Yerel Haberler
Van
07 Aralık 2025 Pazar - 09:13 Van TV yeni vizyonuyla yeniden yayında Van Ticaret ve Sanayi İş Dünyası Derneği (VATSO) Başkanı Zahir Kandaşoğlu’nun öncülüğünde, uzun yıllardır kentin medya hafızasında önemli bir yere sahip olan Van TV, yenilenen teknolojisi ve güçlü yayın vizyonuyla HD kalitesinde yeniden yayına başladı. Televizyon binasının önünde düzenlenen açılış törenine siyasetten sanayiye, eğitimden sağlığa kadar çok sayıda kişi katıldı. Burada konuşan Zahir Kandaşoğlu, hem geçmişe hem de geleceğe dair önemli mesajlar verdi. Zahir Kandaşoğlu, katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasında Van TV’nin hikâyesinin 2001 yılına dayandığını ifade etti. Dönemin Van Valisi Durmuş Koç’un çağrısıyla sürecin başladığını belirten Kandaşoğlu, o günden bu yana tüm zorluklara rağmen Van TV’yi ayakta tutmak için mücadele ettiğini vurguladı. Zahir Kandaşoğlu, beklediği desteği görmese de geri adım atmadığını ve Van TV’yi bırakmadığını vurguladı. Kandaşoğlu, yenilenen altyapı ve modern stüdyolarla artık çok daha güçlü bir medyanın kapılarının aralandığını ifade etti. Tanıtım ve reklamın özel sektördeki önemine dikkat çeken Kandaşoğlu, tüm işletmelere çağrıda bulunarak, "Eğer bir üretiminiz, fabrikanız veya hizmetiniz varsa, reklam olmadan büyümeniz mümkün değildir. Van’ın bir lobisi yok; biz bu ekranlarda Van’ın haklarını savunacağız" diye konuştu. Törene katılan Van İl Emniyet Müdürü Murat Mutlu ise Van TV’nin yeniden açılışının şehir için değerli bir adım olduğunu belirterek, "Sanayi, eğitim ve istihdam anlamında bu şehre katkı sunan herkesin yanındayız. Zahir Başkanımızın bugün yanında olmaktan gurur duyuyoruz" dedi. Mutlu, Van TV’nin desteklenmesi gerektiğini belirterek, vatandaşlara televizyonlarında 1. kanal olarak ayarlamaları çağrısında bulundu. Yapılan konuşmanın ardından katılımcılar tarafından açılış kurdelesi kesilerek televizyon binası gezildi. Kurdele kesimiyle resmen yeni dönemine başlayan Van TV’nin; haber, ekonomi, kültür-sanat ve yaşam programlarıyla bölgenin önemli medya platformlarından biri olması hedefleniyor. Modern yayıncılık anlayışıyla hazırlanan yeni program yelpazesinin bölge halkına güçlü bir medya alternatifi sunması bekleniyor. Yeni yayın döneminde Van TV, Türksat uydusu üzerinden HD kalitesinde izlenebilecek. İzleyicilerin Van TV’ye ulaşabilmesi için gerekli teknik bilgiler ise Tip: HD, Frekans: 11837, Sembol Oranı (SR): 30000, Polarizasyon: V (Dikey). Bu değerlerle Van TV, Türkiye ve dünyanın dört bir yanından uydu aracılığıyla net ve yüksek görüntü kalitesiyle izlenebilecek.
