Yerel Haberler
Yozgat
27 Aralık 2025 Cumartesi - 10:09 Akdağmadeni Belediyesi’nin karla mücadele ekipleri teyakkuzda Akdağmadeni Belediyesi, kış mevsiminin gelmesi ve hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte karla mücadele hazırlıklarını tamamladı. Vatandaşların ulaşımda aksama yaşamaması ve günlük yaşamın olumsuz etkilenmemesi için kurulan özel ekipler, iş makineleriyle birlikte göreve hazır hale getirildi. Karla mücadele ekipleri, kentin en çetin kış şartlarının yaşandığı Akdağmadeni’nde vatandaşların kış mevsimini güvenli ve sorunsuz geçirebilmesi amacıyla tüm hazırlıklarını tamamladı. Bu kapsamda kar küreme, tuzlama ve yol açma çalışmalarında kullanılacak araç ve iş makinelerinin bakım, onarım ve kontrolleri titizlikle yapıldı. Muhtemel yoğun kar yağışlarına karşı yeterli miktarda tuz stoku oluşturularak tüm ekipmanlar kış şartlarına uygun hale getirildi. Akdağmadeni’nin zorlu coğrafi ve iklim şartları göz önünde bulunduran ekipler, her türlü olumsuzluğa karşı 24 saat görev esasıyla hazır bekleyecek. Ana arterler başta olmak üzere mahalle yolları, okul çevreleri ve hastane güzergâhlarında hızlı ve etkin müdahale geçmiş yıllarda olduğu gibi sağlanacak. Kış mevsiminin Akdağmadeni’ne hayırlı olmasını, bereketli ve bol yağışlı geçmesini temenni eden belediye ekipleri sürücülerin kış lastiği kullanmaları ve araçlarında zincir bulundurmaları konusunda hatırlatmada bulundu.
27 Aralık 2025 Cumartesi - 09:52 Bozkırın ortasında yetişti, Rusya ve Japonya yolcusu oldu Denizi olmamasına rağmen Yozgat’ın Çekerek ilçesinde yetiştirilen alabalıklar, yurt dışı pazarına gönderiliyor. Çekerek Barajı’nda bozkırın ortasında üretilen balıklar, Karadeniz’de büyütülerek Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Rusya ve Japonya’ya ihraç ediliyor. Balıkların sevkiyat sürecinin büyük bir titizlikle yürütüldüğünü belirten nakliyeci Ali Kurt, canlı balık taşımacılığının hassasiyetine dikkat çekti. Kurt, "Yavru halde aldığımız balıkları ve kafeslerimize, sistemlerimize aktarıp mayıs ayında hasatını yapıyoruz. Birçok ülkeye bunun ihracatını yapıyoruz. Biz 45 gündür, 2 aydır yapıyoruz bu çalışmaları. Buradan aldığımız balık hızlı bir şekilde sağlıklı olması için işte oksijen tüplerimizle beraber 4-5 saat içinde yerine yetiştirmek zorundayız" dedi. "Gönderdiğimiz balıklar Rusya ve Japonya’ya gidecek" 2015 yılından bu yana Çekerek Barajı’nda üretim yaptıklarını ifade eden üretici Adnan Yılmaz ise, denizi olmayan bir şehirden balık ihracatı yapmanın gururunu yaşadıklarını söyledi. Yılmaz, "Ağırlığımız daha çok bizim gökkuşağı alabalık. Yetiştirdiğimiz balıklarımızı gördüğünüz gibi Karadeniz’de somon adayı olarak gönderiyoruz. Karadeniz’de somon olarak yetişen balıklarımız oradan Avrupa ülkelerine gidiyor. Şu anki gönderdiğimiz balıklar Rusya ve Japonya’ya gidecek Allah izni verirse" diye konuştu. "Şu an 200 ton civarında sevkiyat gönderiyoruz" Üretim süreci ve hedeflerinden de bahseden Yılmaz, "Mart ayında başlıyor bizim buradaki serüvenimiz. Mart ayında yavru olarak getirdiğimiz balıkları 300 ve 600 gram arasında canlı olarak şu an sevkiyatlarını yapıyoruz. Bizim kotamız yılda 225 ton. Biz şu an 200 ton civarında sevkiyat gönderiyoruz. İnşallah hedefimiz daha büyük. Tabii bize bazı imkanların da devletimiz tarafından verilmesi lazım. Eğer bu imkanlar verilirse biz daha çok üretim yapıp istihdama ve üretime katkıda bulunmak istiyoruz" ifadelerini kullandı. Denizi olmayan Yozgat’ta bozkırın ortasında başlayan balık yetiştiriciliği serüveni, bugün yurt dışı pazarlarına uzanarak bölge ekonomisine önemli katkı sağlıyor.
