelli bireyler için sağlık turizmi alanında güçlü bir alternatif oluşturduğuna inanıyoruz. Bu sempozyumda; yaşlılık sürecinin değişen dinamiklerinden hemşirelik uygulamalarına, engellilikte güncel sağlık yaklaşımlarından toplumsal yapının güçlendirilmesine ve Kastamonu’nun sağlık turizmi potansiyeline kadar pek çok değerli konu, alanında uzman akademisyenlerimiz tarafından ele alınacaktır. Paylaşılacak bilgi ve deneyimlerin, bilimsel çalışmalara ve uygulamalara ışık tutacağına yürekten inanıyoruz" dedi. Sempozyumun ilk oturumu Prof. Dr. Nimet Ovatoylu ve Doç. Dr. Filiz Özel Çakır’ın başkanlığında gerçekleştirildi. Prof. Dr. Ovatoylu, konuşmasında yaşlı ve engelli bireylerin sağlık hizmetlerinden etkin biçimde yararlanabilmesinin sosyal devlet anlayışının temel unsurlarından biri olduğunu belirterek, üniversitelerin bu alandaki bilimsel sorumluluğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Filiz Özel Çakır ise, disiplinler arası çalışmaların önemine vurgu yaparak, sağlık, sosyal hizmetler ve turizm alanlarının bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini dile getirdi. İlk oturumda Prof. Dr. Ayşe Gül Kale, "Yaşlılık, Değişen Yaşam Dinamikleri ve Huzurevleri" başlıklı sunumunda yaşlı bireylerin değişen ihtiyaçlarına dikkat çekti. Ardından Doç. Dr. Ayla Demirtaş ise "Yaşlı Bireylerin Güçlendirilmesinde Hemşirelik Uygulamaları" konulu sunumunda koruyucu ve destekleyici sağlık hizmetlerinin önemini dikkate çekerek, "Hemşirelik bakımında yaşlı insanları güçlendirme aslında ihmal edilmiş bir alandır. Profesyonelliğe yönelik yeni yaklaşımlar kendine yardım etmeyi, büyümeyi ve gelişmeyi destekler. Hemşireler yaşlı bireyleri güçlendirmek için belirli yeterliliklere ve birden çok çözüme sahip olduğunu anlatmalı ve göstermelidir. Güç temelli hemşirelik yaklaşımı, yaşlı bireylerin fiziksel ve psikososyal ihtiyaçlarını gidermek için çevrelerinde mevcut olan kaynakları değerlendirmelerine yardımcı olarak yaşam kalitesinin geliştirilmesine odaklanır" diye konuştu. "Engellilerin yüzde 74,6 sağlık hizmetlerine erişimde en az bir engelle karşılaşıyor" İkinci oturum, Prof. Dr. Özlem Ovayolu başkanlığında, Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Özdemir’in oturum başkan yardımcılığında gerçekleştirildi. Oturumda Doç. Dr. Havva Kaçan, "Özel Bireyler İçin Toplumsal Yapının Güçlendirilmesi" başlıklı sunumunda engellilik olgusunun sosyal boyutuna değinirken; Prof. Dr. Gülendam Karadağ ise "Engellilikte Sağlık: Koruyucu, Destekleyici ve Geliştirici Güncel Yaklaşımlar" başlıklı sunumuyla güncel sağlık politikalarına ilişkin bilgiler paylaştı. Türkiye’de 2 milyon 511 bin engelli bulunduğunu söyleyen Karadağ, "Tahminlere göre bugün dünyada 1,3 milyar insan ciddi engellilik yaşamaktadır. Bu rakam dünya nüfusunun yüzde 16’sına, yani her 6 kişiden 1’ine denk gelmektedir. Ülkemizdeki durum ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2022 verilerine göre; Ulusal Engelli Veri Sisteminde kayıtlı ve hayatta olan engelli sayısı 2 milyon 511 bin 950’dir. 2021 yılında yapılan çalışmada, katılımcılar arasında sağlık hizmetlerine erişim oranı yüzde 25,4 olarak belirlenmiştir. Bu katılımcıların yaklaşık dörtte üçü (yüzde 74,6) sağlık hizmetlerine erişimde en az bir engel yaşadığı tespit edilmiştir. Ülkemizde yüzde 61,5’i fiziksel engeli, yüzde 62,7’si tıbbi ekipmanla ilgili engeli ve yüzde 59,3’ü iletişim engeli bulunuyor. 