Van Ferit Melen Havalimanı tam kapasiteyle hizmette
05 Aralık 2025 Cuma - 10:23 Van Ferit Melen Havalimanı tam kapasiteyle hizmette Van şehir merkezine 8 kilometre mesafede, Van Gölü sahiline paralel konumda bulunan Van Ferit Melen Havalimanı, 6 Aralık itibarıyla tüm uçuşlara tamamen açılarak tam kapasite faaliyete başlayacak. Pistin yenilenmesi, ışıklandırma sistemlerinin güçlendirilmesi, otopark düzenlemeleri ve taksi yolunun tamamlanmasıyla havalimanı, bölgenin ulaşım ağında önemli bir güç haline geldi. Zamanından önce tamamlanan ve 6 Aralık itibariyle tam kapasite hizmet vermeye başlayacak Ferit Melen Havalimanı, yapılan iyileştirmelerle birlikte günlük karşılıklı uçuş sayısı da 14’e çıktı. Van Ferit Melen Havalimanından her gün düzenli olarak Ankara Esenboğa, Antalya, Adana, İstanbul, İstanbul Sabiha Gökçen ve İzmir Adnan Menderes havalimanlarına seferler yapılıyor. Toplam 16 bin 500 metrekarelik kapalı alana sahip olan terminal binası; salonları, idari birimler ve diğer tüm destek hizmetleriyle yolculara konforlu bir seyahat deneyimi sunuyor. 24 saat esasına göre hizmet vererek özellikle gece uçuşlarında da bölgenin ihtiyacına cevap veren Ferit Melen Havalimanı, Van’ı Türkiye’nin önemli metropollerine doğrudan bağlayarak hem ticaret hem de turizm açısından büyük bir ulaşım kolaylığı sağlıyor. Terminal binası önünde bulunan 408 araçlık otopark, yolcular ve karşılamaya gelenler için büyük kolaylık sağlıyor. Otoparkta engelli araçları için özel alanların ayrılması ise havalimanının erişilebilirlik anlayışını yansıtıyor. Belediye otobüsleri, halk otobüsleri, taksi hizmeti ile sağlanan ulaşım çeşitliliği ise yolcuların her bütçeye uygun ulaşım seçeneklerinden faydalanmasına imkân tanıyor. Uzun süredir devam eden pist ve altyapı çalışmalarının tamamlanması, Vanlı vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılandı. Bölge halkı, artan uçuş sayıları ve iyileştirilmiş hizmet kalitesi sayesinde hem iş hem de turistik seyahatlerde büyük kolaylık yaşadıklarını belirtiyor. Tam kapasiteyle hizmete başlayan Van Ferit Melen Havalimanı, bölge ulaşımının kalbi olmayı sürdürerek Van’ın ekonomik ve sosyal hayatına önemli katkılar sunmaya devam ediyor. İHA muhabirine konuşan havalimanı ticari taksi sorumlusu Fatih Uray, üç aylık süreçte kapalı olan havalimanın umduklarından çok erken açıldığını belirtti. Bakım sonrası pistin yanı sıra araç giriş-çıkış yollarının daha kullanışlı olduğunu ifade eden Uray, emeği geçenlere teşekkür etti. Haluk Taşçı isimli taksi şoförü ise üç aylık süreçte çok sıkıntı yaşadıklarını dile getirerek, "Allah yetkililerden razı olsun. Şu an giriş-çıkışlar çok rahatladı. Çok şükür işlerimiz de düzeldi. Hem vatandaşın hem taksi şoförlerinin hem de otel işletmecilerinin mağduriyetini göz önünde bulundurarak onarım çalışmalarını zamanından daha erken bitirdiler" dedi. Havalimanın eski haline göre daha güzel olduğunu ifade eden İsa Okur isimli bir diğer taksi şoförü de emeği geçenlere teşekkür etti.
