Yerel Haberler
Gümüşhane
29 Aralık 2025 Pazartesi - 10:02 Gümüşhane’de kış masalı Gümüşhane’nin heybetli dağları, kar yağışının ardından kışın en sert ama en zarif yüzünü gösteriyor. Şehrin coğrafyasının yüzde 60’ını oluşturan dağlarını her mevsim adım adım dolaşan, kentin doğal güzelliklerini tanıtarak spor bilincini yaygınlaştıran Gümüşhaneli dağcılar, kış mevsiminin büyüleyici atmosferinde geleneksel hafta sonu yürüyüşlerine ara vermeden devam ediyor. Gümüşhane Valisi Aydın Baruş, Cumhuriyet Başsavcısı Ziya Burak Gürgah, Vali Yardımcısı Muhammed Deniz Kılınç, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Bilal Sarıdoğan ve Gümüşhane Dağcılık, Doğa Sporları ve Gençlik Derneği (GÜDAK) üyelerinden oluşan 30 kişilik ekip, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Çaltılı Köyü’nden hareket ederek karla kaplı parkuru yavaş ama emin adımlarla kat etmeye başladı. Karla kaplı çam ve göknar ormanları arasında unutulmaz bir gün geçiren sporcular yürüyüş boyunca yer yer 40 santimetreye ulaşan taze kar kütlesinin üzerinde yürüdü. Gangel mevkiinde rakım 2 bin metreye ulaşırken bu noktada vadilerin eşsiz manzarası katılımcıları mest etti. Orman içinden bin 304 metreye inişle tamamlanan parkur eşsiz manzaralar, unutulmaz anılar ve bol fotoğrafla ölümsüzleştirildi. "Manzaralara hayran kaldık" Etkinliğe katılan Gümüşhane Üniversitesi Öğretim Görevlisi Gökcem Duru, yaşadığı deneyimi "bir kış rüyası" olarak tanımladı. Duru, "Gümüşhane’nin keyfini çıkarmak için böyle bir etkinliğe katıldım. İlk kar deneyimim. Biraz korkuyordum açıkçası ama çok keyifli, çok yolunda gitti her şey. Böyle karla kaplı, ağaçlarla kaplı çok güzel bir yolda yürüdük. Manzara çok güzeldi. Çok eğlenceliydi. Ekip çok güzeldi bir kere. Manzaralara hayran kaldık. Bu kadar bilmiyordum gerçekten müthiş. Ağaçlar müthiş, kar manzaraları müthiş, yol müthiş, her şey çok güzeldi. Bu kadarını beklemiyordum ama çok keyifliydi. Katkılarından dolayı herkese teşekkür ederim" ifadeleriyle duygularını paylaştı. "Çok güzel manzaralarla karşılaştık" Faaliyetin sorumlusu Burak Soydaş ise Gümüşhane’nin doğa sporları için bir cevher olduğunu belirterek, "Çok güzel bir yürüyüş etkinliğiydi. Kar yağmasını fırsat bilip çam ve göknar ormanları arasında güzel bir yürüyüş etkinliğimiz oldu. Her hafta farklı farklı rotalara yürüyüş etkinliklerimiz oluyor. Bu haftaki yürüyüşümüz Çaltılı Köyü-Çamlıköy Köyü arasında gerçekleşti. Çok güzel manzaralarla karşılaştık. Kar ile oynadık, keyif aldık. Arkadaşlarımız umarım mutlu kalmışlardır. Faaliyet sonunda sucuk ekmek partisi verdik" dedi. Yürüyüşün finalinde bir bağ evinde çay içip sucuk ekmek yiyen sporcular 15 kilometrelik parkurun ardından stresten arınarak şehre döndü.