2024 yılında yayınlanan sistematik bir inceleme, engelli bireylerin ağız sağlığına ve diş bakımına büyük önem verdiğini, ancak diş hizmetlerine erişimde önemli zorluklarla karşılaştıklarını vurgulamaktadır. Özellikle down sendromlu çocukların neredeyse yarısı yüzde 47’si, fiziksel engellilerin üçte birinden fazlası yüzde 37’si ilk diş muayenelerini 6 yaş ve üzeri yaşlarda yaptırmıştır" diye konuştu. Öğle arasının ardından gerçekleştirilen son oturum ise Prof. Dr. Serap Parlar Kılıç başkanlığında, Prof. Dr. Gülendam Karadağ’ın oturum başkan yardımcılığında yapıldı. Bu oturumda Dr. Öğretim Üyesi Hakkı Çılgınoğlu, "Kastamonu Sağlık Turizmi Potansiyeli" başlıklı sunumunda ilin doğal kaynakları, iklim özellikleri ve sağlık altyapısının sağlık turizmi açısından sunduğu fırsatları değerlendirdi. "2050 yılına kadar dünyadaki her altı kişiden biri 65 yaş üstü olacak" Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Arabacı, "Yaşlı Bireyler İçin Sağlık Turizmi" konulu sunumunda yaşlı dostu turizm uygulamalarının önemine değindi. Dünya nüfusunun yaşlandığını, ancak bu büyümenin yüzyılın sonuna doğru zirveye ulaşacağını söyleyen Arabacı, "Dünyadaki hemen hemen her ülke, nüfuslarındaki yaşlıların sayısı ve oranında artış yaşıyor. 2070’lerin sonlarına doğru, 65 yaş ve üzeri küresel nüfusun 2,2 milyara ulaşarak 18 yaş altı çocuk sayısını geçeceği tahmin ediliyor. 2030’ların ortalarına gelindiğinde ise, 80 yaş ve üzeri 265 milyon birey olacak ve bu sayı bebek sayısını geçecek. Dünya Nüfus Beklentilerine göre, 2050 yılına kadar dünyadaki her altı kişiden biri 65 yaş üstü olacak. Bu oran 2019’da her 11 kişiden biriydi. Ülkemizde de yaşlı nüfus 9 milyon 112 bin 298 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2019 yılında yüzde 9,1 iken, 2024 yılında yüzde 10,6’ya yükseldi. Yaşlı nüfusun 2024 yılında yüzde 44,6’sını erkek nüfus, yüzde 55,4’ünü kadın nüfus oluşturdu. Yaşlı bağımlılık oranı 2024 yılında yüzde 15,5 oldu. Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı da 2019 yılında yüzde 13,4 iken bu oran 2024 yılında yüzde 15,5’e yükseldi. Nüfus projeksiyonlarının demografik göstergelerdeki mevcut yapının devam edeceğini varsayan ana senaryosuna göre yaşlı bağımlılık oranının 2030 yılında yüzde 19,5, 2040 yılında yüzde 26,5, 2060 yılında yüzde 45,5, 2080 yılında yüzde 61,9 ve 2100 yılında yüzde 61,6 olacağı öngörüldü" diye konuştu. "Türkiye’de 1 milyon 750 bin 900 yaşlı tek başına yaşıyor" Yaklaşık her 4 haneden birinde en az bir yaşlı ferdin bulunduğunu söyleyen Arabacı, "Türkiye’de 2024 yılında toplam 26 milyon 599 bin 261 haneden 6 milyon 726 bin 583’ünde yaşlı nüfus olarak tanımlanan, 65 ve daha yukarı yaşta en az bir fert bulunduğu görüldü. Diğer bir ifadeyle, hanelerin yüzde 25,3’ünde en az bir yaşlı fert yaşadığı görüldü. Türkiye’de 1 milyon 750 bin 900 yaşlının tek başına yaşadığı görüldü. En az bir yaşlı fert bulunan 6 milyon 726 bin 583 hanenin 1 milyon 750 bin 900’ünü tek başına yaşayan yaşlı fertler oluşturdu. Bu hanelerin yüzde 74,0’ını yaşlı kadınlar, yüzde 26,0’ını ise yaşlı erkekler oluşturdu. Görmede çok zorlanan ya da hiç göremeyen yaşlıların oranı yüzde 10,1 oldu. Yaşlı nüfusun 2023 yılında yüzde 57,7’si tarım sektöründe çalıştığını belirtti. Yaşlılar 2023 yılında en fazla dolaşım sistemi hastalıklarından hayatını kaybetti. Alzheimer hastalığından ölen yaşlıların oranı 2023 yılında yüzde 3,2 oldu" şeklinde konuştu. Önümüzdeki 30 yıl içinde yaşlı nüfusta bir artışın yaşanacağını belirten