Yozgat’ta Kurban Bayramı’nda 2 bin 100 kolluk kuvveti görev yapacak
05 Haziran 2025 Perşembe - 14:46 Yozgat’ta Kurban Bayramı’nda 2 bin 100 kolluk kuvveti görev yapacak Yozgat’ta il protokolü ve şehit aileleri, Yozgat Şehitliği’ni ziyaret etti. Şehitlik ziyaretinin ardından açıklama yapan Vali Mehmet Ali Özkan, "Tüm teşkilatlarımızla 2 bin 100 civarında arkadaşımız sahada olacak" dedi. Yozgat Şehitliği’nde düzenlenen programda il protokolü, şehit yakınları ve vatandaşlar yer aldı. Programda Kuranı Kerim tilavetinden sonra dualar okundu. Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, şehit kabirlerine karanfil bırakarak şehit aileleri ile sohbet etti. Programın ardından açıklama yapan Vali Özkan, "Bir bayram arifesinde daha bize bu toprakları vatan olarak emanet eden şehitlerimizin huzurunda, şehitliğimizde, şehit ailelerimiz ve gazilerimizle birlikte onları yad ettik. Geçmişten bugüne bütün şehitlerimizin ruhu şad olsun. Gazilerimizin ömrü uzun olsun. Allah vatanımıza milletimize zeval vermesin. Bir bayram gününde bayram deyince hep kavuşmalar akla gelirken maalesef zaman zaman da kazalarla, acılarla karşılaşıyoruz. İnşallah acıların olmadığı, insanların buluştuğu, gönüllerin kavuştuğu bir bayram olsun. Hem şehrimizin hem ülkemizin hem de tüm İslam aleminin mübarek Kurban Bayramı’nı kutluyorum" dedi. Bayramın huzurla geçmesi için gerekli tedbirlerin alındığını ifade eden Vali Özkan, "Gerek Emniyet, gerek Jandarma teşkilatımız, belediyemiz, bütün zabıta teşkilatlarımızla birlikte sahada olacağız. Dileğimiz, bayramın huzurla geçmesi. Emniyet ve jandarma teşkilatımızda 2 bin 100 civarında arkadaşımız sahada olacak" şeklinde açıklama yaptı.
3 buçuk yaşındaki Egehan’ın Cuma hutbesinde imamla yan yana durdu o anlar izleyenleri gülümsetti
05 Haziran 2025 Perşembe - 13:31 3 buçuk yaşındaki Egehan’ın Cuma hutbesinde imamla yan yana durdu o anlar izleyenleri gülümsetti Yozgat’ta geçtiğimiz hafta Cuma namazı esnasında hutbeye çıkan çocuğun cep telefonu ile kaydedilen görüntüleri izleyenleri mutlu etti. Yozgat’ta Çapanoğlu Mahallesinde bulunan Hz. Bilal Camii’nde geçtiğimiz hafta Cuma namazında çocuğun minbere çıktığı anlar izleyenleri gülümsetti. Cep telefonuna yansıyan görüntülerde 3 buçuk yaşındaki Egehan’ın minberde yer aldığı ve hutbe boyunca oradan inmediği görüldü. İmamın da bu durumu oldukça hoşgörülü karşıladığı ve Egehan’ı düşmemesi için tuttuğu görüntülendi. Hz. Bilal Camii’ne babasıyla tekrar giden Egehan, çıktığı yeri kendisi göstererek tarif etti. Egehan’ın babası Mustafa Ergül ise, geçen hafta oğlunun Cuma namazına ikinci gidişi olduğunu söyledi. Ergül, "Oğlum camiyi yeni gördü. Kendine bir alan belirledi. Hoca efendi mihraba çıkınca oğlum da çıktı. Önce müdahale etmek istedim ama hoca efendi çocuğu rahat bırakmamı söyledi. ‘Ben ilgilenirim’ dedi. Mihrabın merdivenleri dik olduğu için hoca efendi hem hutbesini verdi hem de çocuğu tutmaya çalıştı. Ben de o anları çektim. Hocama çok teşekkür ediyorum çocuğun şevkini kırmadı. Video çektiğim kısım küçük bir kısmı. Hutbenin başından sonuna kadar mihraptan inmedi. Caminin maskotu haline geldi. Cemaat de ilgilendi. Oğlum Egehan camiyi sevdi. Sonrasında bir daha geldik. Tekrar mihrapta oynadı. Mihrabı çok sevdi" diyerek namaz esnasında yaşananları anlattı. ‘Camiler çocuklarla güzeldir’ anlayışının canlı örneği olarak değerlendirilen bu an takdir topladı.
