Yerel Haberler
Van
17 Aralık 2025 Çarşamba - 15:31 Van’da kış aylarında kullanılmayan bisikletler için bakım uyarısı Van’da bisiklet tamir ustaları, kış aylarında kullanılmayan bisikletlerin zarar görmemesi için kışa girmeden önce bakımının yapılması ve nemden uzak, uygun şatlarda muhafaza edilmesi gerektiği uyarısında bulundu. Çetin geçen kış şartlarının etkili olduğu kentlerde bisikletler aylarca kullanılmadan bekliyor. Ancak uzmanlara göre bisikletlerin kış boyunca sorunsuz kalması, bahar aylarında yapılacak bakımdan önce, kışa girmeden yapılan doğru bakım ve uygun saklama şartlarına bağlı olduğu belirtildi. Bisiklet tamir ustaları; zincir, fren ve vites sistemlerinin temizlenip yağlanmadan, lastik basınçları kontrol edilmeden ve nemden korunacak alanlarda muhafaza edilmeden bırakılan bisikletlerde paslanma, deformasyon ve mekanik arızaların kaçınılmaz olduğunu ifade ediyor. Kış aylarında kullanılmayan bisikletlerin yalnızca bahar öncesi değil, kışa girmeden önce yapılacak bakım ve uygun saklama şartlarıyla korunması gerektiğini belirten bisiklet tamir ustaları, yanlış muhafazanın ciddi hasarlara yol açtığını vurguladı. "Nemden uzak, kuru ortamlarda saklanması gerekir" İHA muhabirine konuşan bisiklet tamir ustası Şahap Kaplan, kış mevsimiyle birlikte bisikletlerin kullanımdan çıkarılarak depolara kaldırıldığını belirtti. Bu süreçte bisikletlerin uzun süre sağlıklı şekilde muhafaza edilebilmesi için dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktaların bulunduğunu ifade eden Kaplan, "Kullanıcı, bisikletini kendi imkânları doğrultusunda bir alanda muhafaza ederken bu hususlara özellikle özen göstermeli. Öncelikle, görsel şema ile de ifade ettiğimiz gibi zincir, paslanmaya en yatkın parçalardan biridir. Bu nedenle zincirin düzenli ve dikkatli bir şekilde yağlanması büyük önem taşır. Yağlama işlemi, paslanmayı ve oksitlenmeyi önleyerek zincirin ömrünü uzatır. Nemli ortamlarda muhafaza edilen bisikletlerde zincir daha hızlı paslanır, bu da kırılganlığın artmasına ve kullanım sırasında sorun yaşanmasına neden olur. Bu yüzden bisikletlerin mümkün olduğunca nemden uzak, kuru ortamlarda saklanması gerekir" dedi. "Temizlenmesi ve yağlanması gerekir" Bisikletlerin depolara kaldırılırken dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli noktanın vites aktarma organları olduğunu dile getiren Kaplan, "Aktarma organlarının sağlıklı çalışabilmesi için temizlenmesi ve yağlanması gerekir. Bunun yanı sıra fren kolları ve orta göbek gibi diğer hareketli aksamların da kontrol edilmesi faydalı olacaktır. Ancak esas üzerinde durulması gereken konu, zincir ve aktarma organlarının bakımının ihmal edilmemesidir. Kırsal mahallelerde yaşayan ve bakım imkânları sınırlı olan kullanıcılar için temel yağlama işlemi genellikle yeterli olabilir. Bu sayede bisiklet, yeni sezona daha rahat ve sorunsuz bir şekilde hazırlanmış olur. Bisikletin nemli ortamlarda bulundurulmaması ise her şartta en doğru tercih olacaktır. Bisiklet uzun süre kaldırılacaksa, jant ve tekerleklerin yere değmemesi için altına uygun bir destek konulabilir. Ayrıca lastik hava basınçlarının ideal seviyede olması, bekleme süresince lastiklerin zarar görmesini önler. Yağlama işleminin de düzgün ve yeterli şekilde yapılması gerekir" diye konuştu. İmkânı olan kullanıcıların bisikletlerini kış öncesinde tam bakıma almasını öneren Kaplan, "Full bakım yapılan bisiklet, uygun bir ortamda muhafaza edildikten sonra sezon başlangıcında sadece hava basınçları kontrol edilerek rahatlıkla kullanılabilir. Bu sayede hem kullanım konforu artar hem de bisikletin ömrü uzamış olur" şeklinde konuştu.