Arabacı, "Sağlık ve uzun süreli bakım sistemlerini güçlendirerek, sosyal korumanın sürdürülebilirliğini sağlayarak ve yeni teknolojilere yatırım yaparak önemli demografik değişimlere hazırlanmaları gerekecek. Kadınların genel olarak erkeklerden daha uzun yaşadığı göz önüne alındığında, politikaların emeklilik haklarına eşit erişimi sağlaması, cinsiyete özgü sağlık hizmetleri ihtiyaçlarını ele alması ve bakım yükünü hafifletmek için sosyal destek sistemlerini güçlendirmesi gerekiyor. Küreselleşme, teknolojik gelişmeler (örneğin ulaşım ve iletişim alanlarında), kentleşme, göç ve değişen toplumsal cinsiyet normları, yaşlıların yaşamlarını doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. Halk sağlığı müdahalesi, bu mevcut ve öngörülen eğilimleri değerlendirmeli ve politikalarını buna göre şekillendirmelidir" ifadelerini kullandı. Dr. Öğretim Üyesi Kerim Güney ise, "Kastamonu Doğasında Gelen Şifanın Yaşlı ve Engelli Sağlığındaki Yeri" başlıklı sunumuyla doğa temelli sağlık uygulamalarına dikkat çekti. Sempozyum, soru-cevap bölümünün ardından konuşmacılara teşekkür belgelerinin takdim edildi. (Vİ-
27 Ağustos 2025 Çarşamba - 17:18
Kastamonu Üniversitesi, iklim değişikliği ve arazi tahribatlarını ele alan projeye dahil oldu
Kastamonu Üniversitesi’nin ortak olduğu ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde yürütülecek iklim değişikliği ve arazi tahribatını ele alan uluslararası proje, Erasmus+ tarafından desteklenmeye hak kazandı. Kastamonu Üniversitesi, doğa temelli çözümlerle arazi tahribatıyla mücadeleye yönelik teknik ve mesleki becerilerin geliştirilmesini amaçlayan uluslararası Erasmus+ projesinde ortak olarak yer aldı. Kastamonu Üniversitesinin paydaşı olduğu proje, Avrupa Birliği Erasmus+ programı tarafından desteklenmeye hak kazandı. "Enhancing Technical and Vocational Skills for Implementing Nature-Based Solutions (NbS) to Combat Land Degradation" başlıklı proje, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde yürütülecek. Toplam 250 bin avro bütçeye sahip olan proje, 2025-1-TR01-KA220-VET-000357096 koduyla desteklenecek. Projenin Türkiye ortakları arasında Kastamonu Üniversitesi ile Ankara Kültürlerarası Araştırma Derneği yer alırken, uluslararası ortaklar arasında İtalya’dan Fondazione European Research Institute ETS, Kuzey Makedonya’dan Regional Centre for Forestry and Rural Development (REFORD) ve İspanya’dan Mixtura Ambiental bulunuyor. Proje kapsamında, iklim değişikliği ve arazi tahribatı ile mücadelede doğa temelli çözüm yaklaşımlarının mesleki eğitim sistemlerine entegrasyonu hedefleniyor. Böylece, teknik bilgi ve beceriler geliştirilerek sürdürülebilir arazi yönetimi ve ekosistem hizmetlerinin güçlendirilmesine katkı sağlanacak. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, kabul edilen bu proje ile Kastamonu Üniversitesinin uluslararası iş birlikleri ağını daha da genişlettiğini ifade etti. Doğa temelli çözümlerin yalnızca çevresel sorunların çözümünde değil, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesinde de önemli bir rol üstlendiğini vurgulayan Rektör Topal, Kastamonu Üniversitesinin bilimsel bilgi üretimini sahaya aktararak toplum yararına katkı sunmaya devam edeceğini belirtti. Rektör Topal, desteklerinden dolayı Türkiye Ulusal Ajansı Başkanı İlker Astarcı’ya, projeyi yürütecek olan Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü’ne ve tüm ulusal ve uluslararası proje ortaklarına teşekkürlerini iletti.