28 Aralık 2025 Pazar - 17:04 Zigana Gümüşkayak’ta hafta sonu yoğunluğu yaşandı Zigana Gümüşkayak Kayak Merkezi, hafta sonu yoğun ziyaretçi akınına uğrayarak renkli görüntülere sahne oldu. Doğu Karadeniz’in kış turizmindeki en önemli noktalarından biri konumunda bulunan Gümüşhane’nin Torul ilçesi sınırlarındaki Zigana Dağı, hafta sonunu değerlendirmek isteyen vatandaşların uğrak noktası oldu. Türkiye’nin ilk ve en önemli kış turizm merkezlerinden biri olan Zigana Gümüşkayak Kayak Merkezi, hafta sonu adeta dolup taştı. 2 bin 50 rakımlı zirveye çıkan ziyaretçiler, Zigana’nın eşsiz kış manzarasının keyfini çıkardı. Kayak merkezinde pistlerde hazırlık ve bakım çalışmaları sürerken, sezon henüz açılmamış olmasına rağmen yoğunluk dikkat çekti. Manzarayı görmek isteyen vatandaşlar nedeniyle merkezde ve çevresinde araç park edecek yer kalmazken, uzun araç kuyrukları oluştu ve bölgede zaman zaman trafik yoğunluğu yaşandı. Kayak merkezinde horonlar oynandı, kızakla kayan çocuklar renkli görüntüler oluşturdu. Yoğunluk sadece kayak merkeziyle sınırlı kalmadı. Zigana Dağı’nın eteklerinde ve yol kenarlarında da vatandaşlar hafta sonunu değerlendirdi. Yoğun rüzgara rağmen vatandaşlar akın etti Zigana Gümüşkayak Kayak Tesisi işletmecisi Abdullah Eroğlu, "Geçtiğimiz günlerde yağan karın yoğunluğuyla beraber pistlerimizde 30 ila 50 santimetre arasında bir kar var. Bu nedenle 7’den 70 yerli ve yabancı birçok ziyaretçi hafta sonu buraya akın etti. Hafta sonu yoğun geçiyor, bu kadar rüzgara rağmen çok fazla ziyaretçimiz var belli ki insanlar karı özlemiş" ifadelerini kullandı. Çocuklarıyla birlikte hafta sonu tatilini değerlendirmek için Zigana Dağı’na gelen Gülen Güler, "Zirve özellikle çok güzel yoğun bir kar yağışı tipi ve fırtına var. Çocukları hafta sonu eğlenmeleri için buraya getirdik soğuk ama çok güzel. Manzara çok güzel çam ağaçları çok güzel müzik eğlence her şey var" dedi. Sezgin Güler de, "Çocuklarımıza hafta sonu eğlencesi olsun diye buraya geldik. Ortam gayet güzel herkesin tatmasını isterim bu duyguyu. Dağlar, bol oksijen muhteşem" diye konuştu.
26 Aralık 2025 Cuma - 09:34 700 yıllık emanet nesilden nesile korunuyor Anadolu ve Karadeniz’in İslamlaşması ve Türkleşmesinde önemli rol oynayan Orta Asya evliyalarından Güvenç Abdal’a ait kılıç ve zırh gömleği, 700 yılı aşkın süredir Gümüşhane’deki torunları tarafından korunuyor. Ahmet Yesevi’nin Anadolu’ya gönderdiği talebelerden biri olan Güvenç Abdal, Gümüşhane’nin Kürtün ilçesine bağlı Taşlıca köyüne gelerek burada yaşamını sürdürdü. Türbesi Kırşehir’de bulunan Güvenç Abdal’ın temsili mezarlarından biri de adını taşıyan Güvende Yaylası’nda yer alıyor. Güvende Yaylası’nda yüzyıllardır yayla şenlikleri düzenleniyor. Kırşehir’den Taşlıca köyüne gelen Güvenç Abdal, bölgenin İslamlaşmasında etkin rol üstlendi. Köye yerleştikten sonra ilk olarak bir mescit yaptırdı. Yapılan mescit, 1800’lü yıllarda onarım gördü ve günümüze kadar ayakta kalarak halen ibadete açık şekilde hizmet veriyor. Güvenç Abdal tarafından yaptırılan camide uzun yıllardır görev yapan torunu İsmail Güvendi, atalarından yadigâr olan kılıç ve zırh gömleğini özel bir kutuda muhafaza ediyor. Üniversitelerde görev yapan bilim insanları tarafından gerçekleştirilen karbon testleri sonucunda kılıç ve zırh gömleğinin 1300’lü yıllara ait olduğu