Van Yanık Merkezinden 2025 raporu: 9 bin 500 hasta başvurdu
04 Aralık 2025 Perşembe - 09:19 Van Yanık Merkezinden 2025 raporu: 9 bin 500 hasta başvurdu Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık Merkezine 2025 yılında 9 bin 500 hasta başvurdu. Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaklaşık 3 milyon hastaya hizmet veren Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi, donanımlı Yanık Merkezi ile de ön plana çıkıyor. Bu yıl 9 bin 500 hastanın başvurduğu merkezde yıl boyunca 702 hasta yatarak tedavi edilirken, bu hastaların 191’i çevre illerden sevkle kabul edildi. Ayrıca Kuzey Irak’tan gelen 2 hasta da merkezde yatırılarak tedavi edildikten sonra ülkelerine taburcu edildi. 2008 yılında yanık ünitesi olarak kurulan ve 2022’de yanık merkezi olarak tescillenen birim, hem Van hem de bölge halkına hizmet veriyor. Yoğun hasta popülasyonuna sahip merkez, 2024 yılında da 9 bin 870 poliklinik başvurusu almıştı. "Yanıklar hem fiziksel hem de psikolojik açıdan ağır bir travmadır" İHA muhabirine konuşan Yanık Merkezi Sorumlusu Op. Dr. Ali Rıza Karayıl, yanık merkezinin oldukça yoğun bir hasta popülasyonuna sahip olduğunu belirtti. Yanığın hem fiziksel hem de psikolojik açıdan ağır bir travma olduğunu ifade eden Karayıl, "Yeni yıl, yeni bir umut demek. Hastalarımız için de şifayla geçecek bir yıl diliyoruz. 2024 yılı boyunca polikliniğimize 9 bin 870 hasta başvururken, 2025 yılının bugüne kadarki döneminde ise 9 bin 500 ayaktan hasta başvurusu gerçekleşmiştir. Bu hastalardan 702’si yatarak tedavi edilmiş, yatış yapılan hastaların 191’i çevre illerden sevkle kabul edilmiştir. Ayrıca Kuzey Irak’tan gelen 2 hastayı da merkezimizde yatırarak takip ve tedavi ettik, iyileşmelerinin ardından ülkelerine taburcu ettik. Deri bütünlüğünün bozulduğu yanıklarda hastalar enfeksiyona açık hale gelir. Isı kaybı, sıvı kaybı ve çeşitli enfeksiyonlara yatkınlık nedeniyle maalesef kaybettiğimiz hastalarımız olabiliyor. Bu nedenle enfeksiyonlarla mücadele bizim için hayati öneme sahip" dedi. "Başvuruların önemli bir kısmını önlenebilir kazalar oluşturuyor" Yanık tedavisinin yalnızca yaranın iyileştirilmesinden ibaret olmadığını dile getiren Karayıl, "Aynı zamanda hastayı korumayı da amaçlıyoruz. Bu noktada tecrübeleriyle büyük emek veren ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Maalesef özellikle ev kazaları nedeniyle çok sayıda yanık vakasıyla karşılaşıyoruz. Müreffeh ülkelere kıyasla sıcak su, alev veya elektrik yanıklarına bağlı ev kazaları bizde daha yüksek oranlarda görülüyor. Gelen başvuruların önemli bir kısmını bu önlenebilir kazalar oluşturuyor. Ancak kalabalık aile yapısı ve küçük yaşam alanları gibi sebeplerle bu tür kazalar kaçınılmaz hale gelebiliyor. Her ne kadar yanık alanına yapılan müdahaleler izleri en aza indirmeyi amaçlasa da, hocalarımızın da bize öğrettiği gibi ‘Yanığın en iyi tedavisi, yanığı önlemektir.’ Bu nedenle koruyucu tedbirler almak son derece önemlidir" diye konuştu.