27 Ağustos 2025 Çarşamba - 15:12
Çinli turist Joe, yürüyerek Türkiye’yi geziyor
Çin’den yürüyerek yola çıkan Çinli genç, Kastamonu’nun Hanönü ilçesinde mola vererek ilçeyi gezdi. Çin’den yürüyerek yola çıkan ve Türkiye’ye ulaşan Çinli turist Joe, bir süre İstanbul’da kaldıktan sonra tekrar yeniden gezintisine başladı. Bu kapsamda İstanbul üzerinden Sinop’a gitmek için yola çıkan 26 yaşındaki Çinli turist Joe, yürüyerek Kastamonu’nu Hanönü ilçesine kadar geldi. Vatandaşların meraklı bakışları arasında Hanönü’nde ilçe pazarında alışveriş yapan Çinli genç, burada bir süre dinlendikten sonra Sinop’a gitmek üzere tekrar yürüyüşe geçti. Azerbaycan’ın Bakü şehrine kadar yürümek istediğini söyleyen Çinli turist Joe, hobi olarak yürüdüğünü ve şehirleri bu şekilde gezdiğini söyledi.
27 Ağustos 2025 Çarşamba - 13:19
Kastamonu Üniversitesi’nde yeni tezli yüksek lisans programları açıldı
Kastamonu Üniversitesi’nin başvurusu üzerine Yükseköğretim Kurulu’ndan Hemşirelik, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi İngilizce, Müzikoloji, Coğrafya ve Bilim Tarihi alanlarında yeni tezli yüksek lisans programlarının açılmasına onay verildi. Kastamonu Üniversitesi, lisansüstü eğitim alanındaki akademik çeşitliliği artırmak ve öğrencilere farklı disiplinlerde uzmanlaşma imkanı sunmak amacıyla yeni tezli yüksek lisans programları için Yükseköğretim Kurulu’ndan onay aldı. Bu kapsamda Kastamonu Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü bünyesinde Hemşirelik, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi İngilizce, Müzikoloji, Coğrafya ve Bilim Tarihi alanlarında programlar açıldı. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, yüksek lisans programlarının çeşitlenmesinin Kastamonu Üniversitesinin akademik yapısına katkılar sağladığını ve öğrencilere sunulan araştırma imkanlarını genişlettiğini belirtti. Rektör Topal, açılan her yeni programın, öğrencilerin kendi alanlarında derinleşmesine fırsat tanırken, bilimsel üretime de katkılar sağladığını ifade etti. Programların yetişmiş nitelikli insan kaynağını artıracağını ifade eden Rektör Topal, hem ülke hem de akademi için de kazanımlar sunacağını vurguladı. Rektör Topal, yeni programlar sayesinde Kastamonu Üniversitesinin ulusal ve uluslararası alanda daha görünür ve nitelikli bir konuma ulaşacağını belirtti.
27 Ağustos 2025 Çarşamba - 13:17
Kastamonu Üniversitesi, yerleştirme sonuçlarında yüzde 99,45 doluluk oranına ulaştı
Kastamonu Üniversitesi, 2025 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarına göre yüzde 99,45 doluluk oranına ulaşarak büyük bir başarı yakaladı. 2025 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) yerleştirme sonuçları açıklandı. Kastamonu Üniversitesi, elde ettiği yüzde 99,45 toplam doluluk oranı ile bu yıl da yükseköğretim tercihinde öne çıkan üniversiteler arasında yer aldı. Yerleştirme sonuçlarına göre, Kastamonu Üniversitesi’nde ön lisans programları yüzde 100, lisans programları ise yüzde 98,90 doluluk oranına ulaştı. Ayrıca yeni açılan yapay zeka, yeşil dönüşüm, sağlık ve tarımda dijital teknolojilere dayalı programların tamamı yüzde 100 doluluk oranına ulaştı. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, "Üniversitemiz, öğrenci odaklı yaklaşımı, nitelikli akademik kadrosu ve araştırma altyapısı ile bu yıl da en çok tercih edilen üniversiteler arasında yerini aldı. 2025 YKS sonuçlarıyla elde edilen yüzde 99,45’lik doluluk oranı, eğitimdeki mükemmeliyet hedefimizin somut bir göstergesidir. Özellikle yeni açılan yapay zeka, yeşil dönüşüm, sağlık ve tarımda dijital teknolojilere dayalı programların tamamında yüzde 100 doluluk oranına ulaşılması, geleceğe yön veren alanlarda doğru adımlar attığımızı ortaya koymaktadır. Kastamonu Üniversitesi ailesine yeni katılan öğrencilerimizi tebrik ediyor, eğitim-öğretim hayatlarında başarılar diliyorum" dedi.