Amacına uygun kullanılmayan bıçaklar yaralanmalara neden oluyor
05 Haziran 2025 Perşembe - 10:57 Amacına uygun kullanılmayan bıçaklar yaralanmalara neden oluyor Kurban Bayramının olmazsa olmazlarından bıçaklar, amacına uygun kullanılmadığında sakatlanmalar ve yaralanmalar meydana geliyor. Sorgun ilçesi Şakir Efendi Meydanında, Kurban Bayramından günler önce kurulan hırdavat çadırında çeşit çeşit bıçaklar son güne kadar alıcısını bekliyor. Kurbanın kesilmesi, derisinin yüzülmesi, kemiklerinin kırılması gibi aşamalar için kullanılan her bir bıçak başlı başına önem taşıyor. Bıçak ve satırları amacına uygun olarak kullanmak gerekiyor. Buna dikkat edilmediği takdirde bıçaklar ciddi yaralanmalara yol açabiliyor. "Her bıçağın kullanım amacı farklıdır" Sorgun’da 50 yıllık dede mesleğini devam ettiren Yusuf İbiş, bıçakların kategorilerini sıraladı. Kelle, et doğrama, deri yüzme, kemik sıyırma bıçağı ve satırdan söz eden İbiş, kurban kesmek için ihtiyaç olan malzemelerin her evin bütçesine göre değiştiğini belirtti. Ayrıca İbiş, "Örnek olarak 3 numara olan bıçak kafa yani kelle bıçağıdır. Siz bu bıçağı uzun ömürlü olarak kullanmak istiyorsanız, kelleyi düşürdükten sonra kenara koymanız lazım. Çünkü her bıçağın ayrı ayrı özellikleri var. Bıçakların ağız yapıları kullanım amacına göre çelik kalitesine göre değişmektedir. Et doğrama bıçağı etin yanı sıra mutfakta kullanıma uygundur. Ucu eğri olan yüzme bıçağı da yapısı gereği deriye batmaz. Ucu eğri olan sıyırma bıçağının ağzı dönme yapmaz" diyerek bıçakların amacını vurguladı. "Kurban Bayramında yaralanmalar, bıçağı yanlış kullanmaktan dolayı olur" Kurban Bayramında sıkça karşılaşılan yaralanmalara da değinen İbiş, "Kurbanda sakatlanma ve yaralanmaların asıl nedeni bıçağı yanlış kullanmaktır. Kelle bıçağını örneğin deri yüzmede kullanırsanız sakatlık çıkabilir. Her bıçağı amacı dahilinde kullanırsanız yaralanma ve sakatlanmaları aza indirmiş olursunuz. Satırı da kemiğe vurduğumuzda ağzının dönmemesi önemlidir" şeklinde bilgi verdi.