Flamingolar, Erçek Gölü’ndeki konaklama süresini uzattı
29 Kasım 2025 Cumartesi - 10:48 Flamingolar, Erçek Gölü’ndeki konaklama süresini uzattı Doğunun saklı cenneti Van’daki Erçek Gölü, zarif misafirleri olan flamingoları ağırlamaya devam ediyor. Göçmen kuşların Kuzey Afrika’dan İran’a uzanan yolculuğunda en önemli konaklama merkezlerinden Van Gölü havzası, sulak alanlarıyla çok sayıda türden binlerce kuşu bünyesinde barındırıyor. Van’ın doğusunda yer alan, eşsiz doğal güzelliği ve biyolojik çeşitliliğiyle dikkat çeken Erçek Gölü, her yıl olduğu gibi bu yıl da flamingoların göç yolculuğunda uğrak noktası oldu. Pembe tüyleri, uzun zarif boyunları ve estetik duruşlarıyla doğa tutkunlarının gözdesi olan flamingolar, hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği bölgede konaklama sürelerini uzattı. Başta İran’ın Urumiye Gölü olmak üzere birçok gölün kuruması sonrası Van Gölü kıyıları ve Erçek Gölü’nde konaklayan flamingolar bölge ekosistemine canlılık katmaya devam ediyor. Suya düşen nazlı gölgeleri ve sakin danslarıyla Erçek Gölü’nde görsel şölen oluşturan flamingolar havadan dronla görüntülendi. Van Gölü havzasının sulak alan yönünden zengin olması ve bazı mevsimlerde de küresel ısınmaya bağlı olarak bazı sulak alanlarda çekilmeye bağlı olarak yeni alanlar oluşmaya başladığını belirten Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, "Bu sıcaklık da bazen bazı hayvanlara pozitif yönde yansıdı. Eskiden kış mevsiminin çok sert geçmesine bağlı olarak bazen Nisan’da ve Mayıs’ta görmeye alıştığımız allı turnaları bu sene Şubatta, Martta görmeye başladık. Meteoroloji uzmanı olan iklimi daha önceden sezen ve bilen allı turnalar burada önümüzdeki bir kaç gün içerisinde herhangi bir don ve onları etkileyecek bir problem olmadığından dolayı Aralık ayının başına kadar yoğun şekilde göreceğiz. Geçen senede her yıl sayısı artarak burada konaklayan, kışı burada geçiren allı turnaları görüyorduk. Bu sene daha fazla allı turnaları görme imkanımız olacak" dedi. Van Gölü’ndeki sulak alanlar büyük olduğunu, tamamen kuruma riskiyle karşı karşıya olmadığını ifade eden Prof. Dr. Aslan, "Yaban hayvanların bu havzada beslenebileceği alanlar var. Ve bunları da koruma tedbirleri de alındığından dolayı av yasağının olması, Doğa Koruma ve Milli Parklar 14. Bölge Müdürlüğü ekiplerinin koruma tedbirleri devam ediyor. yaban hayvanları ise gıda ve güvenlik olduğu yere gelirler. Burada sonbahardaki yağışlarla beraber sulak alanlarımızda da artık canlanma meydana geldi. Sulak alanların çevrede eğer gideceği yerde sulak alanlar kuruduysa mesela buna örnek olarak Urumiye Gölü tamamen kurudu. Urumiye Gölü’ne giden ve burada üreyen yaban kuşları, artık buraya gelecekler. Bu da Van Gölü havzası için sulak alanları için bir şans" diye konuştu.