27 Ağustos 2025 Çarşamba - 11:47
Cam silerken birinci kattan düşen kadının beyin ölümü gerçekleşti
Kastamonu’nun Cide ilçesinde evinin camlarını silerken 1’inci kattan düşerek ağır yaralanan kadın, 15 gündür tedavi gördüğü hastanede beyin ölümü gerçekleşti. Olay, 12 Ağustos Salı günü Cide ilçesine bağlı Çataloluk köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 54 yaşındaki Zeynep Özcan, evinin pencerelerini sildiği sırada balkon korkuluklarının kopması sonrası 1’inci kattan düşerek ağır yaralandı. Cide Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Özcan, daha sonra Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. 15 gündür yoğun bakım ünitesinde tedavisi süren kadın, yapılan müdahalelere rağmen beyin ölümü gerçekleşti.
27 Ağustos 2025 Çarşamba - 11:42
Kastamonu’da baraj ve göletlere 656 bin yavru sazan balığı salındı
Kastamonu’da İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerince baraj ve göletlere 656 bin yavru sazan balığı salımı yapıldı. Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerince, 2025 balıklandırma programı kapsamında 656 bin yavru sazanı, su kaynaklarıyla buluşturuldu. Baraj ve göletlere bırakılan yavru sazan balığıyla ekosistemin dengesinin korunması ve amatör balıkçılığın sürdürülebilirliğini sağlanması amaçlanıyor. Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Bolu Gölköy Su Ürünleri Üretim İstasyonu’nda üretilen, ortalama 1 ila 3 gram ağırlığındaki aynalı ve pullu sazan yavruları, Kastamonu’ya getirerek farklı noktalarda bulunan baraj ve göletlere bırakıldı. Bu çerçevede Araç Barajına 100 bin, Karaçomak Barajına 75 bin, Germeçtepe Barajına 50 bin, Daday Bezirgan Göletine 30 bin, Devrekani Kulaksızlar Barajına 110 bin, Beyler Barajına 150 bin, Çiğdem Göletine 6 bin, Taşköprü Karadere Barajına 100 bin, Asar Göletine 25 bin ve İncesu Göletine 10 bin adet olmak üzere toplamda 656 bin yavru sazan balığı salındı. Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, doğaya bırakılan yavru balıkların üreme fırsatı bulabilmeleri için en az iki yıl boyunca korunmaları gerektiğine dikkat çekildi.
26 Ağustos 2025 Salı - 18:06
Üzerine ağaç devrilen adam hayatını kaybetti
Kastamonu’nun Pınarbaşı ilçesinde kesim sırasında devrilen ağacın altında kalan şahıs hayatını kaybetti. Olay, Pınarbaşı ilçesi Çöme mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, ormanda kesim işinde çalışan Mehmet Çelikkıran’ın (67) üzerine kestiği ağaç devrildi. Ağır yaralanan Çelikkıran, hastaneye götürüldüğü sırada yolda hayatını kaybetti. Çelikkıran’ın cenazesinin yarın öğlen namazını müteakiben Doğanyurt ilçesi Baldıran köyünde toprağa verileceği öğrenildi.
26 Ağustos 2025 Salı - 17:36
Kastamonu’da 3 adet tabanca ele geçirildi: 3 şüpheli hakkında işlem başlatıldı
Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde polis ekipleri tarafından yapılan kontrollerde, 3 adet tabanca ele geçirildi. Konuyla ilgili 3 şahıs hakkında adli işlem başlatıldı. Edinilen bilgiye göre, Taşköprü İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince F.G. isimli şahsın aracında yapılan aramada 1 adet tabanca ve tabancaya ait 211 adet fişek, şüphe üzerine durdurulan F.Ş. isimli şahsın üzerinde yapılan aramada 1 adet tabanca ve şarjöründe basılı vaziyette 12 adet mermi, kontroller esnasında R.G. isimli şahsın üzerinde 1 adet ruhsatsız tabanca ve tabancaya ait şarjöre basılı halde 8 adet fişek ele geçirildi. Cumhuriyet savcısından alınan talimatlar neticesinde şahıslar hakkında adli işlem başlatıldı.
26 Ağustos 2025 Salı - 16:06
Kastamonu’da uyuşturucuyla yakalanan 2 şüpheli tutuklandı
Kastamonu’da üzerlerinde yapılan aramada uyuşturucu madde ele geçirilen 2 şüpheli tutuklandı. Edininilen bilgiye göre, Kastamonu İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından uyuşturucu madde kullanan, satan ve aranan şahıslara yönelik yapılan ortak çalışmada, M.B. ve N.E.B. isimli şahısların üzerlerinde yapılan aramada, 0,33 gram bonzai, 1 adet sentetik ecza hapı ele geçirildi. Şahıslar hakkında adli işlem başlatıldı. Ayrıca yapılan kimlik kontrollerinde M.B. isimli şahsın 6 yıl 12 ay kesinleşmiş hapis cezasının, N.E.B. isimli şahsın da 1 yıl 8 ay kesinleşmiş hapis cezası olduğu tespit edildi. Şahıslar emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklandı.