Uzmanı uyardı, "Günde 100-150 gramın üzerinde et tüketmeyin"
05 Haziran 2025 Perşembe - 10:46 Uzmanı uyardı, "Günde 100-150 gramın üzerinde et tüketmeyin" Uzman diyetisyen, Kurban Bayramı dolayısıyla vatandaşlara sağlıklı beslenme konusunda önemli uyarılarda bulundu. Bayram sofralarında sıkça tüketilen kırmızı etin, doğru şekilde pişirilmesi ve dengeli tüketilmesi gerektiğine dikkat çekip özellikle kronik rahatsızlığı olan bireylerin dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Yozgat Şehir Hastanesi Uzman Diyetisyeni Esra Uysal, kurban etinin kesinlikle bekletildikten sonra tüketilmesi gerektiğini belirtip, "Kurban Bayramı geleneksel yemeklerin ve özellikle et tüketiminin arttığı özel bir dönemdir. Bu süreçte sağlıklı beslenmek, sağlığımız açısından oldukça önemlidir. Bayramda en çok yapılan hatalardan biri kurban etinin hemen pişirilip tüketilmesidir. Bu hem sağlık hem de lezzet açısından aslında çok uygun değildir. Hayvan kesildiği anda hayvanın kaslarında Rigor Mortis dediğimiz bir süreç başlar. Bu terim ölüm katıldığı anlamına gelir hayvanın kaslarının kesim sonrası bir süre sertleşmesi ve sert kalması durumudur ve yaklaşık olarak 12-24 saat arasında sürebilir. Bu süreçte pişirilen etlerin sert, çiğnemesinin zor, sindiriminin zor olmasının yanında aynı zamanda da özellikle lezzeti de beklentilerin altındadır. Bütün bunlardan dolayı etlerin bir gün dolapta dinlendirilip bekletilerek ertesi gün pişirerek yenmesi hem sağlık hem de lezzet açısından daha uygundur. Kırmızı et yüksek kaliteli protein ve demir açısından oldukça zengindir. Aynı zamanda doymuş yağ oranı yüksektir. Bu yüzden et tüketiminde en dikkat etmemiz gereken noktalardan birisi de aslında etin ölçülü olarak tüketilmesidir, Bayram boyunca günlük 100-150 gram et tüketimi üzerine çıkılması sağlıklı değildir. Bunun üzerine çıkılması durumunda mide problemleri, hazımsızlık, kabızlık, kolesterol yükselmesi gibi durumları ortaya çıkabilir. Yine Kurban Bayramında en çok yapılan hatalardan biri sakatat tüketiminin artmasıdır. Özellikle kolesterol hastalarının ve kalp-damar hastalığı riski taşıyan kişilerin sakatat tüketiminden kaçınması gerekir. Yine et tüketiminde dikkat etmemiz gereken en önemli noktalardan biri de etin pişirilme yöntemidir. Etler kesinlikle kızartma yapılarak pişirilmemelidir. Fırında, ızgara, haşlama şeklinde pişirilebilir. Etin kenti yağında pişirmek aslında yeterlidir. Ekstra yağ eklemek kalori alımını arttırıp kilo kontrolünde problemlere yol açabilir. Et yemeklerinin yanında lif açısından zengin sebze yemekleri ve sakatat tüketmek hem sindirimi kolaylaştıracak hem de öğünlerin daha dengeli ve daha doyurucu olmasına yardımcı olur. Özellikle bol limonlu salata tüketmek C vitamini alımını arttırarak bizim etten aldığımız demirin daha verimli bir şekilde emilmesine ve vücutta kullanılmasına fayda sağlar. Yaz aylarında artan suya ihtiyacımız göz önünde bulundurularak günde 2-2,5 litre su tüketiminin altında düşülmemelidir. Yeterli su tüketiminin sindirimi kolaylaştırdığı metabolizmayı hızlandırdığı gibi aynı zamanda da vücuttan toksinleri yani zararlı maddeleri atmasına yardımcı olur. Bu bayram döneminin sağlıklı ve keyfine geçirebilmek için beslenmenize özen göstermeyi unutmayın." dedi. Uysal, bayram süresince aşırı ve dengesiz beslenmenin sağlık sorunlarına yol açabileceğini tekrarlayarak, sebze, yoğurt, tam tahıllar gibi dengeleyici gıdaların ihmal edilmemesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Kırgız Türkleri binlerce yıllık ata mirası olan ‘aşık oyunu’ geleneğini yaşatıyorlar