Prof. Dr. Aslan: "İnsan-yaban hayvanı teması biyogüvenlik açısından ciddi risk taşıyor"
29 Kasım 2025 Cumartesi - 10:04 Prof. Dr. Aslan: "İnsan-yaban hayvanı teması biyogüvenlik açısından ciddi risk taşıyor" Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, insanların yaşam alanlarının genişlemesi ve kırsalın hızla boşalmasının yaban hayvanlarını doğrudan etkilediğini belirterek, artan insan-hayvan temasının biyogüvenlik açısından ciddi riskler oluşturduğunu söyledi. Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aslan, yerkürenin oluşumundan bu yana insanlar ve hayvanların sürekli bir etkileşim içinde bulunduğunu ifade ederken, "yaban hayvanı" tanımının ancak insanla hiç temas etmemiş türler için geçerli olduğunu hatırlattı. İnsan yerleşimlerine yaklaşan her türün artık yabanlığını kısmen kaybettiğini vurgulayan Aslan, geçmişte ulaşımın sınırlı olması nedeniyle insanların hayvanlara ancak kendi güçleri ölçüsünde yaklaşabildiğini, günümüzde ise teknolojik imkânlar ve silahların insanları daha üstün bir konuma taşıdığına dikkat çekti. "İnsan-hayvan teması giderek artıyor" Tarımın gelişmesi, kırsaldaki nüfusun azalması ve şehirleşmenin hızlanmasıyla ekolojik dengenin bozulduğunu belirten Prof. Dr. Aslan, "Doğanın tahrip edilmesi, yeni yolların açılması ve yerleşimlerin genişlemesi onların doğal sahalarının değişmesine yol açtı. Örneğin eskiden 100 hanenin yaşadığı bir köyde koyun, inek, keçi, tavuk, kedi ve börtü böcek aynı döngünün içinde yer alırken bugün bu köylerde 20 hane, kimi köylerde ise hiç kimse kalmadı. Bu değişimden en çok etkilenenler arasında domuzlar, kurtlar ve tilkiler bulunuyor. Bu hayvanlar artık insanların yaşadığı alanlara doğru yaklaşmaya başladı. Şehirlerde vahşi depolama alanlarında biriken çöpler, kolay besine ulaşma imkânı sunduğu için yaban hayvanlarını buralara çekiyor. Böylece insan-hayvan teması giderek artıyor. Mahalle ortasında domuzların yürümesi, ayıların yaylalardaki evlere zarar vermesi, tilkilerin sokaklarda kedilerle karşılaşması bu daralan coğrafyanın ve iç içe geçmiş yaşam alanlarının göstergesidir" dedi. "Biyogüvenlik açısından büyük bir tehlike oluşturuyor" Bu durumun kontrol altına alınması gerektiğinin altını çizen Aslan, "Çünkü tıpkı insanların farklı iklimlere gidince hastalanması gibi, ekolojik dengede yaban hayvanlarıyla evcil hayvanların karşı karşıya gelmesi de ciddi riskler taşıyor. Evcil hayvanlarda bulunan hastalıkların yaban hayvanlarına, yaban hayvanlarında bulunan virüs ve parazitlerin evcil hayvanlara bulaşması biyogüvenlik açısından büyük bir tehlike oluşturuyor. Bu karşılıklı etkileşim hem hayvan sağlığını hem de insan sağlığını tehdit edebilecek boyutlara ulaşabilir. Bu nedenle gerekli tedbirlerin bir an önce alınması, yaban hayvanlarını yerleşim alanlarına iten sebeplerin ortadan kaldırılması ve doğal yaşamın korunması büyük önem taşımaktadır" şeklinde konuştu.