Van Yanık Merkezinden 2025 raporu: 9 bin 500 hasta başvurdu
04 Aralık 2025 Perşembe - 09:11 Van Yanık Merkezinden 2025 raporu: 9 bin 500 hasta başvurdu Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık Merkezine 2025 yılı içerisinde 9 bin 500 hasta başvurdu. Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaklaşık 3 milyon hastaya hizmet veren SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi, donanımlı Yanık Merkezi ile de ön plana çıkıyor. Bu yıl 9 bin 500 hastanın başvurduğu merkezde yıl boyunca 702 hasta yatarak tedavi edilirken, bu hastaların 191’i çevre illerden sevkle kabul edildi. Ayrıca Kuzey Irak’tan gelen 2 hasta da merkezde yatırılarak tedavi edildikten sonra ülkelerine taburcu edildi. 2008 yılında yanık ünitesi olarak kurulan ve 2022’de yanık merkezi olarak tescillenen birim, hem Van hem de bölge halkına hizmet veriyor. Yoğun hasta popülasyonuna sahip merkez, 2024 yılında da 9 bin 870 poliklinik başvurusu almıştı. "Yanıklar hem fiziksel hem de psikolojik açıdan ağır bir travmadır" İHA muhabirine konuşan Yanık Merkezi Sorumlusu Op. Dr. Ali Rıza Karayıl, yanık merkezinin oldukça yoğun bir hasta popülasyonuna sahip olduğunu belirtti. Yanığın hem fiziksel hem de psikolojik açıdan ağır bir travma olduğunu ifade eden Karayıl, "Yeni yıl, yeni bir umut demek. Hastalarımız için de şifayla geçecek bir yıl diliyoruz. 2024 yılı boyunca polikliniğimize 9 bin 870 hasta başvururken, 2025 yılının bugüne kadarki döneminde ise 9 bin 500 ayaktan hasta başvurusu gerçekleşmiştir. Bu hastalardan 702’si yatarak tedavi edilmiş, yatış yapılan hastaların 191’i çevre illerden sevkle kabul edilmiştir. Ayrıca Kuzey Irak’tan gelen 2 hastayı da merkezimizde yatırarak takip ve tedavi ettik, iyileşmelerinin ardından ülkelerine taburcu ettik. Deri bütünlüğünün bozulduğu yanıklarda hastalar enfeksiyona açık hale gelir. Isı kaybı, sıvı kaybı ve çeşitli enfeksiyonlara yatkınlık nedeniyle maalesef kaybettiğimiz hastalarımız olabiliyor. Bu nedenle enfeksiyonlarla mücadele bizim için hayati öneme sahip" dedi. "Başvuruların önemli bir kısmını önlenebilir kazalar oluşturuyor" Yanık tedavisinin yalnızca yaranın iyileştirilmesinden ibaret olmadığını dile getiren Karayıl, "Aynı zamanda hastayı korumayı da amaçlıyoruz. Bu noktada tecrübeleriyle büyük emek veren ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Maalesef özellikle ev kazaları nedeniyle çok sayıda yanık vakasıyla karşılaşıyoruz. Müreffeh ülkelere kıyasla sıcak su, alev veya elektrik yanıklarına bağlı ev kazaları bizde daha yüksek oranlarda görülüyor. Gelen başvuruların önemli bir kısmını bu önlenebilir kazalar oluşturuyor. Ancak kalabalık aile yapısı ve küçük yaşam alanları gibi sebeplerle bu tür kazalar kaçınılmaz hale gelebiliyor. Her ne kadar yanık alanına yapılan müdahaleler izleri en aza indirmeyi amaçlasa da, hocalarımızın da bize öğrettiği gibi ‘Yanığın en iyi tedavisi, yanığı önlemektir.’ Bu nedenle koruyucu tedbirler almak son derece önemlidir" diye konuştu.
Van kedisine benzetti, fare avlayan köpek olduğu ortaya çıktı