26 Ağustos 2025 Salı - 12:12
Kastamonu’da, Rusya’dan gelen polen tespit edildi: Polen alerjisi olanları ağustos ve eylül aylarında etkiliyor
Kastamonu Üniversitesi tarafından yaklaşık 3 yıldır yürütülen çalışma neticesinde, Rusya üzerinden gelen ambrosia poleni tespit edildi. Polen alerjisi olan kişilerde, ağustos ve eylül aylarında öksürük, burun akıntısı, gözde yanma, kızarıklık gibi etkilere sebep olabildiği belirtildi. Ormancılık ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaşan Kastamonu Üniversitesi tarafından yapılan polen araştırmasında, Rusya üzerinden gelen ambrosia poleni tespit edildi. 2022 yılında Kastamonu Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı ve Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Talip Çeter’in yürütücülüğünde, doktora öğrencileri Oktay Bıyıklıoğlu, Serhat Karabıçak ve yüksek lisans öğrencisi Derya Keleşoğlu tarafından hazırlanan proje çerçevesinde, Kastamonu’nun İnebolu ilçesine cihaz yerleştirildi. 2022 yılında İnebolu Meslek Yüksekokulu’nun çatısına yerleştirilen cihaz sayesinde atmosferdeki polenler tespit edildi. Türkiye’de ilk kez otomatik polen sayım cihazının kullanıldığı çalışmada Kastamonu atmosferindeki polen ve spor çeşitliliği ve yoğunluğu neredeyse anlık olarak tespit edilmeye başlandı. Yürütülen çalışma neticesinde, Rusya üzerinden Türkiye’ye giriş yaptığı tespit edilen ambrosia poleni tespit edildi. Havada uçan ve insanlarda alerji semptomlarına neden olan küçük parçacıklardan oluşan polenin; öksürük, burun akıntısı ve boğazda kaşıntı gibi etkilere sebep olduğu belirtildi. "Ağustos ve eylül aylarında öksürük, burun akıntısı, kızarıklık gibi etkenlerin ambrosia poleninden kaynaklı olduğunu düşünüyoruz" Yapılan çalışmayla ilgili bilgi veren Kastamonu Üniversitesi Fen Fakültesi Palinoloji Araştırma Grubu doktora öğrencisi Serhat Karabıcak, "Cihaz içerisinde bant var ve yapışkan bir yapısı var. Atmosferdeki spor ve polenleri bu şekilde yakalıyoruz. Bunların içerisinde Rusya tarafından gelen bir polen var. Ambrosia poleni diyoruz. Ülkemizde çok yaygın değil. Bir tek Düzce tarafında tanımlama yapılmış ama Kastamonu’ya yaklaşık 200 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Belli dönemlerde özellikle ağustos ve eylül aylarında öksürük, burun akıntısı, gözde yanma, kızarıklık gibi etkenlere neden oluyor. Bundan dolayı da bunun ambrosia poleninden kaynaklı olduğunu düşünüyoruz. Bu poleni de üniversitemize kurduğumuz bu cihazlar sayesinde tespit ettik. Şimdi de İnebolu’ya gelip cihazın değişimini ve bakımlarını yaptık ve yeni haftaya hazır hale geldi" dedi. "Avrupa’da çok araştırılan fakat Kastamonu’da kaydı yaygın olmayan ambrosia polenini tespit ettik" Ambrosia poleninin Avrupa’da çok fazla araştırılmasının yapıldığını ve Kastamonu’da da şu ana kadar bir kaydının olmadığını söyleyen Karabıçak, "Atmosferde özellikle ağustos ve eylül aylarında dominant bir şekilde bu polene rastlamaktayız. Bunun da giriş kapısı olarak Kastamonu’nun İnebolu ilçesi gözükmektedir. Bu polenler özellikle Rusya tarafından, Kırım gibi yerlerden geliyor. Bu bölgelerde bu bitki aşırı derecede yaygın bir şekilde bulunmaktadır ve istilacı bir tür olarak geçmektedir. Özellikle bu istilacı türün polenleri de insanlar için alerjik bir seviyeye çıkartmaktadır. Bizler de bunların takibini gerçekleştiriyoruz. Bizim temel amacımız atmosferdeki tozlaşma dediğimiz mevsimini ortaya çıkartmaktır. Özellikle nisan, mayıs ve haziran dönemlerinde aşırı bir polen salımı olmaktadır. Bitkiler tarafından ve bu polen çeşitliliğinin hangi bitkiden geldiğini, hangi saatlerde bu bitkilerin dominant olarak ortaya çıktığını bu cihaz sayesinde tespit etmekteyiz" diye konuştu. Elde edilen verileri laboratuvar ortamında inceleyip doğruluğunu ölçtükten sonra web sitesinde ücretsiz şekilde yayınladıklarını söyleyen Karabıçak, "Laboratuvarımızda da cihazımızdan aldığımız numunelerle tanımlama yaparak doğruluk payını ölçüyoruz. Laboratuvarımızda mikroskopta polenleri inceliyoruz. Otomatik sayım cihazımızdan aldığımız ve doğruluk payını ölçtüğümüz polenlerle ilgili verileri de son olarak üniversitemizin web sitesinde halka açık olan kısmında yayınlıyoruz. Web sitemizde görüldüğü üzere ağaç, çimen, küf ve ot ya da çalı polenlerini görebiliyoruz. Bu veriler ayrıca saatlik olarak güncelleniyor" şeklinde konuştu.