kesinleşti. Emanetlerin zamanla deforme olmasının nedeni ise 1915 Rus Harbi sırasında korunmaları amacıyla toprağa gömülmeleri oldu. Trabzon’un fethi sırasında sağlanan katkıların ardından Fatih Sultan Mehmet tarafından verilen fermanla tekke beratı alan Güvenç Abdal Ocağı’nda, Cumhuriyet’in ilanına ve tekke ile zaviyelerin kapatılmasına kadar uzun yıllar boyunca kazanlar kaynadı. Güvenç Abdal’ın oğlu Hıdır Baba ile torunlarının mezarlarının bulunduğu Taşlıca köyünde, Güvenç Abdal’ın tekkesinin yer aldığı alana evini inşa eden İsmail Güvendi, Güvenç Abdal’ın Ahmet Yesevi Tekkesi’nde yetiştiğini ve Anadolu’da etkin rol üstlenmek amacıyla Taşlıca köyüne yerleştiğini, burada yaşadığı süre boyunca çok sayıda müridi bulunduğunu söyledi. "Anadolu’nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında önemli bir rolü var" Güvenç Abdal’ın tekke kurarak Doğu Karadeniz’in İslamlaşmasına önemli katkılar sağladığını ifade eden İsmail Güvendi, "Güvenç Abdal, 1250’li yıllardan sonra Anadolu’ya gelen, Anadolu’nun kapıları açıldıktan sonra Anadolu’nun İslamlaşması ve Türkleşmesinde öncülük etmiş Anadolu alperenlerinden bir tanesidir. Güvenç Abdal’ın asıl ismi Halil Derviş’tir. Halil-i Nurettin olarak geçer şeceredeki ismi. 1250’li yıllarda buraya gelip mescidini yapıp burada bir tekke kurmuş ve buraların İslamlaşmasına öncülük etmişlerdir. Türkleşmesine de aynı zamanda bu Çepni boylarının Türkleşmesine onlarla birlikte büyük öncülük etmiş ve Anadolu’nun özellikle bu Karadeniz yöresinin fethedilmesinde müthiş fedakârlıklar göstermiştir. Fatih’in Trabzon’u fethinde bu ocak yetişenlerinden Çağırgan Baba’nın, bir rivayete göre 22 bin kişilik orduyla Kadırga Yaylası’nda Fatih’le beraber namazı idrak edip hutbeyi Fatih’in okuduğu, Çağırgan Baba’nın da orada namazı kıldırdığı rivayet edilmektedir" dedi. "700 yıldır bu kılıç ve zırhı koruyoruz" Güvenç Abdal’a ait kılıç ve zırhın karbon testleriyle 700 yıla tarihlendiğinin altını çizen İsmail Güvendi, "Emanetler, dededen toruna, torundan toruna aktarılmıştır. 1915 yılındaki Rus muhacirliğine kadar da büyük bir özenle korunmuştur. Bu emanetlerin bugün deforme olmasının en büyük sebebi, o dönemde güvenlik amacıyla toprağa gömülmüş olmalarıdır. Muhacirlik olayı yaşanınca dedelerimiz buradan ayrılmak zorunda kalmış, emanetleri toprağa gömüp gitmişlerdir. Geri döndüklerinde tekrar çıkarmışlar ancak doğal olarak bir miktar deformasyon oluşmuştur. Yapılan karbon testlerinde bu emanetlerin 1200’lü yıllara ait olduğu tespit edilmiştir. Daha sonraki yıllarda, özellikle 1990’lı yıllara kadar, ziyarete gelen bazı kişiler tarafından bu emanetlerden teberrük niyetiyle parça alınmış, koparılmıştır. Bu durum aslında çok yanlış bir uygulamaydı. Bunun farkına vardıktan sonra artık kimseye parça verilmemesi yönünde karar aldık. O dönemde ateşli silahların olmadığı bir zaman diliminden bahsediyoruz. Bu nedenle kılıçlar daha çok koruma amaçlıdır. Önceleri savaş meydanlarında kullanılan bu kılıç, sonraki dönemlerde aynı şekilde muhafaza edilmiştir. Hıdır Baba kullanmıştır, ondan sonra oğlu kullanmıştır. Ancak zamanla bu kılıçlar savaş alanlarında kullanılmaktan çıkmıştır. Biz bu kılıca ‘gönül kılıcı’ deriz. Aslında bu bir tahta kılıçtır. Koruma amacı taşımasının yanında, insanların gönlünü fethetmeyi temsil eder" diye konuştu.