03 Aralık 2025 Çarşamba - 09:16 Van kedisine benzetti, fare avlayan köpek olduğu ortaya çıktı Van Kalesi eteklerinde yaban hayat fotoğrafçısı Vedat Atlı’nın beyaz tüyleri nedeniyle dünyaca ünlü Van kedisi sanıp fotoğrafladığı canlının, aslında fare avlayan bir köpek yavrusu çıkması sosyal medyada viral oldu. Kentte yaban hayat fotoğrafçılığı yapan Atlı, Van Kalesi’nin güneyindeki sazlık alanda beyaz tüyleri ve yürüyüşüyle ilk bakışta Van kedisini andıran bir canlıyı görüntüledi. Uzaktan fark ettiği beyaz hareketliliği Van kedisi sanarak kayda alan Atlı, objektifi yakınlaştırınca ilginç gerçekle karşılaştı. Doğası ve yaban hayatıyla fotoğraf tutkunlarının ilgi odağı olan bölgede çekim yapan Atlı, kadrajına giren canlıyı ilk etapta fare avlayan kedi sandığını ifade etti. Ancak beyaz tüyleri ve sinsi yürüyüşüyle kediyi andıran bu sevimli hayvanın, aslında fare avına çıkmış cins bir köpek olduğu ortaya çıktı. "Kedi boylarında beyaz bir köpek olduğunu anladım" Konuya ilişkin konuşan yaban hayat fotoğrafçısı Vedat Atlı, yaşadığı bu ilginç anın kendisini hem hayrete düşürdüğünü hem de gülümsettiğini belirtti. Atlı, "Yağmurdan sonra kuşlar genelde güneşlenmek için ortaya çıkar. O anları değerlendirmek için ben de Van Kalesi’nin etrafındaki sazlıklarda fotoğraf çekmeye çıktım. Kuş çektiğim sırada uzakta, otların arasında bir kedinin bir şey aradığını fark ettim. Üzerinde saksağanlar uçuşuyordu. Bir süre dikkatlice bakınca bunun kedi değil, kedi boylarında beyaz bir köpek olduğunu anladım. Yakından baktığımda küçük bir fare yakaladığını gördüm. Fareyle oynuyordu aslında. Kargalar da o sırada fırsat kolluyordu; ‘bize ne çıkar’ misali köpeğin peşinden ayrılmıyorlardı. Köpek fareyi yakalamaya çalışırken bir yandan da çekingen davranıyor, adeta oyuncak sanıyordu. Ancak avladığı şey bir fareydi ve daha sonra fareyi alıp sahibine götürdü. Ben de tüm bu anları izledim ve fotoğrafladım" dedi. "Van kedisi sanmıştım" Çektiği fotoğrafları sosyal medyada paylaştıktan sonra yoğun ilgi gördüğünü dile getiren Atlı, "Açıkçası ben de uzaktan o beyazlığı gördüğümde Van kedisi sanmıştım. ‘Kedidir, yakalayacağı şey bellidir’ deyip çok da üzerine düşmemiştim. Ancak zoom yapıp dürbünle bakınca bunun kediye çok benzeyen bir köpek olduğunu fark edince, bu anların dikkat çekeceğini düşündüm" diye konuştu.
İlim Yayma Cemiyeti 75 yaşında
02 Aralık 2025 Salı - 18:39 İlim Yayma Cemiyeti 75 yaşında İlim Yayma Cemiyeti’nin 75. kuruluş yılı münasebetiyle Van Şubesi tarafından program düzenlendi. 1951 yılında duyarlı ve idealist 68 kişilik bir grup tarafından kurulan Türkiye’nin en köklü sivil toplum kuruluşlarından İlim Yayma Cemiyeti’nin 75. kuruluş yılı münasebetiyle Van Şubesi tarafından program düzenlendi. Programa İlim Yayma Cemiyeti Van Şube Başkanı Avukat Zahir Soğanda, STK temsilcileri, cemiyetin üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Büyük bir ilgi gören programda konuşan Soğanda, "Cemiyet olarak din eğitiminin yeniden sistemin parçası olduğu yıllarda imam-hatipler açtık, Anadolu’nun yükseköğretimle buluştuğu dönemlerde yurtlarla öğrencilerimize barınma ve beslenme imkanı sunduk, hala sunmaya devam ediyoruz. 