04 Haziran 2025 Çarşamba - 10:47 Kırgız Türkleri binlerce yıllık ata mirası olan ‘aşık oyunu’ geleneğini yaşatıyorlar Yozgat Yenifakılı’da ikamet eden Kırgız Türkleri binlerce yıllık ata mirası ‘aşık oyunu’ geleneğini sürdürüyor. Doğa şartları, hastalık ve Rusya savaşı nedeniyle 1982 yılında Afganistan’ın kuzeyindeki Pamir Yaylasından zorlu şartlarda göç eden Kırgız Türkleri önce Van’ın Erciş ilçesine yerleşti, 2018 yılında ise 50 aile Yozgat’a göç ederek Yenifakılı ilçesini yurt edindi. Her fırsatta Türkiye için ‘İslam devleti, canımız, kanımız’ vurgusunu yapan Kırgız Türkleri kültürlerini hiçbir zaman unutmayacaklarını da ifade ediyor. Yenifakılı ilçesindeki TOKİ konutlarında ikinci aşık oyunu sahasını da faaliyete geçirerek binlerce yıllık aşık oyunu kültürünü de devam ettiriyorlar. Kırgızlar arasında oldukça ilgi gören aşık oyunu, küçükbaş hayvanların diz kısmında bulunan dört yüze sahip kemikle oynanıyor. Binlerce yıllık tarihe sahip aşık oyununda dairesel bir alanın ortasındaki oyuğa dizilen küçük aşık kemikleri oyuncuların büyük aşık kemiklerini fırlatarak küçükleri bu yuvarlaktan dairenin dışındaki çizgi ile belirlenmiş alanın dışına çıkarılmaya çalışılıyor. Halka dışına çıkarılan kemiklerin halkanın dışına vurularak çıkarılması ile son buluyor. Ata mirası aşık oyununu 7’den 77’ye tüm Kırgızların severek oynadığını ve büyüklerin küçüklere kültürel miras olarak aşık oyununu öğrettiklerini söyleyen 80 yaşındaki Köçün Tarhan, "Çocukluğumdan beri, 12 yaşımdan beri oynuyorum. Hiç bırakmadım bu oyunu. Şampiyonluğum var madalyam var. Ankara’da ve İstanbul’da şampiyon olduk. Her yerde madalya aldım. Oyun 5 kişi 10 kişi oynanıyor. Az kişi olursa 3’er kişi 2 takım olarak oynuyoruz. Şimdi biz 3 kişiyiz, karşı tarafta 3 kişi. Amacımız yuvarlaktaki aşık kemiklerini dışarıya çıkarmak" dedi. Atalarından kalma oyunu Yozgat’ta sürdürmeye çalıştıklarını söyleyen Gencekul Timur, TOKİ konutlarında ilkine göre daha büyük ikinci bir aşık oyunu sahası yaptıklarını ifade ederek, "Yozgat Yenifakılı’da ikamet eden Kırgız Türklerindeniz. Burada 40 aile yaşamaktayız, 130 nüfusumuz bulunmaktadır. Şu an burada kendi kültürel faaliyetlerimizi devam ettiriyoruz ve kendi kültürlerimizi çocuklarımıza da yaşamak için uğraşıyoruz. Burada aşık oyunu oynuyoruz. Aşık oyunu Orta Asya’dan gelen bir oyun. Bunun dokuz çeşidi var biz bir çeşidini oynuyoruz. ‘Benimle aşık atamazsın’ atasözü buradan geliyor. Önceleri savaş taktiği olarak kullanılıyormuş, silah icat olduktan sonra oyun şekline döndürmüşler. Aynı futbol takımı gibi iki takım oluşturuluyor ve dairenin içindeki aşıkların hepsinin toplayan öne geçmiş oluyor. Bu şekilde kültürel oyunumuzu devam ettiriyoruz" şeklinde konuştu. Aşık oyunu UNESCO’nun maddi olmayan miraslar listesinde yer alıyor.
Boş vakitlerinde çobanlık yapan 11 yaşındaki Emir Ali Dişlioğlu, bursluluk sınavından 500 tam puan aldı
04 Haziran 2025 Çarşamba - 10:43 Boş vakitlerinde çobanlık yapan 11 yaşındaki Emir Ali Dişlioğlu, bursluluk sınavından 500 tam puan aldı Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Dişli Köyünde yaşayan Emir Ali Dişlioğlu, boş vakitlerinde hem ders çalıştı hem de çobanlık yaparak ailesine destek oldu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın düzenlediği bursluluk sınavından 500 tam puan almayı başardı. Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu beşinci sınıf öğrencisi Emir Ali Dişlioğlu, 11 yaşında ses getirecek bir başarıya imza attı. Sınavda bütün soruları doğru yanıtlayarak 500 tam puan alan ve Türkiye derecesi yapan Emir Ali, çevresinden büyük takdir topladı. Derslerinin yanı sıra ailesine günlük işlerinde yardımcı olan Emir Ali, keçi, kaz, tavuk beslenirken yardımcı oluyor, gerekirse bahçe çapalıyor. Hayatındaki yoğun tempoya rağmen derslerini ihmal etmeyen Emir Ali, sorumlu davranışlarıyla yaşıtlarına örnek oluyor. Arkadaşlarıyla top oynayan, bisiklet süren Emir Ali, hobilerine de vakit ayırmayı ihmal etmiyor. "Bu dereceyi zaten bekliyorduk" Emir Ali’nin babası Hamza Dişlioğlu, çiftçilik ve hayvancılıkla uğraştığını, Emir Ali ile ilgilendiğini ve bu derecenin sürpriz olmadığını söyledi. Baba Dişlioğlu, "Bu dereceyi zaten bekliyordum. Küçükken çok meraklıydı. 4 yaşında okuma yazmaya başladı. Eğitici öğretici programları tabletine yükledik. Oradan okuma yazmayı öğrendi. Küçük yaşlarında her şeyi çok sorardı, oldukça meraklıydı. Televizyonda geçen yazıları okumayı çok seviyordu. 2 yaşında annesi Kuran öğretti. Derslerden arta kalan zamanlarda bana ve annesine yardımcı olur. Hayvanlarla ilgileniyor. Arkadaşlarıyla zaman buldukça top oynuyor, bize de destek oluyor" dedi. "Tabletine yüklediğim eğitici oyunlarla okuma yazmayı öğrendi" Anne Seher Dişlioğlu, oğlunun böyle bir derece almasını beklediğini ifade etti. Anne Dişlioğlu, "Küçük yaşta okumaya başlamıştı zaten. Tabletine yüklediğim oyunlarla, televizyonun altındaki yazılarla okumayı öğrendi. Kuran okumayı öğretmiştim. Zamanını çok güzel okuyarak geçirdi. Derslerinde başarılı bir çocuk oldu" şeklinde konuştu. "Anne babama yardım ediyorum, bahçe işleri ve hayvan bakımına yardım ediyorum" Emir Ali Dişlioğlu ise bu başarıyı çabalayarak elde ettiğini ve mutlu olduğunu belirtti. Emir Ali derslerine öğretmenlerinin yönlendirmeleri ve konu tekrarı yaparak çalıştığını söyledi. Ayrıca Emir Ali, "Günlük 3 saat civarı ders çalıştım. Test çözdüm. Ders programımı kendim yaptım. Anneme babama yardım ediyorum. Arkadaşlarımla top oynuyorum. Bahçe işlerine ve hayvan bakımına yardım ediyorum. Kardeşimle ilgileniyorum. Gelecekte ne iş yapmak istediğime tam karar veremedim ama yazılım mühendisi olmak istiyorum. Güzel ve çok tutulan bir meslek olduğu için istiyorum" diyerek günlük rutinleri ve hayallerinden söz etti.
Boş vakitlerinde çobanlık yapan 11 yaşındaki çocuk, bursluluk sınavından 500 tam puan aldı
04 Haziran 2025 Çarşamba - 10:39 Boş vakitlerinde çobanlık yapan 11 yaşındaki çocuk, bursluluk sınavından 500 tam puan aldı Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Dişli Köyünde yaşayan Emir Ali Dişlioğlu, boş vakitlerinde hem ders çalıştı hemde çobanlık yaparak ailesine destek oldu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın düzenlediği bursluluk sınavından 500 tam puan almayı başardı. Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu beşinci sınıf öğrencisi Emir Ali Dişlioğlu, 11 yaşında ses getirecek bir başarıya imza attı. Sınavda bütün soruları doğru yanıtlayarak 500 tam puan alan ve Türkiye derecesi yapan Emir Ali, çevresinden büyük takdir topladı. Derslerinin yanı sıra ailesine günlük işlerinde yardımcı olan Emir Ali, keçi, kaz, tavuk beslenirken yardımcı oluyor, gerekirse bahçe çapalıyor. Hayatındaki yoğun tempoya rağmen derslerini ihmal etmeyen Emir Ali, sorumlu davranışlarıyla yaşıtlarına örnek oluyor. Arkadaşlarıyla top oynayan, bisiklet süren Emir Ali, hobilerine de vakit ayırmayı ihmal etmiyor. "Bu dereceyi zaten bekliyorduk" Emir Ali’nin babası Hamza Dişlioğlu, çiftçilik ve hayvancılıkla uğraştığını, Emir Ali ile ilgilendiğini ve bu derecenin sürpriz olmadığını söyledi. Baba Dişlioğlu, "Bu dereceyi zaten bekliyordum. Küçükken çok meraklıydı. 