26 Ağustos 2025 Salı - 12:06
Kastamonu’da Rusya’dan gelen polen tespit edildi: Polen alerjisi olanları ağustos-eylül aylarında etkiliyor
Kastamonu Üniversitesi tarafından yaklaşık 3 yıldır yürütülen çalışma neticesinde, Rusya üzerinden gelen ambrosia poleni tespit edildi. Polenin alerjisi olan kişilerde, ağustos-eylül aylarında öksürük, burun akıntısı, gözde yanma, kızarıklık gibi etkilere sebep olabildiği belirtildi. Ormancılık ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaşan Kastamonu Üniversitesi tarafından yapılan polen araştırmasında, Rusya üzerinden gelen ambrosia poleni tespit edildi. B2022 yılında Kastamonu Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı ve Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Talip Çeter’in yürütücülüğünde doktora öğrencileri Oktay Bıyıklıoğlu, Serhat Karabıçak ve yüksek lisans öğrencisi Derya Keleşoğlu tarafından hazırlanan proje çerçevesinde, Kastamonu’nun İnebolu ilçesine cihaz yerleştirildi. 2022 yılında İnebolu Meslek Yüksekokulu’nun çatısına yerleştirilen cihaz sayesinde atmosferdeki polenler tespit edildi. Türkiye’de ilk kez otomatik polen sayım cihazının kullanıldığı çalışmada Kastamonu atmosferindeki polen ve spor çeşitliliği ve yoğunluğu neredeyse anlık olarak tespit edilmeye başlandı. Yürütülen çalışma neticesinde, Rusya üzerinden Türkiye’ye giriş yaptığı tespit edilen ambrosia poleni tespit edildi. Havada uçan ve insanlarda alerji semptomlarına neden olan küçük parçacıklardan oluşan polenin öksürük, burun akıntısı ve boğazda kaşıntı gibi etkilere sebep olduğu belirtildi. "Ağustos ve Eylül aylarında öksürük, burun akıntısı, kızarıklık gibi etkenlerin ambrosia poleninden kaynaklı olduğunu düşünüyoruz" Yapılan çalışmayla ilgili bilgi veren Kastamonu Üniversitesi Fen Fakültesi Palinoloji Araştırma Grubu doktora öğrencisi Serhat Karabıcak, "Cihaz içerisinde bant var ve yapışkan bir yapısı var. Atmosferdeki spor ve polenleri bu şekilde yakalıyoruz. Bunların içerisinde Rusya tarafından gelen bir polen var. Ambrosia poleni diyoruz. Ülkemizde çok yaygın değil. Bir tek Düzce tarafında tanımlama yapılmış ama Kastamonu’ya yaklaşık 200 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Belli dönemlerde özellikle Ağustos ve Eylül aylarında öksürük, burun akıntısı, gözde yanma, kızarıklık gibi etkenlere neden oluyor. Bundan dolayı da bunun ambrosia poleninden kaynaklı olduğunu düşünüyoruz. Bu poleni de üniversitemize kurduğumuz bu cihazlar sayesinde tespit ettik. Şimdi de İnebolu’ya gelip cihazın değişimini ve bakımlarını yaptık ve yeni haftaya hazır hale geldi" dedi "Avrupa’da çok araştırılan fakat Kastamonu’da kaydı yaygın olmayan ambrosia polenini tespit ettik" Ambrosia poleninin Avrupa’da çok fazla araştırılmasının yapıldığını ve Kastamonu’da da şu ana kadar bir kaydının olmadığını söyleyen Karabıçak, "Atmosferde özellikle Ağustos ve Eylül aylarında dominant bir şekilde bu polene rastlamaktayız. Bunun da giriş kapısı olarak Kastamonu’nun İnebolu ilçesi gözükmektedir. Bu polenler özellikle Rusya tarafından, Kırım gibi yerlerden geliyor. Bu bölgelerde bu bitki aşırı derecede yaygın bir şekilde bulunmaktadır ve istilacı bir tür olarak geçmektedir. Özellikle bu istilacı türün polenleri de insanlar için alerjik bir seviyeye