8 Ocak 1973’te kurduğumuz İlim Yayma Vakfı ile yüksek lisans ve doktora düzeyindeki akademik çalışmalara ve akademisyenlere destek verdik, vermeye devam ediyoruz. Bugün 186 şube, 158 yurt ve 112 eğitim merkeziyle Türkiye’nin dört bir yanında binlerce gence hizmet vermeye gayret ediyoruz. Bu vesileyle eğitim görmek için Anadolu’dan ülkemizin her bir tarafına yayılan evlatlarımız arasında büyük bir sosyal ağ ve güçlü bir gönül bağı kurduk" dedi. Soğanda, "Tüm çalışmalarımızda şu üç ilkeye sadık kaldık. Doğru işi tespit etmek. Doğru yöntemi seçmek ve doğru işte sebat etmek. Bugün, İlim Yayma çatısı; cemiyet, vakıf, şube ve gönüllüleriyle ilmin, irfanın ve hizmetin birleştiği büyük bir ekosistem oluşturmuştur" diye konuştu. Eğitim İşlerinden Sorumlu Şube Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Abdulhadi Timurtaş ise, "Yüce Allah insanoğlunu yaratırken kendisine iki görev verdi: Yaratıcısı olan Allah’a hakkıyla ibadet etmek. Yeryüzünü imar etmek. Allah’a hakkıyla ibadet edebilmek için iman gerekir. İman takvayı gerektirir. Takva da ahlakı gerektirir. Ahlak da eğitimle hasıl olur. Yeryüzünü imar edebilmek için insanın onu tüm düzen ve kanunlarıyla tanıması gerekir. Bu da bilgi ve tecrübeyi gerekli kılar. İşte bu vazifeleri yerine getirmek için Allah, insanlara rehberlik edecek Peygamberler göndermiştir. Alimler de Peygamberlerin varisleridir. Onlar da rehberdir. Bundandır ki Müslümanlar ilme önem vermiş ve alim yetiştirmeyi en önemli vazifelerinin başına almıştır. İlim Yayma Cemiyeti de 1951 yılında duyarlı bazı Müslümanlar tarafından kurulduğundan beri bu vazifeyi gerçekleştirecek nesiller yetiştirmeye çalışan bir kurumdur" dedi. Van YYÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zihni Merey ise, "Türkiye’nin en köklü ilim ve irfan kuruluşlarından İlim Yayma Cemiyeti’nin 75 yıllık serüveninin yalnızca bir kurumun değil, bir medeniyetin ilimle kurduğu bağdır. Kurulduğu tarihten bu yana Cemiyet her daim "İlmin İzinde, İnsanlığın Hizmetinde" olmuştur. İlmi insanlığın faydasına dönüştürme misyonunu kararlılıkla sürdürmektedir" dedi. Kurulduğu günden bugüne taşıdığı misyonla ülkeye birçok açıdan katkısı olduğunu belirten Prof. Dr. Merey, "İnsan yetiştirme açısından, ilmi insanlığın faydasına dönüştürme misyonu kapsamında, İlim Yayma Cemiyeti iyi insan iyi vatandaş olmanın ötesinde Kâmil insan yetiştirme kaygısını taşımıştır. İlim Yayma Cemiyeti hem yurt içinde hem yurt dışında topluma hizmet uygulamaları kapsamında toplumsal sorumluluk projeleri gerçekleştirerek güvene dayalı bir toplumun oluşmasında etkili rol oynamıştır. Sosyal tarihi açısından, kuruluşundan bu yana ülkemizde meydana gelen, sosyal gelişmeleri çok iyi okumuştur. Bütün sosyal gelişmelerde toplumda kamu yararı gözeterek toplumun sosyal gelişimine katkısı olmuştur. Siyasi tarihi açısından, cemiyetin kurucuları ve çalışanları, Türkiye’nin bölgesel ve küresel alanda söz sahibi bir ülke olmasına katkıda bulunmuşlardır. Sosyal devlet alanında, imkân ve fırsat eşitliği kapsamında Maddi imkansızlıklardan dolayı okuyamayan yoksul ve kimsesiz öğrencilere sağlanan yurt ve burs imkanlarıyla okumalarını sağlayarak toplumda sosyal devlet olgusunun kökleşmesinde katkıda bulunmuşlardır. Eğitim alanında, o gün gönüllülerin desteğiyle atılan bu adım bugün milyonlarca gencin hayatına dokunan bir eğitim seferberliğine dönüşmüştür. Kültürel miras alanında, Türkiye’deki ilim geleneğinin harcı olmuştur. Bu mirasın geleceğe taşınmasında önemli adımlar atılmıştır. Türkiye’nin entelektüel kimliğini oluşturma çabalarında önemli bir rol üstlenmişlerdir" şeklinde konuştu. Ardından Türk Tasavvuf Musikisi Meşk Topluğu tarafından ilahiler okundu ve katılımcılara çiğ köfte ikram edildi.
Van OSB Başkanı Memet Aslan: "Yeni kalkınma seferberliği Van’dan başlatılmalıdır"
02 Aralık 2025 Salı - 14:11 Van OSB Başkanı Memet Aslan: "Yeni kalkınma seferberliği Van’dan başlatılmalıdır" Van Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Memet Aslan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı yeni kalkınma seferberliğinin Türkiye için tarihi bir fırsat olduğunu belirterek, bu büyük dönüşüm hamlesinin ilk adımının Van’dan atılması gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin ekonomik hedeflerine yönelik yaptığı açıklamada, hiçbir sektörün ve bölgenin ihmal edilmediğini vurgulayarak, "Hiçbir sektörümüzü ihmal etmeden, hiçbir şehrimizi ve bölgemizi geride bırakmadan topyekûn yeni bir kalkınma seferberliğine çıkıyoruz. Ülkemizin önündeki yeni fırsatları değerlendirerek sanayileşmeye hız kazandıracağız. Anadolu’da 4 yeni sanayi koridoru oluşturacağız. Sanayi Alanları Master Planı ile planlı sanayi alanlarımızın büyüklüğünü 350 bin hektara ulaştıracağız. Hem mevcut organize sanayi bölgelerimiz hem de yeni mega endüstriyel bölgelerin demir yolu bağlantıları ile limanlara erişimini sağlayacağız" demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları Van’da da yankı buldu. Van Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Memet Aslan, verilen mesajların son derece önemli olduğunu belirterek, yeni kalkınma hamlesinin hayata geçirilmesi için bölgesel fırsatların göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etti. Aslan, Erdoğan’ın "hiçbir şehir geride kalmayacak" sözünün bölge için umut verici olduğunu söyleyerek, kalkınma seferberliğinin Van’dan başlatılması gerektiğini vurguladı. Van OSB Başkanı Aslan; kentin genç nüfusu, geniş yatırım alanları, İran ve Orta Asya pazarlarına açılan stratejik konumu, lojistik avantajları ve yükselen üretim kapasitesiyle yeni sanayi koridorlarının güçlü bir halkası olmaya hazır olduğunu belirtti. Aslan, "Van, Doğu Anadolu’nun üretim üssü olma potansiyeline sahip. Yatırımların desteklenmesi hâlinde hem istihdam hem ihracat noktasında büyük bir sıçrama yaşanabilir. Devletimizin yeni kalkınma vizyonunda Van’ın hak ettiği yeri almasını istiyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın OSB’lerin liman ve demir yolu bağlantılarının güçlendirileceğine dair açıklamalarını da olumlu değerlendiren Aslan, Van’ın bu konuda önemli bir hamle beklediğini söyledi. Özellikle Van OSB’ye demir yolu ulaşımı sağlanması gerektiğini dile getiren Aslan, bunun bölge sanayicisi için büyük bir maliyet avantajı ve rekabet gücü sağlayacağını ifade etti. Aslan, Türkiye’nin ekonomide yeni bir döneme girdiğini belirterek, Doğu Anadolu’nun sanayileşme sürecine daha fazla dahil edilmesinin ülke ekonomisine büyük katkı sunacağını kaydetti. "Doğu sanayileşirse Türkiye kazanır. Bu kalkınma hamlesinin Van’a güç vereceğine inanıyoruz" diyen Aslan, devletin yeni yatırım politikalarının hızla uygulamaya geçmesini beklediklerini belirtti.
Prof. Dr. Alaeddinoğlu: "İnci kefalinin nesli ciddi tehdit altında"
02 Aralık 2025 Salı - 09:16 Prof. Dr. Alaeddinoğlu: "İnci kefalinin nesli ciddi tehdit altında" Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, iklim değişikliğiyle birlikte kar yağışının azalmasının akarsuların debisini düşürdüğünü belirterek, inci kefalinin ciddi tehdit altında olduğunu söyledi. Dünyada yalnızca Van Gölü’nde yaşayan ve üreme döneminde tatlı sulara göç etmesiyle bilinen inci kefali, iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle nesli ciddi tehdit altında bulunuyor. Ekolojik, ekonomik ve kültürel açıdan bölge halkı için büyük önem taşıyan tür, yaklaşık 20 bin kişinin geçim kaynağını oluşturuyor. Son yıllarda yağış rejiminin değişmesi; kış yağışlarının kar yerine sağanak şeklinde düşmesi, yeraltı ve kaynak sularının yeterince beslenmemesi ve akarsuların debisinin düşmesi, inci kefalinin üreme göçünü ve yumurtlama alanlarını olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, bu sürecin hem türün geleceğini hem de balıkçılıkla geçinen binlerce aileyi risk altına attığını ifade ediyor. "Kaynak suları yeterince beslenemiyor" İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, inci kefalinin bölge açısından son derece önemli bir balık türü olduğunu belirtti. Bu nedenle inci kefali ekonomisinin de bölge için büyük bir değer taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, "Ancak yaşanan tüm bu iklimsel ve çevresel süreçler, balığın yaşam döngüsünü ciddi ölçüde olumsuz etkilemektedir. Havzayı besleyen akarsular geçmişte özellikle kış aylarında düşen kar yağışlarının toprağa sızmasıyla oluşan ve yüzeye kaynak suyu olarak çıkan sularla beslenirdi. Yani kar şeklinde düşen yağışlar, eridikten sonra toprağa sızar ve bu sızıntı kaynak sularını oluştururdu. Dolayısıyla havzanın birden fazla beslenme kaynağı bulunurdu. Ancak son yıllarda yağış rejimi değişti; kış aylarında düşen karın büyük bir kısmı artık yağmur ve sağanak şeklinde gerçekleşiyor. Sağanak yağış olduğunda toprak bu sudan yeterince faydalanamıyor ve su toprağa sızmadığı için hem yeraltı suyu hem de kaynak suları yeterince beslenemiyor. Bu da akarsuların yıl boyunca eskisi gibi su taşıyamayacağı anlamına geliyor. Kuraklık, artan buharlaşma ve yağışın sağanak şeklinde düşmesi bu süreci daha da hızlandırıyor" dedi. "Akarsular geçmişteki gibi su taşıyamayacak duruma gelecek" Kısa sürede düşen yoğun yağışlar, toprağa sızmak yerine yüzey akışıyla göle ulaştığını, bu nedenle akarsuların taşıdığı su miktarının azalacağını dile getiren Alaeddinoğlu, "Su miktarı azaldıkça inci kefalinin üreme dönemindeki göçü de olumsuz etkileniyor. Milyonlarca balık dar alanlara sıkışıyor; yumurtlama göçünü tamamlamak her geçen yıl daha da zor hale geliyor. Ayrıca Van Gölü’ne dökülen birçok akarsuda küçük çağlayanlar bulunuyor ve su miktarı azaldığında balıkların bu çağlayanları aşması daha da güçleşiyor. Bu da balığın üst çığırlara doğru yaptığı yolculuğu sekteye uğratıyor" diye konuşuyor. "Türün devamlılığı tehlikeye girecek" İnci kefali balığının göç yolculuğunu kolaylaştıracak adımların atılmaması durumunda inci kefali ciddi bir tehdit oluşturacağının altını çizen Alaeddinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üremesi, çoğalması ve dolayısıyla türün devamlılığı tehlikeye girecek. Bu durum göldeki balıkçılık faaliyetlerini de doğrudan etkiler; insanlar balık tutamaz hale gelir. İnci kefaliyle geçimini sağlayan binlerce insan var. Ayrıca bu balık diğer et türlerine göre daha ucuz olduğu için milyonlarca insan için temel bir besin kaynağı olma özelliği taşıyor. İnci kefalinin azalması bu açıdan da büyük bir olumsuzluk oluşturacaktır. Bunun yanında inci kefali, bölgede bir kültür ve sağlık değeri taşır. Bu nedenle havzanın tüm bu unsurlar göz önünde bulundurularak yönetilmesi lazımdır."