4 yaşında okuma yazmaya başladı. Eğitici öğretici programları tabletine yükledik. Oradan okuma yazmayı öğrendi. Küçük yaşlarında her şeyi çok sorardı, oldukça meraklıydı. Televizyonda geçen yazıları okumayı çok seviyordu. 2 yaşında annesi Kuran öğretti. Derslerden arta kalan zamanlarda bana ve annesine yardımcı olur. Hayvanlarla ilgileniyor. Arkadaşlarıyla zaman buldukça top oynuyor, bize de destek oluyor" dedi. "Tabletine yüklediğim eğitici oyunlarla okuma yazmayı öğrendi" Anne Seher Dişlioğlu, oğlunun böyle bir derece almasını beklediğini ifade etti. Anne Dişlioğlu, "Küçük yaşta okumaya başlamıştı zaten. Tabletine yüklediğim oyunlarla, televizyonun altındaki yazılarla okumayı öğrendi. Kuran okumayı öğretmiştim. Zamanını çok güzel okuyarak geçirdi. Derslerinde başarılı bir çocuk oldu" şeklinde konuştu. "Anne babama yardım ediyorum, bahçe işleri ve hayvan bakımına yardım ediyorum" Emir Ali Dişlioğlu ise bu başarıyı çabalayarak elde ettiğini ve mutlu olduğunu belirtti. Emir Ali derslerine öğretmenlerinin yönlendirmeleri ve konu tekrarı yaparak çalıştığını söyledi. Ayrıca Emir Ali, "Günlük 3 saat civarı ders çalıştım. Test çözdüm. Ders programımı kendim yaptım. Anneme babama yardım ediyorum. Arkadaşlarımla top oynuyorum. Bahçe işlerine ve hayvan bakımına yardım ediyorum. Kardeşimle ilgileniyorum. Gelecekte ne iş yapmak istediğime tam karar veremedim ama yazılım mühendisi olmak istiyorum. Güzel ve çok tutulan bir meslek olduğu için istiyorum" diyerek günlük rutinleri ve hayallerinden söz etti.
Kırgız Türkleri binlerce yıllık ata mirası olan ‘aşık oyunu’ geleneğini yaşatıyorlar
04 Haziran 2025 Çarşamba - 10:32 Kırgız Türkleri binlerce yıllık ata mirası olan ‘aşık oyunu’ geleneğini yaşatıyorlar Doğa şartları, hastalık ve Rusya savaşı nedeniyle 1982 yılında Afganistan’ın kuzeyindeki Pamir Yaylasından zorlu şartlarda göç eden Kırgız Türkleri önce Van’ın Erciş ilçesine yerleşti, 2018 yılında ise 50 aile Yozgat’a göç ederek Yenifakılı ilçesini yurt edindi. Her fırsatta Türkiye için ‘İslam devleti, canımız, kanımız’ vurgusunu yapan Kırgız Türkleri kültürlerini hiçbir zaman unutmayacaklarını da ifade ediyor. Yenifakılı İlçesindeki TOKİ konutlarında ikinci aşık oyunu sahasını da faaliyete geçirerek binlerce yıllık aşık oyunu kültürünü de devam ettiriyorlar. Kırgızlar arasında oldukça ilgi gören aşık oyunu, küçükbaş hayvanların diz kısmında bulunan dört yüze sahip kemikle oynanıyor. Binlerce yıllık bir tarihe sahip olan aşık oyununda dairesel bir alanın ortasındaki oyuğa dizilen küçük aşık kemikleri oyuncuların büyük aşık kemiklerini fırlatarak küçükleri bu yuvarlaktan dairenin dışındaki çizgi ile belirlenmiş alanın dışına çıkarılmaya çalışılılıyor. Halka dışına çıkarılan kemikler, başarılı bir atış yapan oyuncu tarafından itilir. Bu oyun bütün kemiklerin, halkanın dışına vurularak çıkarılması ile birlikte son buluyor. Ata mirası aşık oyununu 7’den 77’ye tüm Kırgızların severek oynadığını ve büyüklerin küçüklere kültürel miras olarak aşık oyununu öğrettiklerini söyleyen 80 yaşındaki Köçün Tarhan : "Çocukluğumdan beri, 12 yaşımdan beri oynuyorum. Hiç bırakmadım bu oyunu. Şampiyonluğum var madalyam var. Ankara’da ve İstanbul’da şampiyon olduk. Her yerde madalya aldım. Oyun 5 kişi 10 kişi oynanıyor. Az kişi olursa 3’er kişi 2 takım olarak oynuyoruz. Şimdi biz 3 kişiyiz, karşı tarafta 3 kişi. Amacımız yuvarlaktaki aşık kemiklerini dışarıya çıkarmak" dedi. Atalarından kalma oyunu Yozgat’ta sürdürmeye çalıştıklarını söyleyen Gencekul Timur, TOKİ konutlarında ilkine göre daha büyük ikinci bir aşık oyunu sahası yaptıklarını ifade ederek "Yozgat Yenifakılı’da ikamet eden Kırgız Türklerindeniz. Burada 40 aile yaşamaktayız, 130 nüfusumuz bulunmaktadır. Şu an burada kendi kültürel faaliyetlerimizi devam ettiriyoruz ve kendi kültürlerimizi çocuklarımıza da yaşamak için uğraşıyoruz. Burada aşık oyunu oynuyoruz. Aşık oyunu Orta Asya’dan gelen bir oyun. Bunun dokuz çeşit oynama şekli var biz bir çeşidini oynuyoruz. ‘Benimle aşık atamazsın’ atasözü buradan geliyor. Önceleri savaş taktiği olarak kullanılıyormuş, silah icat olduktan sonra oyun şekline döndürmüşler. Aynı futbol takımı gibi iki takım oluşturuluyor ve dairenin içindeki aşıkların hepsinin toplayan öne geçmiş oluyor. Bu şekilde kültürel oyunumuzu devam ettiriyoruz" şeklinde konuştu. Aşık oyunu UNESCO’nun maddi olmayan miraslar listesinde yer alıyor.
Kendi imkânlarıyla oluşturduğu müzede, Hitit döneminden günümüze kadar eserler bulunuyor
03 Haziran 2025 Salı - 12:18 Kendi imkânlarıyla oluşturduğu müzede, Hitit döneminden günümüze kadar eserler bulunuyor Yozgat’ın Bahadın Beldesinde bir dönem belediye başkanlığı yapan eğitimci-yazar Arif Baş’ın kendi imkânlarıyla kurduğu müze önemli tarihi objeler ve doğallığıyla ziyaretçilerin ve beldenin gözde ziyaret yerlerinden oldu. Eğitimci-yazar Arif Baş, 1994 yılında kendi imkanlarıyla topladığı objelerle evinin bahçesinde açık hava müzesi oluşturdu. 2012 yılında yaşamını yitiren Arif Baş’ın uzun yıllar Bahadın beldesinde açık havada sergilediği objeler, babasının hatırasını yaşatmak isteyen oğlu Oğuz Baş’ın girişimiyle evlerinin önündeki büyük bir alanda yaptırılan taş ve ahşap yapıdaki binaya taşındı. Binanın bahçesine ise müzeyi ziyaret edenlere Eğitimci-Yazar Arif Baş’ın yaşam felsefesi ve eserlerini tanıtan bir anıt yaptırıldı. Bahadın Beldesine gelen misafirlerin mutlaka ziyaret ettiği müzede Hitit ve Roma dönemine ait değirmen ve kilise taşı, el matbaası, körüklü fotoğraf makinası, eski kalaycı körüğü, su değirmeni ve birçok ev eşyası bulunuyor. Doğallığı ve bir zamanlar tüm ürünlerin kullanılmış olması ziyaretçilerin beğenisini kazanıyor. Müzenin bakımı ve sorumluğunu üstlenen Arif Baş’ın yeğeni Özer Baş, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi öğrencilerine de müzenin kapılarını açarak "Tüm objelerin bir yaşanmışlığı var. Amcamın hatırasını yaşatmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Müze ziyaretinde bol bol fotoğraf çekerek hatıra defterine de duygularını yazdığını söyleyen Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Hizmetler bölümü öğrencisi Cansu Can, bol bol fotoğraf çektiklerini ifade ederek şunları söyledi: "Müzeyi gezerken tarihte bir yolculuk yaptık gibi oldu. Yozgat için güzel bir değer." Gerontoloji bölümü öğrencisi olduğunu ve Bahadın Beldesini gezdiklerini söyleyen Burak Alçınar ise "Burası tarihi anlamda çok güzel bir yer. Arif Baş müzesinde eski tarihi aletler var. Eskiden kullanılan eşyalar var. Burada en çok ilgimi çeken alet ise tırpan oldu. Ben de daha önce kullandım. Gayet güzel bir yer hepinizi de buraya beklerim" dedi. Bahadın Arif Hoca Müzesi hem bölgenin tarihine ışık tutmaya hem de ziyaretçilerine zengin bir kültürel deneyim sunmaya devam ediyor.