çıkartmaktadır. Bizlerde bunların takibini gerçekleştiriyoruz. Bizim temel amacımız atmosferdeki tozlaşma dediğimiz mevsimini ortaya çıkartmaktır. Özellikle Nisan, Mayıs ve Haziran dönemlerinde aşırı bir polen salımı olmaktadır bitkiler tarafından ve bu polen çeşitliliğinin hangi bitkiden geldiğini, hangi saatlerde bu bitkilerin dominant olarak ortaya çıktığını biz, bu cihaz sayesinde tespit etmekteyiz" diye konuştu. Elde edilen verileri laboratuvar ortamında inceleyip doğruluğunu ölçtükten sonra web sitesinde ücretsiz şekilde yayınladıklarını söyleyen Karabıçak, "Laboratuvarımızda da cihazımızdan aldığımız numunelerle tanımlama yaparak doğruluk payını ölçüyoruz. Laboratuvarımızda mikroskopta polenleri inceliyoruz. Otomatik sayım cihazımızdan aldığımız ve doğruluk payını ölçtüğümüz polenlerle ilgili verileri de son olarak üniversitemizin web sitesinde halka açık olan kısmında yayınlıyoruz. Web sitemizde görüldüğü üzere ağaç, çimen, küf ve ot ya da çalı polenlerini görebiliyoruz. Bu veriler ayrıca saatlik olarak güncelleniyor" şeklinde konuştu.
25 Ağustos 2025 Pazartesi - 17:06
Kastamonu Üniversitesi’nden Erasmus+ destekli oyunlaştırma ile şiddetsiz iletişim projesi
Kastamonu Üniversitesi’nin koordinatörlüğünde 5 ülkenin ortaklığında yürütülecek olan "Cultivating Peaceful Communities: Non-Violent Communication via Gamification" projesi ile öğretmenler, öğrenciler ve eğitimciler için özel eğitim içerikleri hazırlanacak. Kastamonu Üniversitesi, Erasmus+ Programı Ana Eylem 2 - Okul Eğitimi Alanında İşbirliği Ortaklıkları (KA220-SCH) 2025 proje çağrısı kapsamında yürütülecek yeni bir uluslararası projeye daha imza attı. "Cultivating Peaceful Communities: Non-Violent Communication via Gamification" başlıklı proje, 2025-1-TR01-KA220-SCH-000365821 proje numarasıyla 250 bin avro bütçeyle desteklenmeye hak kazandı. Kastamonu Üniversitesi koordinatörlüğünde gerçekleştirilecek proje, Eğitim Fakültesi tarafından yürütülecek. 24 ay sürecek çalışma, İtalya, Estonya, Almanya, Polonya ve Türkiye’den ortak kurumların katılımıyla hayata geçirilecek. Projenin temel amacı, oyunlaştırma yöntemleri aracılığıyla şiddetsiz iletişimi yaygınlaştırmak, barışçıl toplulukların gelişimine katkı sağlamak ve eğitim ortamlarında çatışma çözümü için yenilikçi modeller geliştirmek. Bu doğrultuda öğretmenler, öğrenciler ve eğitimciler için özel eğitim içerikleri hazırlanacak. Projenin uluslararası ortakları arasında, Arte e Cultura Sociale (İtalya), Kohtla-Jrve Maleva Phikool (Estonya), Nextstapp UG (Almanya), Uniwersytet Wroclawski (Polonya) ve Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğü yer alıyor. Projeyle ilgili konuşan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, "Erasmus+ programı kapsamında uluslararası iş birliklerimizi her geçen gün güçlendiriyoruz. Şiddetsiz iletişim ve oyunlaştırma odaklı bu proje, hem eğitim ortamlarında hem de toplumsal düzeyde barışçıl bir iletişim kültürünün gelişmesine katkı sağlayacaktır. Projemize vermiş oldukları desteklerinden ötürü Türkiye Ulusal Ajansı Başkanı Sayın İlker Astarcı’ya katkılarından ötürü teşekkür ediyor, tüm akademisyenlerimize ve proje ortaklarımıza başarılı bir proje süreci diliyorum" dedi.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder